ARİF NİHAT ASYA
01 Ocak 1970
(1904-1975) Şair ve yazar. Asıl adı Mehmed Ariftir. 7 Şubat 1904'te Çatalca'nın İnceğiz köyünde doğ¬du. Babası Zîver Efendi aslen Tokatlı, annesi Zehra Hanım ise Tırnovalıdır. He¬nüz yedi günlükken babasını kaybetme¬si, annesinin de başka biriyle evlenmesi üzerine çocukluğunu akrabalarının ya¬nında geçirmek zorunda kaldı. Balkan Savaşı sonunda İstanbul'a geldi. İlk tah¬silini Kocamustafapaşa ve Haseki ma¬halle mekteplerinde tamamladıktan son¬ra Gülşen-i Maârif Rüşdiyesi'ne girdi. Buradan Bolu Sultânîsi"ne, oradan da Kastamonu Sultânîsi'ne geçti, üse yılla¬rında Kastamonu'nun İstiklâl Savaşı'nı destekleyen heyecanlı havasını yaşadı. Bir süre sonra İstanbul Dârülmuallimîn-i Âliyyesi'ne girdi, bir yandan da İstanbul Postahanesi'yle Anadolu Ajansı'nda ça¬lıştı. 1928'de okulun edebiyat bölümü¬nü bitirdi ve öğretmen olarak Adana'ya tayin edildi. Adana Lisesi ile kız ve er¬kek Öğretmen okullarında on dört yıl edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yap¬tı. 1950-1954 yılları arasında Adana mil¬letvekili oldu, 1954'te tekrar öğretmenli¬ğe döndü. 1959-1961 yıllarında Kıbrıs'¬ta çalıştı. 1962"de emekli oldu; 5 Ocak 1975'te Ankara'da öldü.
Şiir yazmaya pek erken yaşta başla¬yan Arif Nihat'ı şiirle ilgilenmeye yönel¬ten ilk örnekler, I. Dünya Savaşı yılların-da bazı destancıların Haseki'de okuya¬rak sattıkları harp destanları olmuştur. Daha çok şiir, mensur şiir, fıkra, dene-me ve vecizeleriyle şöhret kazanan Arif Nihat edebiyat hayatına şiirle başladı. Şiir ve mensur şiirlerini Hayat, Çağla-yan, Türk Yurdu, Hisar, Elif, Defne, Türk Sanatı ve Devie( gibi dergilerde yayımladı. Görüşler ve Başak adıyla iki de dergi çıkardı. Bazı fıkra, deneme ve vecizelerini ise Türk Sözü, Demokrat, Yeni İstanbul ve Memleket gazetele¬rinde neşretti.
Arif Nihat 1933 yılından itibaren Üs¬küdar Mevlevîhanesi'nin son şeyhi Ahmed Remzi Akyürek'le sıkı bir münase¬bet kurmuş ve onun teşvikleriyle, şiirin¬de geniş bir akis bulacak olan Mevlevi kültürünü yakından tanıma imkânı bul-muştur. Kubbe-i Hadrâ adlı kitabında¬ki şiirleri bütünüyle Mevlânâ ve Mevlevîlik'le ilgilidir. Aruz, hece ve serbest vez¬ni başarıyla kullanan Arif Nihat'ın şiirine uyguladığı vezinlerde görülen bu çeşitli¬lik nazım şekillerinde de kendini gös¬termektedir. Onun şiirinde halk ve divan edebiyatı nazım şekilleri yanında mo¬dern edebiyatın nazım şekilleri de yer almıştır. En çok kullandığı nazım şekli İse rubaidir. İşlemiş olduğu başlıca tema¬lar arasında kahramanlık ve tarih duy¬gusu, din, aşk, tabiat ve memleket gü¬zellikleri önde gelmektedir. Şiirleri ara¬sında, ebced hesabıyla tarih düşürdü¬ğü manzumeler de önemli bir yer tutar.” Arif Nihat'ın millî değer ve şahsiyetleri konu alan şiirleriyle dinî iman ve heye¬canı işleyen şiirleri, 1950'den sonra ye¬tişen yeni nesillerde tarih şuurunun ve dinî duygulann uyanmasında ve geliş¬mesinde önemli rol oynamıştır. “Bay¬rak”, “Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor”, “Fe¬tih Davulları”, “Selimler”, “Kubbeler”, “Süleymaniye” gibi şiirleri bu konuda yazıl¬mış olanların en tanınmışlarıdır. “Naat”ı ise duygu ve estetik bakımından son devirlerde bu vadide kaleme alınmış en mükemmel örnekler arasında yer alır. Şiirlerinde günlük Türkçe'yi bir sanat di¬li haline getirerek kullanan Arif Nihat'ın rahat, özentisiz ve sade bir üslûbu var¬dır. Dilin âhengine önem vermiş, vezin¬siz şiirlerinde bile bir iç ahenk kurma¬yı başarmıştır. Şiiri üzerinde Yahya Ke¬mal'in açık tesiri görülmektedir.
Eserleri. Şiirleri
Heykeltraş,
Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor,
Rubâiyât-ı Arif,
Kökler ve Dallar,
Kıbrıs Rubaileri,
Nisan,
Emzikler (1964),
Dualar ve Âminler,
Ko¬va Burcu (1967),
Kubbe-i Hadrâ (1967),
Yürek (1968),
Avrupa'dan Rubailer (1969),
Köprü (1969),
Aynalarda Kalan (1969),
Basamaklar (1971),
Divançe-i 4ri/(1971),
Şiirler,
Men¬sur Şiirleri:
Yastığımın Rüyası,
Âyetler,
Nesirleri:
Kanatlar ve Gagalar,
Enikli Kapı (1964),
Terazi Kendini Tart¬maz (1967),
Tehdit Mektupları (1967),
Onlar Bu Dilden Anlar,
Aramak ve Söyleyememek (1976),
Ka¬natlarını Arayanlar (1976).
Arif Nihat Asya'nın, daha önce yayım¬lanmamış yazılarıyla beraber bütün eser¬leri 1975-1977 yılları arasında yedisi şi¬ir, beşi nesir olmak üzere on iki kitaplık bir külliyat halinde Ötüken Neşriyat ta¬rafından basılmıştır.