« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Eki

2013

VANÎ MEHMED EFENDİ

01 Ocak 1970

(ö. 1096/1685) Vaiz ve müfessîr.

Van'ın Hoşap kasabasında dünyaya geldi. Babası Bistâm Efendi'dir. Doğdu¬ğu şehre nisbetle Vanî ve Hoşâbî nisbele-riyle anılmıştır. Bazı kütüphane katalog¬larında ve bibliyografik eserlerde Vanku-lu Mehmed Efendi ile (ö.1000/1592) ka¬rıştırılmıştır. Mehmed Efendi'nin tahsil hayatına ilişkin ayrıntılı bilgilere yalnızca Uşşâkîzâde'nin Hadâyiku'l-haköyık fî Tekmile ti'ş-Şekâyık Zeyli adlı eserin¬de rastlanır. [1][203] Onun belirttiğine göre Mehmed Efendi, Hoşap kasabasın¬dan küçük yaşlarda ayrılıp Van"a gelerek ilim tahsiline burada başlamış, ardından Tebriz, Gence ve Karabağ'a gitmiştir. Ka-rabağ'da hocası Molla Nûreddin Efendi'¬nin yanında on yıla yakın bir zaman kal¬dıktan sonra Erzurum'a geçmiş ve İstan¬bul'a gidinceye kadar orada yaşamış¬tır.
Mehmed Efendi'nin Erzurum'da ilk gö¬revi vaizliktir. Talebelerinden İshak b. Ha¬san Tokadî, Nazmü'1-ulûm adlı eserinde hocasını öğüt denizine benzetmiştir. [2][204] Vaizliğin yanı sıra ilim meclislerindeki sohbetleriyle de tanınan Mehmed Efen¬di, Zilhicce 1069'da (Eylül 1659) Erzurum beylerbeyi olarak şehre gelen Köprülüzâ-de Fâzıl Ahmed Paşa'mn takdirini kazan¬dı. Fâzıl Ahmed Paşa sadrazam olunca [3][205] onu İs¬tanbul'a davet etti ve IV. Mehmed ile ta¬nıştırdı. Mehmed Efendi kısa sürede pa¬dişahın yakın ilgisini kazandı. IV. Meh¬med yanından ayırmadığı Mehmed Efen-di'nîn vaazlarını ve huzur derslerini din¬ler, her vesileyle ona izzet ve ikramlarda bulunurdu. Mehmed Efendi. 1076'da (1665) İstanbul'da Yenicami kürsü vaizli¬ğine ve hâce-i sultânîlik görevine getiril¬di. Bu arada Şehzade Mustafa'nın hocalı¬ğını üzerine aldı ve kendisine hünkâr vai¬zi payesi verilince bu görevi damadı Sey-yid Feyzullah Efendi'ye devretti.

1094'te (1683) II. Viyana Kuşatması'na ordu vaizi olarak katılan Mehrned Efen¬di, Teşrifatçıbaşı Ahmed Ağa'nın Viyana Seferi Rûznâmesi'ne göre Viyana'yı ku¬şatan askerlerin siperlerini dolaşıp etkili sözlerle onları şevke getirmeye çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Viyana Ku-şatmasfnın bozgunla sona ermesi Meh¬med Efendi'yi de etkiledi. Vezîriâzam Kara Mustafa Paşa, bu seferin gerçekleş¬mesini sağlayabilmek için onun da içinde bulunduğu bir gruba vaazlar verdirmişti. Mehmed Efendi, aslında bu işe pek ta¬raftar olmayan padişahın ikna edilme¬sinde ve kamuoyu oluşturulmasında et¬kili olmuş, bu durum onu savaşın başlıca teşvikçileri arasına sokmuştu. Bu sebeple IV. Mehmed, kamuoyunda meydana ge¬len galeyanı hafifletmek üzere çok sev¬diği hocasını görevlerinden uzaklaştırdı ve Bursa Kestel'e sürgüne göndermek zorunda kaldı. Sürgün olayı Mehmed Efendi'yi çok üzdü ve bundan az sonra 14 Zilkade 1096'da (12 Ekim 1685) vefat etti. Mezarı Kestel'de yaptırmış olduğu caminin girişinde bulunmaktadır.

Vanî Mehmed Efendi'nin tanınmış iki öğrencisi bulunmaktadır. Bunlardan biri, Edirne Vak'ası'na yol açmasıyla tanınan damadı Şeyhülislâm Seyyid Feyzullah Efendi, diğeri şair İshakb. Hasan Toka-dî'dir. Mehmed Efendi'nin Ahmed, Mahmud ve Selman isminde üç oğlu vardır. Adı kaynaklarda geçmeyen bir dördüncü oğlu da Bursa Çendik Medresesi'nde mü¬derrislik yapmıştır. Oğullarından Ahmed Efendi İstanbul pâyelilerindendi, Selman Efendi de Haremeyn evkafı müfettişiydi. Edirne Vak'ası'nda her ikisi de öldürül¬müştür.

