Sınır ötesine izin talebi ve hükümranlık?
Sebahattin ÖNKİBAR 07 Kasım 2007
Bir ay öncesine gidelim ve Başbakan Erdoğan’ın söylediklerini hatırlayalım.
Şırnak’ta verilen 13 şehit sonrasında Erdoğan şöyle bir değerlendirme yapmıştı:
“5 Kasım’da Bush ile görüşeceğim. Bu konuyu da konuşacağım.”
Düşünebiliyor musunuz, sınırlarınızdan sızılarak saldırıya uğruyorsunuz, 13 askeriniz şehit ediliyor, Başbakanınız konuyu Bush ile konuşacağını söylüyor.
Sanki öldürülen Türk askeri değil de, ABD askeri !
Sanki Erdoğan Türkiye’nin seçilmiş Başbakan’ı değil de, ABD’nin Genel Valisi !
Onbeş gün öncesine gidelim:
Dağlıca’da yine baskın, yine 12 şehit.
Başbakan yine patinaj yapıyor ve kamuoyunu oyalıyor.
Günler ve haftalardır oynanan bir tuluatla gaz almaya çalışılıyor.
Amaç belli ki 5 Kasım görüşmesini beklemek.
İyi de Türkiye K.Irak’a daha önce 24 kez girmedi mi?
Girdi...
Her gidişte bugünkü gibi Beyaz Saray’dan izin
istendi mi?
İstenmedi...
Peki şimdi neden isteniyor?
Bu sorunun cevabı şudur:
Fiili meşruiyetinizi Beyaz Saray’larda ararsanız, oradan izinsiz bir şey de yapamazsınız.
2002’nin son günlerini hatırlayın ve sadece AKP Genel Başkanı sıfatını taşıyan Erdoğan’ın Beyaz Saray’daki ağırlanışını göz önüne getirin, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Dahası, AKP’nin Hamas ve Meşad ile kurduğu diyalog sonrasında oluşan ABD-İsrail tepkisine karşı zuhur eden paniği ve “Ne olur bizi deliğe süpürmeyin” yakarışını
düşünün.
Söylemek istediğimiz, kolunuzu bu şekilde kaptırırsanız olacağı budur.
Meşru haklarınız için bile Okyanus ötelerinden izin ve onay almak durumuna gelmişseniz, siz gerçek anlamda ne bağımsızsınız ne de hükümran!
Bir başka şey, söyler misiniz kendine yapılan saldırıya bile cevap vermek için ummanlar ötesine gidip izin talep eden Türkiye, Kerkük ile ilgili olarak yapılacak bir dayatmaya ve eşikteki Kürdistan’ın bağımsızlık ilanına nasıl tepki gösterecek? Gösterse bile bunu kim umursayacak?
Evet cevap verin, böyle bir zihniyet ve kadrolarına Kerkük ve Bağımsız Kürdistan konularında güven duyulabilir mi?
Gelelim bugünün tablosuna:
Bu satırların yazıldığında saat farkı sebebiyle Erdoğan-Bush görüşmesi henüz yapılmamıştı.
Beklentimiz daha önce defalarca yazdığımız gibi, Türkiye kamuoyunda oluşan infiali gemlemek için göstermelik bazı adımların atılmasına Washington’un yeşil ışık yakacağıdır.
Bunlar birkaç teröristin teslimatı ve sınırlı bir operasyon
izni bile olabilir.
Peki bu çözüm müdür?
Olmadığı, göreceksiniz çok yakında anlaşılacaktır.
Türkiye K.Irak’a topyekün bir harekat yapmaz ve bölgede uzun süre kalmaya karar vermezse, bu bilinmelidir ki bölge haritasının yeniden çizilmesine razı olarak algılanacaktır.
Çizilirse çizilsin demeyin, bu haritanın sınırları Erzurum’a dayanıyor.