Anaların Ardından Millet mi Ağlayacak?
Cüneyt Arcayürek 01 Ocak 1970
Analar ağlamasın dediler; süreç başladı.
Ülkede genel bir sevinç. Şehitler gelmiyor. Başbakan terör örgütüne güvence verdi...
Güvenlik güçleri yurtdışına çıkarken teröristlerinizin kılına bile dokunmayacak!..
Giderken bari silahlarını bıraksınlar diye ricacı oldu.
Yoooo, olmaz dedi Kandil: Silahlarımızla çıkarız.
Koskoca devletin kudretine laf söyletmeyen RTE ve hükümeti; PKK’nin ilk dayatmasına boyun eğdi.
Ne yapalım. Yeter ki analar ağlamasın!..
Analar ağlamadı ama...
...Kandil, İmralı, içimizdeki asırlardır ulus diye anılmamaktan, başka devletlerin himayesinde yaşamaktan oluşan nefretle soluk alıp veren Kürtler; işte bak dediler:
PKK ve azılı liderleri, başta Öcalan, yurtta barış sloganına öylesine sadık, öylesine özlem içinde ki, oysa teröristleri çekiyoruz yutturmacasıyla Türk kamuoyunu aylarca bir güzel uyuttular.
Ta ki, örgütün hükümete, söz verdiğimiz gibi barış dedik, teröristlerimizi çıkardık yurtdışına, diyerek...
...Artık barışın hukuksal yapısını inşa edecek ikinci aşamaya geçmenin zamanı geldiğini ilan etmesini, PKK eylemlerinin geri geleceği şantajını kullanarak dayattığı günlerde, hükümet, nihayet rahatsız olana dek!..
Sonradan rakamı yüzde 20’ye çıkaran Başbakan; PKK’nin ancak yüzde 15’inin yurtdışına çıktığını ve bu nedenle, sürecin ikinci aşamasına henüz geçilemeyeceğini açıklamak zorunda kaldı ve...
Bu süreçte aylarca PKK’nin gerçekten tümüyle yurtdışına çıktığından kuşku duyanların, fırsat verilirse yalaka TV’lerde, bizim de Güncel’de olduğu gibi kimi köşe yazılarının sorguladığı kaygılı soruları, RTE ve ilgili bakanları lütfedip yanıtlamadılar.
İkide bir Başbakan; yedi sekiz aydır şehitler gelmiyor, analar ağlamıyor ya; sen buna bak, ötesini bize bırak ve kes sesini; biz ne yapacağımızı; bir iki yazardan, bu konuda zaten Allahlık ana muhalefetten, hele hele küçük muhalefet partisi lideriyle sözcülerinin sert eleştirilerinden ders çıkaracak değiliz, dedi.
Medyayı da susturdu.
Analar ağlamıyor artık ağlamıyor diye ağızlara bir parmak bal:
Ülke aylardır sanal, sahte barış denizinde yüzüyor!
***
Kapalı kapılar arkasında halka yutturulan yapay barış sürecinin gerçek yüzünü MGK tutanaklarına geçiren açıklamaları; Hürriyet dün, manşetlik değerde, ne ki arka sayfalara atılan haberinde açıkladı.
Milletten devlet sırrı diye saklanan gerçekleri MİT:
Köşk’te; ikinci kez Çankaya’da kalabilmek için kimi önemli olaylarda RTE’nin aksine açıklamalar yaparak kamuoyunu tavlama gayretindeki, AKP’nin Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında, Başbakan koşutunda oluşan başta Genelkurmay Başkanı’yla komutanların, hükümet başkanının düdüğünü çalan üye bakanların katıldığı Milli Güvenlik Kurulu’nun 25 Haziran’daki toplantısında ayrıntılarıyla anlattı.
PKK’ni cümbür cemaat yurtdışına çekildiği tam anlamıyla palavra!.
Raporlara göre örgüt, analar artık ağlamıyor sloganıyla hükümetin halkı uyutmasının sağladığı ortamda:
“PKK, Türkiye’den bütünüyle çekilmeyecek (tabii çekilmedi). Kritik ve geri kazanılamaz gördüğü yerlerde silahlı güçleri kalacak (tabii kaldı). Örgüt için stratejik önemi bulunan Hakkâri Dağlıca, Zağros sahası, Ağrı Dağı, Tunceli Çemişkezek, Aliboğazı ve Kutuderesi bölgelerinde çekilme gerçekleşmedi. Çekilen PKK’liler ise Türkiye’ye dönme ihtimaline silahlarını gömerek Kandil’e bilgi verdi.”
Kısacası, ellerinde basit silahlarla örgütün ancak yüzde 15 veya 20’si, çekilen birliklerle birlikte yürüyen, Hasan Cemal gibi ünlü gazetecinin tanıklığı, örgütün tümüyle yurdu terk etti, ediyor gaygarası günlerce medyada baş köşelerde yer aldı.
***
Raporlar başka bir gerçeği daha açığa çıkarıyor.
İpin ucunu İmralı’ya, Kürt amaçları peşinde koşan örgütlere kaptıran RTE ve hükümeti; iç kargaşadan yararlanan PKK’nin güdümünde K. Suriye’de “bir yeni mevzi açıyor”.
Bu hükümet de K. Suriye’deki oluşumu denetliyor, gelişmelere egemenmiş gibi orada yaşayan PKK’yle bağlantısı olmadığını varsaydığı girişimlerin yetkilileriyle görüşmeler yapıyor.
İktidar, Suriye’de hükümet kuruluncaya kadar Kuzey Suriye’yi yönetecek oluşuma “hakkınızdır” diye arka çıkıyor. Oysa bu girişim, PKK’nin (Türkiye’deki Kürt dünyasının) hükümetin hoşgörüsüyle Güneydoğu’da özel bir yönetim kurma hayalinin gerçekleşen ilk parçası!
Giderek Kürt dayatmaları gerçekleşerek ülkenin bölünmesine önayak olacak gelişmelere gebe. BDP Başkanı Selahattin Demirtaş’ın CNN Türk’te açıkladığına göre, “Türkiye 20-25 yerinden yönetim bölgelerine ayrılma” arifesinde.
Daha ne istiyorsunuz, analar artık ağlamıyor şemsiyesi altında RTE ve hükümet...
***
...böylece gerçekleşecek bölünmenin arkasından milleti ağlamaya hazırlıyor!