Askerleri alırken Barzani’ye teslim olmak!..
BEHİÇ KILIÇ 07 Kasım 2007
ABD, yanaşmaları ile ülkemizi kedi önündeki yumağa çevirdi, tokatlayıp duruyor! “Esir asker” tiyatrosu ile Türkiye’yi hem Barzani hem de PKK çetesi ile masaya oturtuverdi...
Hem de, devleti yönetenleri Oval Ofis’e huzuruna alacağı gün...
Yanmışız ey halkım, ağlayanımız yok!..
Sen maçtaki hakem hataları ve de “BBG evi” ile meşgulken vatan elden gitti gider!..
Hale bakınız!..
Hükümet Sözcüsü Bakan bey, DTP’lileri Kandil Seferleri için suçlarken, Apo’nun parlamento kolu gerine gerine açıklama yapıyor “Buraya gelişimizden iktidarın haberi var” diyor.
Sadece “iktidarın”haberi olsa iyi...
İşin içerisine “Çankaya’da oturan” ve devletin birinci temsilcisi olan muhterem de girivermiş!.. Abdullah Gül’ün icraatlarına bakınca?!.
Vay efendim vay!..
Tüccar Gazeteci kartvizitli bir ünlü kişi var... İlnur Çevik adlı bu kişi, Barzani ve Talabani ile yakın ilişkiler geliştirmiş, onların lehine faaliyet ve demeçleri ile tanınıyor..Ankara’lı... Ankara’da, İngilizce yayınlanan bir gazetesi de var... Hakkında da bin türlü, kırık dökük söylenti... O’nun için en net söylenen, Barzani ve Talabani’nin çıkarlarına faaliyetlerine çok önem verdiğidir ve buna rağmen Ankara üzerinde geniş bir hareket kabiliyeti vardır!.. Bu son olayla güç odaklarına da ışık tutulmuştur diyebiliriz...
Bu İlnur Çevik ile Abdullah Gül arasında yakınlıklar mevcut... Sık sık Çankaya Köşkü’nde boy gösteriyor...
Gene öyle olmuş!..
Çankaya Köşkü’ne telefon etmiş... Telefona muhtemelen Gül’ün danışmanı Ahmet Sever adlı kişi çıkmıştır... Bu kişinin de, geçmişte PKK ile ilgili işlerde bir garip şekilde adı geçmiştir... Bu yüzden, İlnur Çevik’in “aramasındaki” “mana ve önem” aciliyet kazanmış olabilir, her ne ise... Barzani’nin kankası, Gül ile konuşmuş, “Çankaya’daki” karşısındaki, “Barzani’nin oradaki”ne “Askerleri kurtarmak için ne gerekiyorsa yap” demiş!..
Hey kocaman Allah’ım işe bak!..
Detay bilgiyi, Star Yazarı Şamil Tayyar şöyle aktarıyor:”
-Gül, Çevik’e bir de yol gösterdi. Çevik, kısa süre sonra MİT’in merkez karargahındaydı. Gelişmeleri, istihbarat elemanlarıyla kapsamlı olarak görüştü. İzlenecek yöntemle ilgili tüm detaylar belirlendi. Diğer taraftan Genelkurmay bilgilendirildi ve Kuzey Irak’ta konuşlanan askeri birliğimizin komuta kademesiyle irtibat kuruldu.
-Çevik’in MİT karargahındaki temaslarının sürdüğü günün gecesi saat 23.00 sularında Erbil’de bazı subaylarımızla erlerin serbest bırakılması için devreye giren vakıf yöneticileri bir araya geldi.
-Bu görüşme sonucunda, erlerin 2 Kasım Cuma günü serbest bırakılması kararlaştırıldı...”
Bu ilişkiler, Barzani’ye göğsünü siper etmiş bir muhteremin, Türk Devleti’nin üst katmanlarında attığı turlar, doğrusu insanın içini ısıtıyor... Olan bitenle ne kadar gurur duysak azdır!..
Şimdi, bu “tiyatroyu” sindirmek için, olan bitene “derin” bakalım...
Senaryo şöyle...
Tüccar gazeteci İlnur bey, Erbil’deki Tolerancy International (Uluslararası Tolerans) adlı vakfın yöneticileri arasında imiş!.. (İsme dikkat, Tolerans, diyalog) Vakfın yöneticilerinden biri de Hüseyin Sincari... Bu bey de Barzani ekibinden... Irak’ın kuzeyinde bir türlü bulunamayan PKK’lılar, bir anda ortaya çıkıyor ve bu vakfa “gelin askerleri size verelim” diyor...
Hemen ardından, İlnur Çevik’i malum medyanın ekranlarında görüyoruz, Barzani’yi parlatıyor... Ardından da esirlerin serbest bırakılacağı haberini veriyor!..
Askerler bırakıldıktan sonda, aynı ekranlarda, Barzani’nin Türkiye’deki matbuatta besledikleri ekrana gelip, efendilerinin propagandasına başlıyorlar ve askerlerin onun gayretleri ile serbest kaldığını, Türk Milleti’ne şırınga edip “sınır ötesi”ne lafı getiriyorlar...
Milletimiz, çocuklarımızı kimin kurşunladığına akıl erdirmeye çalışırken, ABD kedi yumağını tokatlar gibi üzerimize Barzani ile uşaklarını sürüveriyor...
Son söz, Vatan Gazetesi İlnur Çevik’i anlatırken şu bilgileri veriyor... “Çevik, Abdullah Gül’e de yakınlığıyla tanınıyor. Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde Celal Talabani ile İstanbul’da gizlice buluştu. 2, 5 saat süren yemeğe katılanların Dışişleri Bakanlığı’nın protokol arabasıyla taşınması dikkat çekti...”
Allah Çankaya’daki ile yakınlarını başımızdan eksik etmesin, olmasaydı ne yapardık?..