PKK'da iç savaş hazırlığı-2
Gültekin Avcı 01 Ocak 1970
Kato Dağı'ndaki Meydana Kolya yaylası.
Laleş ve Faraşin'den sonra PKK bu defa vatandaşları 20 Ağustos'ta Meydana Kolya yaylasına çağırdı.
Herkes gitmek zorundaydı.
Öyle bir mecburiyet ki, resmi daireler hariç tehditle her yeri kapattırıyorlar.
Yolcu taşıyan servislere izin vermiyorlar, işyerlerine de kepenk kapattırıyorlar.
'Herkes yaylaya gidecek' çünkü.
Geçen sene Kato Dağı'ndaki çatışmada güvenlik güçlerimizce öldürülen hainlerden Ferdi Dehşet'in (Botan Hilvan) cenaze merasimi yapılacaktı.
Hatırlarsanız Kato Dağı'nda geçen yıl güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölen 'Mehmet Goyi' kod PKK'lı Mehmet Kaplan'ın cenazesi Van, Hakkâri ve Şırnak üçgeninde bulunan Faraşin Yaylası'na gömülmüştü.
HPG Van eyalet sorumlusu Simko Derik, törene silahlı ve üniformalı katılan PKK teröristleriyle birlikte, Faraşin Yaylası'nda kurdukları şehitliğin adını "Mehmet Goyi Şehitliği" olarak cenazede mevcut oradaki halka ve BDP yetkililerine ilan etmişti.
Hatta bunun için 1-2 ay iş makineleriyle çalıştılar.
PKK yeni bir şehitlik açtı
İlk yazımda belirttiğim üzere Laleş Yaylası'nda topladıkları cenazeleri, halkı baskı altında tutmak için topluca değil, birer ikişer naklediyorlar.
Neredeyse iki günde bir cenaze merasimi var.
PKK/HPG teröristleri yeni şehitlik açacakları Meydana Kolya yaylasına her zaman olduğu gibi yine üniformalı silahlı ve araçlarla geldiler.
Yaylaya giden gruplarla birlikte araçlardaydılar.
Ellerindeki uzun namlulu silahlarla Beytüşşebap çıkışında Sinekli mevkiindeki askeri kontrol noktasına kadar araçlarda seyrettiler.
Kontrol noktasına yakın silahlarıyla birlikte araçlardan inip, Dağaltı güzergâhından 1 km kadar yürüdüler.
Sivil vatandaşlar araçlarıyla kontrol noktasını geçince 1-2 km ötede yolda inip onları bekleyen silahlı PKK'lılar tekrar araçlara bindiler.
Laleş'te, Faraşin'de ve bu defa da Meydana Kolya'da binlerce kişilik halk kitlesinin karşısına PKK/HPG unsurlarının üniforma ve silahlarıyla pervasızca çıkması kitlelerin üzerinde oldukça etkileyiciydi.
Devlet yanlılarını endişeye sevk ediyordu bu görüntü.
Pek çok kişinin çaresizlikle yeni otorite olarak PKK'yı kabul ettiği söyleniyor.
Kritik nokta, silahlı PKK unsurlarının bölgede legal bir STK kadar kolay ve rahat hareket etmesiydi.
Ellerinde uzun namlulu silah ve üniformalarıyla halkın gözü önünde karayollarında ve sokaklarda üstelik araçlarla seyreden halkla yoğun şekildi muhatap olan PKK'lılar, PKK yanlısı olmayan Kürtler'de yoğun umutsuzluk ve kaygı oluşturmuş.
Ve PKK, Meydana Kolya yaylasında yeni bir şehitlik açtı. (Kutray Faraşin Şehitliği)
Bundan sonra güvenlik güçleriyle çatışmalarda ölen PKK'lılar bu şehitliklerde defnedilecek.
Şırnak'ta devlet yanlısı olmanın imkânsızlaştığını, bölgede devletin süratle yalnızlaştığını söylüyorlar.
"Çözüm süreci bitince iç savaş" diyen PKK'lı yetkililer, şehirlerde savaşacak milis kuvvetlerini teşkil etmek için kolları sıvaması da yeni değil.
İlk yazımda belirttiğim Faraşin Yaylası'na gelen 1500'ün üzerindeki PKK milis sayısı, sadece o gün o yaylada bulunanlar içindeki sayıydı.
Oysa hepsi orada değildi iç savaş için hazırlanan milislerin.
Sadece Cizre'de PKK'nın iç savaşa hazırladığı, silahlı eğitim verdiği, silah dağıttığı milis sayısı 1500-2000 civarında.
Şırnak'ta 1500 dolaylarında.
5400 civarında nüfusu olan Beytüşşebap'ta PKK'nın teşkil ettiği milis sayısı 600-700 civarında.
İç savaş için teşkil edilen milis kuvvetleriyle PKK'nın gençlik yapısı YDGH birlikte silahlı eğitime tabi tutuluyor.
Meydana Kolya'da binlerce kişiye ve teşkil ettikleri milislere seslendiler yine.
Çekilme yüzde 10’un altında
"Savaşa hazırlıklı olun" dedikten sonra şunu söylediler:
- Bu defa eskisi gibi sadece biz değil siz de savaşacaksınız. Bu savaşı hep beraber yapacağız. Bağımsızlığımıza beraber yürüyeceğiz. Artık dağda savaş yok!
Hatırlanacağı üzere BDP milletvekili Nazmi Gür de, Faraşin'de silahlı PKK teröristlerinin de olduğu yaylada, çözüm sürecinin kendilerini 4 parçalı Kürdistan'da özgürlüğe götüreceğini fütursuzca söylemişti.
Şırnaklılar'ın söylediği, devletin çözüm süreci olarak üstüne düşen her şeyi söz verdiği gibi yapmasına rağmen, PKK'nın bir tek adım bile atmadığı.
Çözüm süreci PKK cenahında Türkiye'de zayiat vermeden, sıkıntı ve tazyik görmeden ve örgütsel faaliyetleri engellenmeden Suriye'yi bekleme süreci olarak yorumlanıyor.
Başbakan Erdoğan çekilme oranını %20 olarak açıkladı.
Gayri resmi gerçek maalesef böyle değil.
Bölgedeki diğer iller de dikkate alındığında gayriresmi çekilme güvenlik kuvvetlerine göre %10'un altında.
Bölgeyi daha iyi bilen PKK yandaşı olmayan halka ve koruculara sorulduğunda, "Hiç çekilme olmadı, bilakis artı kadrolar geldi şehirlere, köylere yanı başımıza silahlarıyla yerleşti" diyorlar.
Çekilme görüntüleri ve güvenlik birimlerinin teyit ettiği çekilmeler ise, özellikle yeni katılımların Kuzey Irak'a intikaliyle ilgili.
Sütun bitti, ama anlatacaklarım bitmedi.
