« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Ara

2013

HASAN BASRİ ÇANTAY

01 Ocak 1970

(1887-1964) Kur'ân-i Hakim ve Meâl-i Kerim adlı Kur'an tercümesiyle tanınan son devir din âlimi.
Balıkesir'de doğdu. Babası Balıkesir tüccarlarından ve ulemâdan Çantayoğlu Halil Cenâbî Efendi, annesi Sincanoğulları'ndan Kepsutlu Hatice Hanım'dır. Aile¬nin tek erkek evlâdı olan Hasan Basri, ilk tahsilini İbtidâ-i Kebîr Mektebi'nde gördükten sonra Balıkesir İdâdîsi'ne gir¬di. İdâdînin dördüncü sınıfında iken ba¬basının ölümü üzerine (1903) ailenin geçi¬mini tek başına sağlayabilmek için mek¬tebi bırakmak zorunda kaldı. Kendisine Nâfia Dairesi'nde bir memuriyet verildi. Bu arada müftü Osman Nuri Efendi ile Müstecâbîzâde Âdil Efendiden Farsça öğrendi; Balıkesir Mevlevîhânesi'nde Râgıbzâde Ahmed Naci Dede'den Arapça okudu. Babasının yakın dostu olan bu zat ona hem hocalık hem de manevî ba¬balık yaptı. Bir taraftan Arapça ve Fars¬çasını ilerletmeye çalışırken diğer taraf¬tan edebiyat, hukuk ve felsefe ile meş¬gul oldu.
II. Meşrutiyetin ilânından sonra Balı¬kesir'de yayımlanan Nasihat ve Balıke¬sir gazetelerinde yazılar yazdı. Mutasar-rıf Mümtaz Bey'den hukuk, iktisat ve maliye okudu. Sâmih Rıfat Bey'in muta¬sarrıflığı zamanında Yıldırım gazetesi¬ni çıkardı. İdâre-i Husûsiyye'nin (özel ida¬re) ilk teşkilâtlanmasında (1913) Balıkesir Daimî Encümeni'nin başkâtipliğini yap¬tı. Daha sonra mutasarrıf Reşid Bey'in emriyle bütün sorumluluğunu yüklendi¬ği Karesi adlı bir gazete yayımladı. Ba¬lıkesir'de matbuat hayatının gelişme¬sinde önemli rol oynadı. Lise dengi olan Dârülhilâfe Medresesi'nde Türkçe, ede¬biyat, yazı ve Arapça muallimliği yaptı. I. Dünya Savaşı sonlarına doğru Ses ga¬zetesini çıkardı. Mütareke yılları boyun¬ca Türk milletinin haklarını savunan en gür ve yürekli yazıların yayın organı olan Ses'in kapatılarak sahibinin İstanbul'a celbedilmesiyle ilgili emir geldiği zaman Hasan Basri. Balıkesir'i temsilen I. İzmir Kongresi'ne katılmak üzere şehirden ay¬rılmış bulunuyordu. Tevkif emrini öğre¬nince çareyi kaçmakta buldu. Burhani¬ye. Kepsut. Dursunbey kasabalarında ve köylerde dokuz aydan fazla dolaştı; o yörede Millî Mücadele'nin başlaması ve halkın silâhlanması konusunda önemli faaliyetler gösterdi. I. Büyük Millet Mec-lisi'ne Balıkesir mebusu olarak girdi, hiç¬bir gruba temayül göstermeyip sonuna kadar bağımsız kaldı. Aynı mecliste me¬bus olarak bulunan şair Mehmed Akif ile yakın arkadaş oldu. O’ndan Arap ede¬biyatı okudu. Mehmed Akif, Bursa ve Balıkesir çevresinden gelen Yunan me¬zâlimi haberlerinin tesiriyle yazdığı "Bül¬bül" şiirini Çantay'a ithaf etmiştir.