IV. Mehmed döneminin dinî ve siyasî alanda en etkili kişilerinden biri olan Meh¬med Efendi, XVII. yüzyılın dinî hayatında önemli bir yer tutan mutasavvıf-fakih çe¬kişmesinde fakihlerin yanında yer almış¬tır. Mutasavvıf şair Niyâzî-i Misrî'nİn Bur-sa'dan Limni adasına sürülmesi, Baba¬eski'de bulunan bir Bektaşî tekkesinin yıktırılması, Mevlevi ve Halveti dergâhla¬rının kapattırılmasından sorumlu tutul-maktadır. Niyâzî-i Mısrî, Mehmed Efendi ile olan mücadelesini bir eserine yansıt¬mış ve onun aleyhinde bir âyeti te'vil et¬miştir. Tâhâ sûresinin 42. âyetinde ge¬çen "ve lâ teniyâ fî zikri" ibaresindeki "ve-nâ" fiilinden gelen kelimenin ism-i failini alarak, "Benim zikrimde gevşeklik gös-termeyin" anlamındaki ifadeyi, "Benim zikrimde Vanî olmayın" şeklinde yorum¬lamıştır. Ayrıca ebced hesabına dayana¬rak Vanî'nin kendisine düşman olacağını. fakat sonunda kendisinin üstün geleceği¬ni âyetlerden çıkarmaya çalışmıştır. [4][206] Mesihlik iddiasıyla ortaya çıkan Sabatay Sevi'nin Mehmed Efendi huzu¬runda sorgulanması da bu dönemin önemli olaylarından biridir.

Mehmed Efendi'nin bazı hayratı vardır. Eskiden Papaz Bahçesi, Papaz Korusu denilen Üsküdar yakınlarındaki bir semti IV. Mehmed hocasına bağışlamış ve Bo¬ğaziçi'nde bulunan bu semt daha sonra¬ları onun ismiyle Vaniköy diye anılmıştır. Semtin imarında Mehmed Efendi'nin bü¬yük katkıları olmuştur. 1076 (1665) yılında buraya Vaniköy Camii"ni yaptırmış, ayrıca evler ve caminin yanına bir medrese inşa ettirmiştir. Cami ve ona ait bir yalı bu¬gün halen mevcuttur. Padişah, Mehmed Efendi'ye cizye ve gümrük muhasebele¬rinden 2000 akçe verdirmiş, Bursa'da Kestel Kalesi ve çevresindeki birçok köyü de ona temlik ettirmiştir. Mehmed Efen¬di Kestel'de mescid, medrese ve imaret yaptırmıştır. Kestel'deki cami sürgünün¬den önce 1084 (1673) yılında yapılmıştır.

Eserleri.

Mehmed Efendi dinî-siyasî içerikli konularla ilgili olarak birtakım ri¬saleler kaleme almış ve o dönemde çok okunan bazı eserlere haşiyeler yazmıştır.
1. Arâ'İsü'l-Kur'ân ve nefâ'isi'l-Furkün ve ferâdîsü'l-cinân. Mehmed Efendi'nin en önemli eseri olup Kur'an kıssalarının bir tefsiri mahiyetindedir. İki bölümden meydana gelen eserin birinci bölümün¬de, âlemin yaratılışından başlamak üze¬re Kur'an'da adı geçen peygamberlerin kıssalarını anlatan âyetlerin tefsiri yapıl¬makta, ikinci bölümde Hz. Peygamber'in doğumundan vefatına kadarki hayatı ilgili âyet, hadis ve rivayetlere dayanılarak anlatılmaktadır. Bu bölümün sonunda Hz. Ebû Bekir'in hilâfeti ve onun yalancı peygamberlerle mücadelesi söz konusu edilmektedir. Kayseri Râşid Efendi Kü-tüphanesi'nde bir [5][207] Süleymani-ye Kütüphanesi'nde dokuz, Beyazıt Dev¬let Kütüphanesi'nde de bir adet olmak üzere toplam on bir nüshası bilinmekte¬dir. Brockelmann, bir yazmasının da Berlin Devlet Kütüphanesi'nde [6][208] kayıtlı bulunduğunu söylemektedir. [7][209]

2. A'mâlü'1-yevm ve'l-leyl. Meh¬med Efendi'nin sabah ve akşam yapmış olduğu, hadislerde yer alan dua ve zikirleri içeren bu risalesinin Süleymaniye Kü¬tüphanesi'nde bazı nüshaları bulunmak-tadır. [8][210]

3. Tasavvufî Bid'atlardan Sakın¬maya Dair Bir Risale. Cehren zikir yap¬manın mekruh olduğunu ortaya koyan eser Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıt¬lıdır. [9][211] Risale bazı nüshalarda Risale fî kerâhiyyât el-cehr [10][212]ve Risale ti hakki'I-farz ve's-sünne ve'1-bid'a fîba'zı acmâl [11][213] ve Risale fî reddi ahvâli'1-mübtedün [12][214] adıyla da kaydedilmiştir.

4. Münşeat. Mehmed Efendi'nin zamanın devlet bü¬yüklerine yazmış olduğu mektupları ve bazı törenlerde yaptığı duaları içermek¬tedir. [13][215] Onun çeşitli konularda birkaç va¬raktan oluşan bazı ta'likat ve risaleleri de vardır.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 5765

ulkucudunya@ulkucudunya.com