Mehmetçiğe Mektup
Mevlüt Uluğtekin Yılmaz 07 Kasım 2007
Sana ağıt yakmayacağım; çünkü yıllar önce yazmıştım senin dilinle şu şiiri:
“Ağıt yakışmaz şadlık gününe
Sevinçle kalkmalı salımız bizim
Şahadet muradı tuttuğum gerçek
Sonsuza kök verir dalımız bizim”
Seni hep sevdim.
Savaşa karşı olmama rağmen; sende milletimin, sende ülkemin dirliğini gördüm. Benim için bu dünyada en sevimsiz alet olan silah, sadece senin elinde yaşamak için anlamlı. Çünkü sen “Barışın güvercini, savaşın kartalı”sın!
Sen toprağa düştün yine. Yüreğime kor olup düştün. Yine ağıt yazmadım. Yazmayacağım. Sana sadece mektup yazdım.
MEHMETÇİĞE MEKTUP
Mehmedim,
Meydan savaşlarından tanırım seni
Malazgirt’in, Kosova’nın, Dumlupınar’ın
Nişanı var iman dolu göğsünde.
İstersin ki, düşman mert ola!
Çıka er meydanına,
Kozlar paylaşıla!
Ah yiğidim, ah!
Zaman kötü yürüdü
Şimdi bir kalleş pusu
Şuheda toprağında,
Bir hain tuzak var
Öz vatanında!
Sen ey korkusuz asker!
Cudi’de, albayrak altında
Ellerin silah değil sadece
Bütün vatanı kavramakta!
Bu toprak senin yiğidim
Bu toprak senin!
Cudi, Erciyes kadar
Gabar, Köroğlu kadar
Tanin Allahüekber kadar
Türk’ü anlatır, Türk kokar!
Sen yürürken ihanetin üstüne
Palu’da Belek Gâzi,
Mardin’de Artuk Bey,
Malazgirt’te Alparslan
Kalkar gururla,
Seni selamlar!
Mehmedim,
Canevim,
Bilenmiş öfkem!
Eğilme sakın sen,
Ben eğilir
Gözlerinden öperim!