« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

12 Kas

2013

CELÂL SAHİR EROZAN

01 Ocak 1970

(1883-1935) Servet-i Fünûn ve II. Meşrutiyet devri şair ve yazan.
29 Eylül 1883'te İstanbul Aksaray'da doğdu. Babası II. Abdülhamid devri ku¬mandanlarından Botgoriçeli İsmail Hak¬kı Paşa. annesi İran'da Sünnî harekâtında önemli rol oynayan ve III. Ahmed ta¬rafından kendisine Şirvan hanlığı veri¬len Hacı Dâvud Han sülâlesinden Fehî-me Nüzhet Hanım'dir.
Numûne-i Terakkf Mektebi ve Dâvud Pasa Rüşdiyesi'nden sonra Vefa İdâdf-si'ni bitirdi, iki yıl Mekteb-i Hukuk'a de¬vam ettiyse de buradan mezun olama¬dı. 1903'te Hariciye Nezâreti'nde kâtip¬likle memuriyet hayatına başladı. Daha sonra Mercan ve Kabataş idâdîleriyle İs¬tanbul Lisesi'nde. Mekteb-i Sultânî'de (Galatasaray Lisesi), İstanbul Muallim Mek-tebi'nde kitabet (kompozisyon), edebiyat ve Fransızca hocalığı yaptı. Mütareke dev¬rinde komisyonculuk ve ticaretle meşgul oldu (I9l7-I9l8). Barut Şirketi komiseri olarak çalıştı. Atatürk'ün isteğiyle Bü¬yük Millet Meclişi'nin ili. dönemi sonla¬rından ölümüne kadar (1928-1935) Zon¬guldak mebusluğu yaptı. Bu arada yeni Türk alfabesinin tesbiti için kurulan he¬yete girdi. Türk Dili Tedkik Cemiyeti'nin (Türk Dil Kurumu) başkan vekilliğinde de bulundu. Zayıf bünyeli olan ve sık sık hastalanan Celâl Şahir. son zamanlarda tutulduğu akciğer kanserinden 16 Ka¬sım 1935'te Kadıköy'deki evinde öldü. Mezarı Bakırköy Kabristanı'ndadır.
Celâl Sahir'in şiirle ilgisi çocuk yaşla¬rında başlar. Güzel şiir okuma ve hita¬bet kabiliyeti daha dokuz on yaşlarında iken mektep merasimlerinde Ön plana çıkmasına vesile oldu. Bu şöhreti ona. çocuk yaşta II. Abdülhamid'in huzurun¬da da şiir okuma ve ondan bir liyakat nişanıyla nakdr mükâfat alma fırsatını verdi. Bir divan oluşturacak kadar şiir¬leri bulunan annesinin de tesiriyle 1899'-dan itibaren ilk şiirleri İrtikö, Malûmat, Musavver Fen ve Edeb, Pul ve Lisan gibi devrin tanınmış dergilerinde yayım¬lanmaya başlandı. Şiir ve nesir yazıla¬rında devrin modasına uyarak Ahmed Celâl, Hikmet Celâl. Velhan, Şarık gibi ahenkli ve alegorik takma adlar kullan¬dı. Henüz on altı yaşında iken ismine "Sahir" adını da ekleyerek ve grubun en genç şairi olarak Servet-i Fünûn'da şiir¬leri neşredilmeye başlandı. Meşrutiyet'in ilânından sonra Seyyare ve Demet der¬gilerini yayımladı. 19O9'da Fecr-i Âti adı verilen edebî topluluk onun başkanlı¬ğında kuruldu.
Celâl Sahir 1909'dan itibaren "yeni li¬san" hareketine, bu akımı müdafaa eden yazılarıyla, şiirindeki nisbî dil sadeleşme-siyle. hatta aruzdan heceye geçmek su¬retiyle katıldı. Türk Ocakları. Türk Der¬neği. Piyer Loti Derneği gibi Türkçü ve vatanperver derneklere girdi; Sultanah¬met'teki evini Türk Derneği'ne lokal ola¬rak tahsis etti. Derneğin yayın organı olan Bilgi Mecmuası'nı çıkardı. Türk Ocaklan'nın 1931'de kapatılmasına ka¬dar faal bir üye olarak çalışmalarını sür¬dürdü. Bu yıllarda Musavver Muhit, Süs, Yeni Kitab, Edeb, Mehâsin, Halka Doğru ve Türk Sözü gibi dergilerde şiir ve makaleler yayımlamaya devam etti.
Edebiyat tarihlerine Servet-İ Fünûn şairi olarak geçen Celâl Sahir'in bu top¬lulukla ilgisi, dağılma yıllarına yakın bir zamanda (1899} aralarına katılmaktan ibaret kalmıştır. Onun Türk şiirinde bü¬yük bir iz bırakmadan unutulmuş olma¬sını, Servet-i Fünûn da dahil olmak üze¬re hemen her edebr devreye ve her nes¬le ayak uydurmaya çalışması, yeni bir çı¬ğır açmak yerine başlamış olan edebî hareketlere katılan vasat bir şair olma¬sıyla izah etmek mümkündür. Hemen bütün biyografilerinde kadın ve aşk şai¬ri, buna bağlı olarak feminist bir yazar olarak takdim edilen Celâl Sahir'in şiir¬leri tema olarak incelendiğinde kadın ve aşka dair kanaatleri doğrularsa da feministliği hakkındaki hüküm yerinde değildir. Birçok yazısında kadın hakları¬nı savunmuş, ancak bu hakların bazı ka¬ideler ve şartlar altında içtimaî bünye¬mizi sarsıntıya uğratmayacak şekilde el¬de edilmesini istemiştir.
Celâl Sahir'in şiirlerinde kadına karşı aşırı hissî (gerek platonik, gerekse erotik anlamda) temayüllerini, babasının ve an¬nesinin ayrılarak yeniden evlilik yapma¬ları, kendisinin çok otoriter olan anne¬siyle beraber kalması, hatta ancak bu annenin manevralarıyla üç defa evlilik yapmış olmasıyla açıklanabilir. Kadın ve aşk şiirlerindeki marazî temayüller de aynı faraziyeyi düşündürür. Bu tip şiir¬lerinin dışında, bilhassa Meşrutiyet'ten sonra çoğu Mehmed Emin'in (Yurdakul) şiirlerini taklit seviyesinde bazı millî te¬maları işlemişse de bunlar sadece bir¬kaç şiirine inhisar eder. Bununla bera¬ber çağdaşları aşk şiirlerini fazla değer¬li bulmamışlar, yeni lisan konusunda. Türkçülük akımına katılmasında ve he¬ce vezniyle hissî şiirler yazmasında Türk edebiyatı için önemli bir rol oynadığına kani olmuşlardır.
Eserleri:
Kardeş Sesi [1][335]; Beyaz Gölgeler [2][336]; Buhran [3][337]; Siyah Kitap [4][338]; Simon [5][339]; Kırâat-i Edebiyye [6][340]; Müntehab Çocuk Şiirleri [7][341]; İstanbul İçin Mebus Namzedletim [8][342]; Resimii Ay İmlâ Lügati [9][343]. Ayrıca 1920-1921 yılların¬da, eski Fecr-i Atî şairleriyle diğerlerinin şiir ve yazılarını ihtiva eden antoloji ma¬hiyetinde Birinci Kitap, İkinci Kitap... adlarını taşıyan sekiz kitap yayımlamış¬tır.

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 115836

ulkucudunya@ulkucudunya.com