« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Haz

2007

XVIII. Yüzyılın. ünlü Düşünür ve Bilim adamı: ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI

01 Ocak 1970

HAYATI

1703 yılında Erzurum'un Hasankale ilçesinde doğdu, Annesi Hanife Hanım babası ise osman Efendi'dir. Dört -beş yaşlarında okuma­ya başlayan İbrahim Hakkı varlıklı bir aileden gel­diği için yedi yaşına geldiğinde Çevresinin en ünlü bilginlerinden özel dersler aldı. Eğitimini tamamla­mak üzere gittiği Tillo'da uzun süre öğrenim gördük­ten sonra 34 yaşarında hocası İsmail Fakirullah’ın torunu Firdevs Hanım'la evlendi, 1740 yılında bilim ve kültürün merkezi ve Osmanlı Devleti'nin başkenti iştanbul'a geldi. Buradaki kütüphanelerde bilimsel çalışmalarda bulundu ve bu gün kıymetli bir ansiklopedi hüviyetinde olan 600 sayfalık “Marifetname” adlı eserini de burada kaleme aldı.

1780'de Tillo'da vefat eden İbrahim hakkı , vasiyeti üzerine hocası İsmail Fakirullah’ın ayak ucuna gömüldü.

BİLİME HİZMETLERİ

Kaliteli insan yetiştirmenin kaliteli yazılar sayesinde gerçekleştirilebileceği gibi , kaliteli çalışmaların kaybolmamasının da yine bu türden yazılara bağlı olduğuna inanan İbrahim hakkı, hayatı boyunca yaptığı bütün bilimsel çalışmalarını “Marifetname” adlı eserinde, çağında hemen her kesimin rahatlıkla anlayabileceği sade bir üslupla açıklayıp, kaybolma tehlikesinden korudu.

İbrahim hakkı, başlı başına bir ansiklopedi hüviyetinde olan marifetnamesine aritmetikle başlayıp, matematiğin diğer konularını sırayla ele almakta, sonra astronomi bilimine geçmektedir. Astronomi konularını işlerken Dünya’dan, Güneş’ten, Ay,dan, yapı ve şekillerinden bahsetmekte ve dünya’nın küre biçiminde olduğunu ispatlamak için şu delilleri ileri sürmektedir:

Yıldızların doğuda oturanlara Batı’da oturanlardan daha önce görünmesi.

Kuzey’e doğru gidenlere kutup ve kuzey yıldızlarının daha yüksek ve güney yıldızlarının daha alçak görünmesi.

Sahillere ve dağlara yönelince ilk önce yüksek dağların, yaklaştıkça daha az yüksek dağların görünmesi.


Güneş ve Ay tutulması konularında da çağına göre oldukça ilginç açıklamalarda bulunan İbrahim Hakkı, bu olayı tamamıyla geometrik bir tarzda izah edip, Ay tutulmasını şu şekilde ifade etmektedir.

“Dünyamız güneş’le Ay arasına girince Ay’ın ışığı kararır. Çünkü Ay, ışığını güneşten alır. Dünya ise yuvarlaktır ve gök, Dünya’yı her yanından çevrelemiştir. Ay, Dünya’nın gölgesine girerse, güneş ışığını alamaz.” Güneş tutulmasını da “Dünya ile Güneş arasına ayın irmesi” şeklinde ifade ediyor ki, bu açıklamalar, geçerliliğini günümüzde de aynen korumaktadır.

İbrahim Hakkı, Dünya’nın asıl bir hızla döndüğünü çağında yine herkesin anlayabileceği bir açıklıkla şu şekilde ifade ediyor: “ erişkin bir at bir ayağını kaldırıp indirinceye kadar dünya 3 bin fersah mesafe alır.” Buna bağlı olarak meydana gelen zaman farkını da “Bir gün üç kişiye göre farklıdır. Bir yerde 3 kişiden biri Doğu’dan Batı’ya, ikincisi Batı’dan Doğu’ya doğru gitse, biride durduğu yerde kalsa, gün bu üç kişiye ayrı ayrı gelecektir. Batı’ya doğru giden kişi güneşin yörüngesine uygun, Doğu’ya giden kişi ise bu yörüngenin ters yönünde hareket ediyor. Bu yüzden Batı’ya doğru giden kişi için gün batışı daha geç olur.” Şeklinde izah ediyor.

