Amerika bir gün gidecekmiş... Boş laf
Hasan Ünal 07 Kasım 2007
Irak’ın kuzeyindeki kukla devlet yapılanması ile mücadele etmek niyetinde olmayanlardan zaman zaman duyduğumuz bir söz bu. Amerika bir gün gidecek, kalıcı olamaz. Gittiği zaman baş başa kalacağız. Bu lafları duyan Barzani-Talabani ikilisinin korkması, ürkmesi bekleniyor.
Bu tür açıklamaları AKP yetkililerinden sık sık duyuyoruz. Şubat ayında Barzani ve Talabani ile görüşeceklerini zevkle ifade eden, hatta ‘Celal Abileri’ ve ‘Mesut Kardeşleri’ ile görüşmekten imtina etmeyen AKP yetkilileri, cüretkarlığın zirvelerinde dolaşan bu iki çete reisini ‘Amerika gidince görürsünüz’ laflarıyla korkutacaklarını zannediyorlar.
Hiç bir stratejik konsepte dayanmayan, üstelik kafa karıştıran ve sanki karşı tarafı tehdit amacıyla kullanılmış intibaı veren bu sözlere Talabani’yi Köşk’te konuk etmekten mutluluk duyacağını belirten Abdullah Gül de katılmış ve şunları söylemiş:
‘Şunun hesabını iyi yapmak gerekir. Yüzyıllara dayanan birliği PKK’nın nasıl zehirlediği görülmelidir. Türkler, hiçbir zaman Kürtleri ve Irak’ı düşman olarak görmemişlerdir. Terör örgütüne kanmak gaflet olur. ABD ne yapacak? ABD bir gün gidecek. Çekilme planları yapıyor hepsi. Bu bölgede kimin kalacağı kimin güç olduğu belli. Türkiye kalacak, Irak kalacak. Atlantik ötesinden gelenler bu bölgenin kültürünü, insanının karakterini bilmezler. Bölgenin idaresini buranın örfünü, kültürünü bilmeyenlere bırakırsanız sorunları çözemezsiniz. Neden Atlantik ötesinden gelenlere bırakılsın?’
Mantıklı gibi görünen bu lafların ortalama düzeyde tarih bilinci ve stratejik planlama yapma kabiliyetleri olanların gözünde hiç bir kıymeti olamaz. Çünkü Amerika’nın Ortadoğu bölgesinden gideceğini beklemek yanlış hesaptır. Askerlerinin önemli bir kısmını çekebilir; ama geride kalanları kukla devletin topraklarında tutar. Aynı kukla devlet içerisine büyük hava üsleri kurar ve sizi oralardan tehdit etmeye devam eder.
Amerika’nın kukla devlete bırakılacak topraklarda büyük hava üsleri kurmakta olduğunu bilmeyen var mı? Irak’ı fiilen üçe böldükten sonra çekilirken geride kalacak askerlerinin önemli bir kısmını kuzeydeki kukla devlet topraklarında tutma planlarından hükümetimiz habersizse vay halimize...
Yakın tarihi biraz ciddiyetle tetkik eden herkes şunu bilir: Örneğin Balkanlar’da kurulan irili ufaklı devletler de binlerce kilometre öteden gelen devletler tarafından dayatılmıştır. Dayatanlar çekilseler de kurdurdukları devletler kalıcı hale gelmişlerdir. Çünkü kurdurdukları o devletlerin sınırları bir kere teşekkül edip, belirli sayıda devlet tarafından tanındıktan sonra, orada fiili Amerikan koruması olsa da olmasa da devletlerin sınırlarını ihlal etmek hemen hemen imkansız hale gelir.
Mesele bu tür kukla devletleri kurdurmamakdır. Çünkü İsrail’in güvenliğini sağlama alma teranesiyle Amerika tarafından kurdurulacak böyle bir kukla devlet Türkiye’nin kalbine saplanacak hançer gibi duracak ve onlarca yıl boyunca Türkiye’nin hem milli güvenliğini hem de milli bütünlüğünü tahrip etmeye devam edecektir.
Balkanlar’da kurulan ‘Küçücük Yunanistan’ ve ‘Minnacık Sırbistan’ Osmanlı’yı sadece o bölgeden atmakla kalmadı, kuruluşundan sadece 91 sene sonra Yunan orduları Sakarya nehrini sekiz koldan geçerek Ankara’ya taarruz ediyorlardı.
Bunlar paranoya değil bir iki neslin yaşadığı tarihi gerçeklerdir. Irak’ta kurulmak istenen kukla devletin engellenmesi için bir an evvel bölge ülkeleriyle ortak siyaset geliştirilmelidir. Türkiye, İran ve Suriye’nin aynı anda itiraz edeceği ve Rusya’nın da kurulmasına her vesileyle karşı olduğunu gösterdiği böyle bir kukla devlet ayakta kalamaz.
Ancak Amerika ile mücadele kavramı konusunda zihniyet yılgınlığı içerisinde olanlar böyle bir politikayı üretemezler de uygulayamazlar da... Amerikan kara kuvvetlerinin gücünün sınırına ulaştığı, diğer kuvvetlerinin de yaklaşan İran bombardımanı dolayısıyla fevkalade tedirgin olduğu böyle bir dönemde bile bunu yapamazlar. Nitekim yapamıyorlar... Esas mesele de bu zaten...
