Kürt mes'elesinin kaderi DTP'nin elinde mi?
Sebahattin ÖNKİBAR 20 Kasım 2007
Önce DTP kapatılmamalı diyenlerin gerekçelerine kulak verelim:
-Kapatırsak dağa çıkarlar.
-Sürgünde parti kurarlar.
-DTP kapatılırsa, PKK’nın istediği yeni çatı bir parti kurulur.
-Parti kapatılırsa demokratik kanallar kapanır.
-Güneydoğu temsil edilemez.
-Halk iradesine darbe olur.
-Terör artar.
Biz bu gerekçelerin hiç birine katılmıyoruz.
Neymiş efendim dağa çıkarlarmış
Zaten dağda değiller mi?
Neymiş efendim, sürgünde parti kurarlarmış.
DEHAP’ın kapatılması sonrasında kurdular da ne oldu
Neymiş efendim, PKK çatı parti kurduracakmış
DTP’yi PKK kurdurtmadı mı? Onun siyasi kolu değil mi?
Neymiş efendim, demokratik kanallar tıkanırmış?
PKK’ya terörist diyemeyenden demokratik kanal olur muymuş?
Hepsi hikaye...
DTP kapatılmasın demek, hukuka müdahaledir.
Tamam Türkiye belki fiilde hukuk devleti değil, doğru da, kanun devleti de mi değil?
Öyle ise yasaların uygulanmasında ayırımcılık ya da kayırmacılık yapamazsınız.
Tam tersine biz, DTP’nin kapatılmaması durumunda işin şirazesinden çıkacağını düşünüyoruz.
Her gün gerginlik, her gün densizlik, tahrik katsayısını artırır ve hoş olmayan etki ve tepkilere zemin hazırlar.
Dolayısı ile yapılması gereken yasaların uygulanmasıdır.
Ayrıca bu tür kapatmaları sadece Türkiye yapıyor da değildir.
İşte İspanya bile Herri Batasuna’yı kapatmadı mı?
Bir başka boyut Başbakan’ın DTP kapatılmamalı demesi, siyasi çözüme hazırız anlamına da gelebilir.
Kast edilen belki o değildir ama öyle anlaşılabilir.
DTP’ye yargısal esneklik gösterilirse, yaptığınız terör mücadelesinin hiçbir anlamı da kalmaz.
Askeriniz Güneydoğu dağlarında terörist kovalarken, onların Ankara’daki ağa babalarının sırtını sıvazlayamazsınız.
Sıvazlarsanız, bu mağlubiyet ilanıdır.
Kapatırsak ’şöyle böyle olabilir’in anlamı budur.
Kürt sorununu aşmanın reçetesini ya da problemin kaderini DTP’ye endeksleyemezsiniz.
Demokrasi kurallar rejimidir.
Kurallarda esneklik ve ayrıcalık, bizatihi demokrasiyi vurur.
Bir başka şey, hukuk sadece şiir okumaya ceza vermekle de siyasallaşmıyor.
Başbakan’ın “kapatılsın da dağa mı çıksınlar” demesi de hukukun siyasallaştırılmasıdır.
Son sözümüz yargıyı rahat bırakın olacaktır.