Büyük Millet Meclisi'nin I. dönemi so¬nunda Balıkesir'e edebiyat muallimi ola¬rak dönen Çantay. 132 şehid çocuğunun eğitimi için kurulan yetiştirme yurdunun müdürlüğünü de üstlendi. Zafer-i Millî gazetesine yazılar yazdı. 1928'de aşırı zihin yorgunluğundan dolayı hastalandı ve bu sebeple emekliye ayrıldı. Zihnî fa¬aliyetlerden uzak durmak ve yöneticile¬rin keyfî icraat ve baskılarından korunabilmek amacıyla birkaç yıl entellektüel zümrenin içinden ayrılıp ziraat ve tica¬retle meşgul oldu. Daha sonra tekrar dinî, ilmî ve edebî faaliyetlere dönerek telif ve tercüme eserler meydana getir¬di. 1950 yılından itibaren demokratik yönetimin sağladığı kısmî din ve vicdan hürriyetiyle birlikte başlayan İslâm di¬ninin öğrenilmesi, öğretilmesi, yaşan¬ması, yayınlar ve diğer vasıtalarla des-teklenmesine dönük faaliyetlere Hasan Basri Çantay da katılmıştır. Onun çalış¬maları bir taraftan eser telif etmek, di¬ğer taraftan yol göstermek ve uyarılar¬da bulunmak şeklinde olmuştur. Din ve vicdan hürriyetinin sağladığı haklar ba¬kımından uzun süren bir fetret döne¬minden sonra Türkiye'de başlayıp hızla gelişen faaliyetler, bir bakıma tabii ola¬rak karşılanabilecek farklı görüşler, grup¬lar, usuller de ortaya koymuştur. Bu farklılık ve çeşitlilik içinde Hasan Basri Çantay zengin ilmî, fikrî birikimi, siyasî tecrübesi ve güvenilir şahsiyetiyle grup¬lar arasında hakemlik yapmış, görüş ve metotların isabetli ve uygulanabilir olan¬larını belirlemeye çalışmış, böylece din âlimlerinin, muhafazakâr aydınların, ha¬miyetli zenginlerin yol göstericisi ve ni¬haî mercii olmuştur.
Hasan Basri Çantay 3 Aralık 1964’te İstanbul'da vefat etti. Mezarının çok sev¬diği dostu Mehmed Akif'e yakın olması hususundaki vasiyeti üzerine Edirnekapı Şehitliğine defnedildi.
Eserleri:
1- Kur'ân-ı Hakim ve Meal-i Kerîm. Hasan Basri Çantay'ın en önem¬li eseri olup açıklamalı bir Kur'an tercümesidir. Kitabın önsözünde mütercim, Kur'an gibi her yönüyle eşsiz olan bir eserin tercüme edilmesinin güçlükleri¬ni dile getirdikten ve yayımlanmış bazı Türkçe tercümelerin değerlendirmesini yaptıktan sonra kendi tercümesinin özel-liklerini on üç madde halinde sıralamış¬tır. Eserin hemen her sayfasında bol dip notlan vardır. Yer yer âyetlerin tercü-mesi hacmine ulaşan dip notu açıklama¬larında genellikle Zemahşerî, Râzî. Beyzâvî, Celâleyn, Medârik ve Hâzin tefsir¬leriyle güvenilir hadis kitapları ve Arap¬ça sözlükler kaynak olarak kullanılmıştır. Burada âyetlerin tercümesinde ter¬cih edilen mânaların kaynaklan göste¬rilmiş, farklı anlayışlara dayanan anlam¬lar kaydedilmiş. Kur'ân-ı Kerîm'in daha iyi anlaşılması amacıyla açıklayıcı ve des¬tekleyici bilgiler verilmiştir. Önemli ko¬nular hakkında fazla bilgi edinmek is¬teyenlere de mütercimin takdirle yâdettiği Elmalılının Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsiri tavsiye edilmiştir. Kur'ân-ı Hakim ve Meal-i Kerim "harfi" bir tercümedir. Karşılığı Kur'an'ın metninde bulunmayan kelimeler, tercümeyi güzel¬leştirmek maksadıyla da olsa meale alın¬mamış, önsözde de belirtildiği gibi ma¬ziye muzâri, muzâriye mazi, isme fiil, fi¬ile isim mânası verilmemeye özen gös¬terilmiştir. Bu şekilde bir yandan elden geldiğince metne bağlı bir meal ortaya konmak İstenirken öte yandan çok sık yer verilen parantez içi kelime ve cüm¬leciklerle mânanın daha iyi anlaşılır ol¬ması amaçlanmıştır. Ancak bu ölçüde pa¬rantez içi uygulamasının gerekli olma¬dığını, bunun ifadenin akıcılığını bozdu¬ğunu ve okuyucuyu yorduğunu söylemek mümkünse de gerek bu ifadelerin ge¬rekse onlara ait dip