Şerefli Bir Darbeci,Yakup Cemil!
Arif Akpınar 01 Ocak 1970
Yakup Cemil İttiat Ve Terakki'nin fedaisi bir subaydır.
İlk görev yeri Manastır idi. Burada Enver Paşa'nın emrinde bulunmuş ve hayatı boyunca da Enver Paşa'nın en yakınındaki adamlarından biri olmuştur. II. Meşrutiyet dönemine kadar bu bölgede görev yapar. Burada görevli iken Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut çetelerine karşı mücadele eder. Gayri Nizami Harp tecrübesini bu dönemde kazanır.
İttihat ve Terakki cemiyetince 1909 yılında İran'a gönderilir. Görevi daha önceden kaldırılmış olan meşrutiyeti yeniden ilan ettirmek üzere yeraltı faaliyetlerinde bulunmaktır.
1910 da Umum Müfettişi olarak Adana'da görevlendirilir. Burada gazeteci Ahmet Samim Bey'e düzenlenen suikastın faili olduğu iddia edilir ancak bu iddia ispatlanamaz.
1911'de İtalyan işgaline maruz kalan Kuzey Afrika'daki son Osmanlı toprağı Trablusgarp'ı (Libya) kurtarmak amacıyla başlatılan mücadeleye katılır. Yakub Cemil yine Enver Bey'in emrindedir. Yerel halkı örgütleyerek gerilla savaşını başlatırlar. Burada, ajanlık yaptığından şüphe ettiği kendisinden rütbeli bir Teğmen'i bir gece çadırına gelerek uykusundan kaldırıp kafasına bir kurşun sıkarak öldürür.
1912'de Rumeli'nin Bulgarlara bırakıldığının ileri sürerek tarihe Bab-ı Ali baskını olarak geçen ikinci ihtilalini gerçekleştirir. Yakub Cemil, Bab-ı Ali binasına ilk giren baskıncılar arasındadır. Baskın esnasında karşılarına çıkan ve "Siyasete karışmayacağınıza söz vermiştiniz sözünüz bu muydu?" diyen Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa'yı "bu herife laf anlatılır mı" deyip şakağından vurur. Bu olayın etkisiyle kısa bir süre sonra, yüzbaşı rütbesinde iken ordudan atılır. Aynı yıl, Enver Bey'in emrinde orduda gönüllü olarak yer alır.
1914 de Teşkilat-ı Mahsusa'nın resmen kurulmasıyla bu kuruma alınır. 2000 kişilik mahkûm ordusuyla ilk görev yeri olan Doğuanadolu'ya yola çıkar. Çorum'da konakladıkları esnada yerel halktan birini yargılamadan idam ettirir. 1915 de alınan kararla Erzurum ve çevresindeki Ermenilerin tehcir edilmesini organize eder. Tehcir süresinde emrini verdiği bazı komitacıların yargısız infazları nedeniyle bu görevinden de alınır. Yeni görev yeri olan Bitlis'te, emirleri ihlal edip çıkan isyanlara karşı aşırı sert davrandığından dolayı, bu sefer de Bağdat'a gönderilir. Bağdat cephesinde de emirleri ihlal etti ve fevri olarak emrettiği bir taarruzda bölüğünün büyük kısmını kaybeder.
İstanbul günlerinde İttihat ve Terakki yönetimi ile ters düştü ve İtilaf devletleri ile barış için İttihat ve Terakki hükümetini ikna, bu mümkün olmazsa darbe ile devirme planları yapar.. Talat Bey grubunun Enver Paşa'yı kandırması sonucunda hükümeti devirmeye teşebbüs ve Harbiye Nazırı Enver Paşa'ya suikast suçlamasıyla tutuklanır, hakkında idam kararı verilir.
Kendisini idam edecek olan askerlerin "ateş" emrine rağmen ateş edemezler. Zira askerler içinde oldukça sempatizanı vardır. Yakub Cemil, idam mangasındaki askerlerin itaatsiz davrandıklarını görünce; "ateş" emrini kendisi verir.
Yakup Cemil darbe yapınca bir efsane olacağını düşünür. Bir Osmanlı subayı olarak her şeyin üstünde olduğunu ve zaman zaman rutin dışına çıkabileceğini, bunu da devletin bekası için yaptığını düşünür. Darbe yapmak gibi bir hakkının olduğunu da düşünür. Eğer darbeyi gerçekleştirirse kahraman olacağını bilir. Ancak darbeyi gerçekleştiremezse bunun karşılığının idam olacağını da bilir. Yani O, darbe teşebbüsü yaparken ölümü göze alarak yapan bir gözü karadır.
Yakup Cemil, darbe teşebbüsü başarısız olunca da kem küm etmez. Benim yaptığım sadece bir senaryodan ibaretti diye, kendini aklamaya çalışmaz.Bilir ki darbeye teşebbüsün cezası idamdır. Ve bundan dolayı da idama mahkûm edilince kendi idamının ateş emrini kendisi verir.
Yakup Cemil, deli dolu, gözü kara suç işlemiş ve bunu da sineye çekmiş şerefli bir darbecidir!