İbrahim Hakkı, derinlemesine üzerinde durduğu bir başka konu ise, klimatolojidir. Dünya’yı çevreleyen hava tabakasının muhtelif katlarında cereyan eden klimatolojik değişmelerin sebebi olarak, güneş ışınının yerden yansımasını ve bu yansımaya en yakın olan bölgede havanın daha sıcak, yükseklere çıkıldıkça yansıma bölgesinden uzaklaşacağından, havanın daha soğuk olacağını savunan İbrahim Hakkı, sis ve bulutun oluşma mekanizmasını da rutubet ve ısının etkisine bağlayarak, bu günkü bilgi seviyesine bir hayli yaklaşmıştır. Onun klimatoloji konusunda dikkatleri çeken bir başka çalışması ise, ışık dalgaları ile ses dalgalarının yayılış sürati arasındaki farkı tespit etmesidir. Marifetname’de bu konu şu şekilde yer alır: ”Gök gürültüsü ve yıldırım aynı anda olur. Fakat Gök gürültüsü işitilmeden yıldırım görünür. Çünkü bu görünüş gözle olur. Ses ise, kulakla alınır ve sesin işitilebilmesi için ses dalgalarının dış kulağa ulaşması şarttır. Bu da havanın dalgalanmasıyla olur. Işık ışınları ses dalgalarından daha hızlıdır.” Işığın parçalanmasından meydana gelen eleğimsağma (gökkuşağı) olayını da yine bu günkü bilimsel açıklamalara tamamen uygun bir şekilde ortaya koyup, güneş ışığının yansımasından meydana geldiğini ileri dürmektedir.

Matematikte dört işlem, sayılar, bilinmeyen sayıları bulma, kesirler ve bir sayının kökünü bulma konularındaki ilginç açıklamalarıyla da dikkatleri çeken İbrahim hakkı, geometri alanında da cisimlerin boyutlarını, yüzölçümlerini, nokta,çizgi,yüzey ve tanımları, üçgenler, dörtgenler,çokgenler,açılar,merkez ve çevresi, kiriş,yay,sinüs,küp,silindir,koni ve küre hakkında da ilginç açıklamalarda bulunup, çözümler getirir.

Anatomi ve fizyoloji konularında da derinlemesine incelemeler yapan İbrahim hakkı, anatomiyi “ vücudun yapısını bildiren bilim” diye tanımlar. Marifetname adlı eserinin anatomiye ayrılan bölümünde vücudundaki organlardan, kemiklerden,sinirlerden, kaslardan, bahseder. Kafa kemiklerinden söz ederken bunların boynu koruduğunu, tek parça değil de birçok parçadan meydana gelişinin yararlarını anlatır. 12 kaburga kemiği, bel kemiği, as ve sinirlerin görev ve çalışma özellikleri hususunda verdiği bilgiler, günmüzde hala değerini korumaktadır. Özellikle kas ve sinirlerinin çalışma mekanizmasını ele alırken bütün hareketlerin sinirler yoluyla meydana geldiğini tespit etmesi ve insan vücudunda 420 istemli hareket türünün olduğunu ileri sürmesi oldukça ilginçtir. Yine dikkatleri çeken bir başka nokta ise, göz sinirlerini anlatırken açıkça “tractus opticus” un çaprazlaştığına işaret etmesidir.

ESERLERİ:

Bir kısım kaynaklardan 40, diğer bir kısımda ise 15 civarında eseri bulunduğu ileri sürülen İbrahim Hakkı’nın en çok tanınan eserlerinden biri1754 ‘te tamamladığı “İlahiname” adındaki divanı, diğeri ise başlı başına bir ansiklopedi hüviyetinde olan “Marifetname” adlı eseridir. Marifetname’nin el yazma nüshalarından biri İstanbul’da Fatih kütüphanesi’nde 2850 numarada kayıtlıdır.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 49996

ulkucudunya@ulkucudunya.com