notlarının özellikle araştırmacılar için faydalı olduğu şüphe¬sizdir. Eserin I. cildinin sonuna üç cildin konularını içine alan bir indeks eklenmiş¬tir. Yıllarca süren bir emeğin, iman, sa¬bır ve ilmî titizliğin ürünü olan Kur'ân-ı Hakîm ve Meal-i Kerîm Türkçe Kur'an tercümeleri alanında yeni bir çığır aç¬mıştır. Bu bakımdan yayımından sonra yapılan Türkçe Kur'an tercümesi faali¬yetlerinde kendisinden müstağni kalınamadığını ve alanında henüz aşılama¬mış eser niteliğini koruduğunu belirtmek lâzımdır. Kitap ilk defa 1953'te İstan¬bul'da üç cilt halinde neşredilmiş, daha sonra da birçok baskısı yapılmıştır.
2- Kırk Hadis ve Mealleri.
3- Fıkhı-ı Ekber. Ebû Hanîfe'nin el-Fıkhü'l-ekber adlı risalesinin tercümesidir.
4- Âkifnâme. Mehmed Akif'in ölümünü takip eden günlerde âdeta bir hâtıra armağan kitabı olarak yayımlanmak üzere hazırla¬nan, fakat bazı sebeplerle basılamayan eser, yazarının vefatından sonra oğlu ta¬rafından neşredilmiştir. Âkifnâme, Meh¬med Akif ile Hasan Basri Çantay'ın or¬tak dostu Mahir İz'in eseri takdim eden kısa bir yazısının ardından Nurettin Topçu'nun "Akifnâmeye Dair" başlıklı, Akif'i ve eserlerini felsefî, özellikle de tasav¬vufî bir değerlendirmeye tâbi tutarak bunların değerini ortaya koyan bir yazısı ile başlamaktadır. Çantay eserini, Meh-med Akif'in hayatı, şahsiyeti ve edebî hüviyeti hakkındaki kendi fikir ve hâtıralarını devrin edip ve yazarlarından ak¬tardığı bilgilerle destekleyerek meyda¬na getirmiştir, Akif'in Safahat dışında kalmış şiir ve nesirlerinden örneklerle zenginleştirilen kitabın bir özelliği de şa¬irin ölümü üzerine devrin gazete ve mec¬mualarında çıkmış yazılara yer vermesi¬dir. Eser ayrıca, şairin yakın arkadaşı sı¬fatı ile Çantay'a yazılan taziye mektup¬larıyla Akif'e dair bilgi ve hâtıra nakle¬den, onun bilhassa sanatı ve edebî kişi¬liği hakkında değerlendirmelerde bulu¬nan pek çok edebiyatçının mektubu ya¬nında vefatı dolayısıyla kaleme alınmış mersiye ve tarih manzumelerinden bir¬çoğunu da ihtiva etmektedir, "eş-Şe-kâfetü'l-İslâmiyye fi'l-menâtıkı't-Türkiyye". Türkler'in müslüman oluşları, İs¬lâm kültür ve medeniyetine hizmetleri ve bugünkü Türk dünyası hakkında bil¬gi veren uzun bir makale olup çeşitli ül¬kelerde İslâmiyet'in durumunu konu alan İslam the Straight Pattı adlı derleme eser içinde yayımlanmıştır. Aynı makale, eserin Mahmûd Abdullah Ya'küb tarafından el-İslâm eş-şırâtü'l-müstakim adıyla yapılan Arapça tercümesinde de yukarıdaki isim altında yer almıştır (II, 47-101).
Çantay'ın bunlardan başka Mektepli Yavrularıma, Müslüman¬lıkta Himâye-i Etfâl, Ül¬kü Edebiyatı, Zekâ De¬metleri, Kara Günler ve İbret Levhaları adlı eserleri de vardır.
Hasan Basri Çantay'ın şiirleri Mürşit Çantay tarafından Babamın Şiirleri adıy¬la neşredilmiştir.
Basıl¬mamış eserleri de şunlardır: Türk Sav¬lan, İslâm'da Cihad ve İdman, Dîvâ-nü lugâti't-Türk Tercümesi (tamamlan¬mamış), Kalendernâme fikrî ve felsefî denemeleri, İstimlâk Kanunları ve Şerh¬leri, Ticari İkrar, Şifâ-i Şerif Tercümesi.

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 71859

ulkucudunya@ulkucudunya.com