Kürdistan’ı kabul keşke bu kadar kolay olsaydı
Serdar AKİNAN 14 Kasım 2007
Pakistan’da ABD yanlısı Müşerref ikinci darbeyi yaptı.
Bu, Pakistan gibi nükleer güce sahip son derece kritik bir ülkede kaçınılmaz bir istikrarsızlık demektir.
Pakistan her türlü kaosa açık bir ülke haline geldi.
Ve, bu aynı zamanda küresel bir tehlikedir.
Gürcistan’da 4 yıl önce “gül devrimi” ile gelen ABD yanlısı Saakaşvili iktidarı sallantıda...
Bu iktidarın düşmesi ABD açısından büyük bir stratejik kayıp olur.
Mısır’da ve hemen hemen tüm ABD yanlısı iktidarlara sahip körfez ülkelerinde “Müslüman kardeşler” muazzam bir güce kavuşuyor.
Müslüman kardeşlerin ilk zaferi Mısır’da olabilir.
Bu tüm körfezi ateşleyecek kan rengi bir işaret fişeği olabilir.
Bush, iktidarını devretmeden önce İran’ın nükleer güç kapasitesine ulaşmadan durdurulacağı hedefi ile kendini bağlamış vaziyette.
Petrol fiyatlarının 100 doları geçmesi, ABD’de finans piyasalarındaki istikrarsızlık ayrı bir tehdit.
Tüm bu kriz ortamlarındaki öngörülemeyen dalgalanmaların ötesinde uzmanlar ABD’yi vuracak 11 Eylül benzeri yeni bir saldırının adeta kaçınılmaz olduğunu düşünüyorlar.
5 Kasım’da Bush ile Erdoğan arasında yaşanan “samimi” görüşmenin sonuçları üzerine medyamızda adeta “suskunluk” diyebileceğim ölçüde bir düşük eleştiri profili var.
Oysa dünya küresel bir güç kırılmasına doğru gidiyor.
Merkez üssü ise bölgemiz olacak.
5 Kasım itibarıyla ortaya çıkan tablo, altını bir kez daha ve ısrarla çizmek gerekiyor, Irak’ın kuzeyinde yani Musul vilayetinde bir Kürdistan’ın kurulmasının iktidar tarafından zımnen kabulüdür.
PKK meselesi artık teferruattır.
Kürdistan’ın kurulması ise ABD yanlısı AK Parti iktidarının desteğini aşan ölçekte bir güç dengesi değişimi demektir.
Yukarıda saydığım gelişmeler ABD’nin “süper güç” olarak varlığını doğrudan etkileyebilecek sonuçlara neden olabilecek son derece sıcak gündem maddeleridir.
Dünyada Amerikan politikalarından en çok rahatsız olan millet kimdir?
Türkler...
“Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne yönelik en büyük tehdit kimden gelmektedir?” sorusuna yanıtı bu millet nasıl veriyor?
“En büyük tehdit ABD...”
En büyük halk desteğine sahip parti ise AK Parti...
Bu aslında, ekonomik ve sosyal gerekçelerden ötürü, bir paradoks değil.
Ama...
“Ama”sı şu...
Türkiye, 5 Kasım itibarıyla, Amerikan çıkarılarına uygun bir karar almıştır.
Ve, bence, yukarıda saydığım sıcak gelişmeler de dikkate alındığında, bu karar yanlış ve tehlikeli bir karardır.
Ama çok daha tehlikelisi, tüm bu saydıklarımı okuyan ve anlamayan “uyuşmuş sessiz yığınlar”ın, ani bir ekonomik krizle, öngörülemeyen bir sosyal hareketliliğe kalkışmasıdır.
“Allah bu millete acısın” demekten başka bir şey içimden gelmiyor.
Ve, elbette, yüzde yüz yanılıyor olmaktan...