Menderes’in son yılları!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
Kudretinin zirvesindeydi…
Arkasında müthiş bir halk desteği vardı…
Demokrasi onun için sadece “sandık” demekti!..
Ve sandıktan hep o çıkıyordu!..
İster asar ister keser durumdaydı!..
Demokrasi, kendi iktidarıyla tescillenmişti!..
Milletvekilleri, savcıları, yargıçları, polisi vardı!..
Yürütme-Yasama-Yargı… Bütün kuvvetleri elinde toplamıştı!..
Egosu tavan yapmıştı!..
Kibir patlaması yaşıyor, basına sansür uyguluyordu!..
* * *
Adı: Adnan Menderes…
O, aynı zamanda demokrasi kahramanıydı!!!
* * *
Gücü ve sandık desteğinin pervasızlığıyla “Odunu aday göstersem seçtiririm” diyordu!..
Seçmenleri, kendine körü körüne bağlı ahmaklar yerine koymaktan çekinmiyordu!..
İsterse orduyu yedek subaylarla idare edebileceğini söylüyordu!..
Demokrat Parti (DP) grubunda hafif mırıltılar yükselmeye başlayınca onları okşamak için “Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz” diyordu!..
Ancak, karşısında bir Kurtuluş Savaşı Kahramanı, cumhuriyetin kurucularından büyük devlet adamı İsmet Paşa vardı ve onu yerden yere vuruyordu…
Bu yüzden son zamanlarda sinirleri iyice bozulmuştu, vehim içindeydi!..
* * *
Sansürü ve baskıları koyulaştırdı!..
Gazete sütunları, sansüre karşı direniş olarak beyaz çıkmaya başladı!..
Kendi milletvekillerinden Tahkikat Komisyonları kurdu!..
Bu komisyonlar sivil ve askeri mahkeme yetkileriyle donatılmıştı; komisyon üyeleri hem savcı hem yargıç durumundaydı, kararları kesindi!..
Canını acıtan en büyük düşmanı CHP’nin mallarına el konuldu; amaç daha sonra CHP’yi kapatmaktı!..
“Vatan Cephesi” adıyla DP’nin mahalle teşkilatları kuruldu!..
Devlet radyoları, akşam saatlerindeki ajanstan (haberlerden) sonra Vatan Cephesi’ne geçen veya kaydolan isimleri okumaya başladı!..
Kim olduğu bilinmeyen yüzlerce, binlerce isim okunuyordu ve yüzde 99’u sahteydi!..
* * *
Ülke resmen ikiye bölünmüş, köy ve kasabalarda kahveler bile ayrılmıştı…
CHP’liler, DP’lilerin; DP’liler, CHP’lilerin kahvesine gitmiyordu!..
Ülkede büyük bir kutuplaşma yaşanırken, yargı sıfırlanmış, yargıç ve savcılar tamamen Adalet Bakanı’nın emrine girmişti!..
Yargı kararları, Ankara’dan gelen talimatlara göre veriliyordu!..
* * *
Menderes demokrasi kahramanıydı!!!
Asker yönetime el koydu, arkasındaki halk desteği bir gün içinde kayboldu ve…
Menderes idam edildi…
* * *
Bugün geriye dönüp baktığımızda Menderes’in idamına üzülmemek elde değil…
Menderes, bunların yanında çok hafif kaldı!..
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Adalet Bakanı’na bağlanıyor!..
Yolsuzluklar, hırsızlıklar ve rüşvet örtbas ediliyor!..
Ortaya şu durum çıkıyor: Tayyip, bakanı Bekir’e talimat verecek, adalet yerini bulacak; savcı ve yargıçların akıbeti bu ikilinin iki dudağı arasında olabilecek!..
Bütün yargı teşkilatı, Tayyip ve onun emrindeki Bekir tarafından dizayn edilebilecek!..
Yargı resmen emir-komuta zinciri altına girecek!..
Yasama-Yargı-Yürütme tek elde toplanacak!..
* * *
Bir ülkede yargı bağımsızlığı ortadan kalkmışsa, o ülke bitmiş demektir!..
Ama Türkiye’de buna “ileri demokrasi” deniliyor!..