Favoriler her zaman kazanamaz
Mustafa Ünal 01 Ocak 1970
Neticenin ne olacağı belli olmaz anlamında ‘Top yuvarlaktır’ denir ama daha güçlü ve daha iyi takımlar genellikle kazanır.
Almanya’ya yenilmekten usanan İngiltere’nin efsane oyuncusu Lineker’in ‘Futbol basit bir oyundur. 22 kişi 90 dakika mücadele eder, sonunda hep Almanlar kazanır.’ sözü unutulmaz.
Sürprizler de yok değil. Örneği pek çok. Futbolu heyecanlı ve izlenir kılan da bu. Her maçın üç ihtimalli olması... Hiçbir karşılaşma oynanmadan, kâğıt üzerinde kazanılmaz. Sahaya çıktınız mı top yuvarlıktır, teknik, taktik gibi faktörlerin yanı sıra şans da devreye girer. Güçlü takımlar, favoriler kaybediverir.
Bunca hengâme arasında futbol da nereden çıktı demeyin. Hafta içinde futbol tarihinin belki de en büyük sürprizleri yaşandı. Ziraat Türkiye Kupası eleme maçlarında... Kelimenin tam anlamıyla favoriler duman oldu. Alttakiler, en üsttekileri perişan etti. Galatasaray, elenmekten kıl payı kurtuldu ama sevinecek mecali de takati de kalmadı. İlk işareti Galatasaray verdi. İstanbul’da kendi sahasında bir alt klasmanda mücadele eden Gaziantep’in belediye takımını penaltı atışları sonunda zorlukla geçebildi. Sarı-Kırmızılıların kupa takımı namı var. Final niteliğindeki tek maçların önemini bilir. Geçen yılın acı tecrübesi de cabası. Buna rağmen ecel terleri dökmekten kurtulamadı. Rakip takım taraftarı Galatasaray’ı espri konusu yaptı. Başlarına gelecekleri nereden bilebilirlerdi ki? Yoksa komşusunun haline gülerler miydi?
İlk büyük sürprize memleketimin takımı Balıkesirspor imza attı. Rakibi, çocukluğumun ve gençliğimin bordo mavi heyecanı Karadeniz fırtınası Trabzonspor’du. Kimin mi kazanmasını istedik? Memleketimin takımının tabii. Ne yalan söyleyeyim, yeni yükseldiği PTT Ligi’ne iyi başlangıç yaptı, üst sıralarda kendine yer edindi ama net skorla tur atlayacağına pek ihtimal vermiyordum. Hem oyun hem skor olarak futbolun dev takımı Trabzonspor’u kupanın dışına attı. Çok eski zamanlarda birinci ligde mücadele etmiş olan Balıkesir futbolunun en başarılı sonucu bu. Trabzonspor için de hüsran tabii. Türkiye Kupası, lig şampiyonluğundan daha kolay hedef. Avrupa kapılarını açmanın en kestirme yolu. Bordo-Mavililer yolun başında kaybetti.
Sürprizin de sürprizi varmış meğer. Ligi sürklase eden Fenerbahçe’nin rakibi Fethiyespor’du. Fethiye, PTT Ligi’nde tutunmaya çalışan bir takım. Maç İstanbul’da Kadıköy’de oynandı. Herkes yedeklerinin bile yıldız Fenerbahçe’nin zorlanmadan antrenman havasında turu geçeceğine inanıyordu. Kimse ikinci Pendik faciası beklemiyordu. O kâbusun üzerinden 14 yıl geçti.
Maçı önde götüren Fenerbahçe, kendi sahasında, seyircilerinin önünde peş peşe yediği iki golle kaybetti. Taraftar neye uğradığını şaşırdı. Futbol dünyası şoke oldu. Yine bir aralık ayında Pendik kadar ağır bir travma. Türkiye Kupası’nın cazip olmadığı, o yüzden gönülsüz oynadığı teselliden ibaret. Bahane bunlar, kim kaybetmek ister? Fenerbahçe gibi bir takım evinde alt klasmandaki bir takıma kupa önemsiz diye yenilir mi?
Trabzon’la başladı Fenerbahçe ile devam etti ama bitmedi. Son sürpriz Beşiktaş’tan. O da bir gün sonra PTT Ligi takımlarından deplasmanda Bucaspor karşısında bozguna uğradı. Kupanın dışında kaldı. Trabzon ve Fenerbahçe’yi yalnız bırakmadı. Diğer sonuçlara baktım. Başka sürprizler de var. Gençlerbirliği Nazilli Belediyespor’a, Gaziantep İnegölspor’a kaybetti.
Bu kadar fazla sürpriz bana fazla geldi. Üç beş yılda bir yaşanırdı. Türkiye, bir değil aynı anda üç beş tane büyük sürprize sahne oldu. Favoriler her zaman kazanamaz da bu kadar favorinin birlikte kaybetmesini anlamak zor. Hayırdır inşallah...