FARUK AKKÜLAH
01 Ocak 1970
1927 Yılında Senirkent'te doğan Akkülâh, 20 Ekim 1991 Yılında vefat etmiştir. AÜ İlahiyat Fakültesi mezunu olup Adana İmam-Hatip Lisesi Müdürlüğünden sonra 1969 Yılında Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) adının, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'ye dönüştürüldüğü ünlü Adana Kongresi'nin hazırlayıcısıdır.
Akkülâh, milletvekili çıkaracak hale getirmiş olduğu Adana'da, yerini Alparslan Türkeş'e ikram etmiş ve seçilmesini sağlamıştır.
MHP ADINABİRKONUŞMASI
Bizim için aziz olanlar. Beşiğimiz ve kabrimiz olacak vatan toprağının alet yüzlü sahipleri, hayat mücadelesi için dertli insanların bulunduğu bir vatanın mesut tarafı yoktur. Allahın, cennetine misal olarak yarattığı bu toprakta kendi kaderlerine terk edilmiş nasırlı eller, çatlak dudaklar, çıplak ayaklar, hep bizi hep sizi bekledi. Ona ışığımızla, bilgimizle, faziletimizle onu aydın yarınlara, mesut sabahlara götürecek bir lokomotif olamadık. Bizi aydın yapan lambaya ışık için alın teri gözyaşı döken, bizi okutmak için cahil kalan, bizi yaşatmak için ölen, bizi adam etmek için sapana giren o oldu. Fakirliğiyle, acziyle, utanıp af dilemem icap ederken kestim gönül bağımı ondan esirgedim ışığımı karanlığından, kıskandım ilacımı hastalığından bıraktım yoksulluk cehenneminde susuzluk çölünde kara vagonlar gibi. Ne zaman doktor olup köy meydanında nabzını yokladım. Ne zaman pamuk tarlasında doğuran eşinin yanı başında bir insan sevgisiyle bir vazife aşkıyla bulundum. Karnında sıtma, ciğerinde ince maraz, gözünde trahom, dizinde romatizma, derisinde cüzzam kaç asır bekledin beni. Utanmadım, gene de mültezimle vardım köyüne. Jandarmayla vardım kapına. Teksas köylülerini daha yakın buldum kendime. Garbı, yalnız neon lambalar, melon şapkalar, pırıltılı taksiler, asfalt yollar manikürlü eller, ondüleli saçlar, Hiltonlar, seks partileri, Marsilya sokakları, Venedik gondolları sandım. Kökten koptum, senden kaçtım. Ben oldum seni türbelere ve mezar taşlarına mahkum eden. Ne ettim bakir ruh tarlalarına ithamların iftiraların alayların acı tohumlarından başka. Ben değil miyim inandığım kitaba köy kanunu, namazına jimnastik, din adamına gerici ve yobaz diyen. Ben değil miyim o cahile rey hakkı verilmesin diyen. Heyhat, yine de Anadolum zikreden ağaçların, şükreden ırmakların, inanan insanların ile Hazreti Eyüp sabrı içinde hep beni, hep yolumu bekledin. İdrakim kurusun toprak varsa sizlerle bizim, bayrak sizlerle bizimdir. Mazi; sizlerle aydınlık, istikbal; sizlerle emindir. Sizdiniz Bağdat kapılarında kelle koltukta gezenler, sizdiniz; harbe padişahın düğünü diyenler, sizdiniz; hak bir, bayrak bir diyerek eşini pınar başında çocuğunu üç yaşında bırakıp gidenler. Sizdiniz, beşikleri şehit babam gelmiş bize bakıyor yarasından kızıl kanlar akıyor diyenler, aziz olanlar, bu memlekette Anadolu insanının köklü dertlerine henüz el uzatılmadığı, Giresun’da fındık toplayan, Elazığ’da düven süren, Turhal’da pekmez eden, Çukurova'mda pamuk toplayan, Senirkent'imde halı dokuyan imanlı bir milletin henüz kalbi dinlenmedi, destanı yazılmadı. Her han duvarında encamı belirsiz bir halk çocuğunun alın yazısı, gönül sızısı okunur. Bir uçurumun kenarındayız. Bizi tutup kaldıracak bir el bekliyoruz. Biricik ihraç malımız, Anadolu’nun işsizleri. Altı asır dünyaya ışık tutan bir milletin çocukları bir dilim ekmek için el kapılarında. Cephede omuz omuza Mehmed'i ile vatan müdafaası yapan Ayşe'nin son tesellisi harçlı sürülerine hizmetçilik etmede kaldı. Aydın kişiler size söylüyorum, tarihin hiçbir devrinde, dünyanın hiçbir yerinde memleket aydınlarının bu derece memleket gerçeklerinden uzak kaldığı görülmemiştir. Haram olsun. Bir milletin hayatı üzerinde kumar oynandığı bir zamanda hala entipüften meselelerle meşgul ve hala milletinden uzaktasın. Unutma ki dün büyük olan bu gün de yarın da büyük olacak Milliyetçi Hareket, Türk milletinin büyük ve güçlü iktidarını tekrar kuracaktır. Yaşasın milliyetçi büyük Türkiye. Bizler bu toprakların çilesinden idrak ve duygu toplamış aşk ve irade ateş almış vatan çocuklarıyız. Bunun için her ferdi Türkün devlet nizamına aşık nesiller istiyoruz dost ile düşman birbirine karıştı diye sakın bir hisse kapılma. İnandınsa bil ki yeisi de, zulmü de, kahrı da biz yeneriz. Güneşi bir an bile sönmeyen sonsuzluğun yolcularıyız. Hayata söz verdik. Ölüme söz verdik. Ebediliye söz verdik. Doğuşumuz bu ızdırap ile başladı. Büyük yarınların kaynağı da bu ızdıraptır. Büyük dertlerin meşalesi ruhlarda yanmadıkça mesut etmenin ve mesut olmanın imkanı yoktur. Kardeşlerim mutlaka beni ruh köküme götürecek, beni cihan fatihi yapacak olan manevi yapımızı kuracak ve ona Türkün gururu ve şuuru ile İslam'ın ahlak ve faziletinin damgasını vuracağız. Sonra bunu yıkacağız. Türklüğü esir eden bu meskene, bu zillet, bu sefalet seninle yıkacağız yakacağız kafa ve gönül yabancısı bu fikirleri kafaların içinde yakacağız. Çakacağız, her ışığı karanlıkların ardına birer birer çakacağız. Tutacağız elinden öz yurdunda garib, öz yurdunda kimsesiz Türkün. İşsizliği, maddeyi şu fabrika bacalarının dumanında manayı, ölümsüz Türk milletinin inancında ara diyeceğiz. Büyük milletim, üç hilalli bayrak dedelerimizin ihtişamı idi. Şimdi torunlarımızın adaleti olacak Türk milleti buna hasret, Milliyetçi Hareket buna muktedirdir. Büyük milletin sözü senettir, mağrur, mağlup, korkak, fesatçı gayri milli idareleri silecek tek hareket Milliyetçi Hareket, tek lider sayın Türkeş, tek yol üç hilal in yoludur. Milletimizin büyüklüğü ve kurtuluşu için ömrümüzün baharında bu mutlu sonu görmeden şehit olan gençlerimize ve ölümsüz Türk milletine gönüller dolusu selam olsun. Allah milletimizi korusun.