BAŞINA GELMEYEN KALDI MI?..
Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970
Başbakan cemaate yüklendiği konuşmalarında ‘bir gün size de dönerler. Sizin de başınıza gelebilir’ diyerek ittifak arıyor..
Toplumun çeşitli kesimleriyle, muhalefetle ittifak kurmak istiyor..
Ama bir dakika..
‘Sizin de başınıza gelebilir’ diye seslendiği kesimlerin başına geldi zaten..
İttifak aradığı kesimler, iktidarın tabiriyle kumpasa maruz kaldı..
İttifak aradığı kesimler, 11 yıl süren kutsal ittifakın hamleleri nedeniyle mağdur oldu..
Başbakan bazen sessiz kaldı..
Bazen ‘kitap bombadan tehlikeli olabilir’ sözüyle destek verdi..
Hangi birini sayayım ki..
Poyrazköy, Amirallere Suikast, OdaTV, Balyoz, Casusluk, KCK, Ergenekon..
Bu davaların kapsamına sokulan yüzlerce kişinin başına geldi..
Karacı, havacı, denizci yüzlerce subayın başına geldi.. En çok denizcilerin başına geldi..
Genelkurmay Başkanı’nın da başına geldi..
*
Aydınların da başına geldi.. Gazetecilerin de başına geldi.. Sabaha karşı evlerinden alınıp günlerce gözaltında tutuldular..
Görüntüleri televizyonları kapladı..
Fotoğrafları gazeteleri..
Suçlu muamelesi yapıldı; psikolojileriyle oynandı..
*
Bir kısmı tutuklandı.. Neyle suçlandıklarını bilmeden hapsi boyladılar.. Yılları çalındı, hasta oldular; bakılmadı..
Başlarına geldi, hem de en ağırı..
Üniversite öğrencilerinin de başına geldi.. Bir sabah kendilerini bilmem ne örgütünün üyesi, sempatizanı olarak buldular..
‘Parasız eğitim istiyoruz’ pankartı açtıkları için terörist ilan edilen gençlerin de başına geldi..
Sivil toplum kuruluşlarının da başına geldi.. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği didik didik edildi.. Öğrencileri okutmaları suç sayıldı.. Bu derneğe bağış yapanlar korku dolu günler, aylar geçirdi..
Türkan Saylan’ın da başına geldi..
‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasını düzenleyenlerin de başına geldi..
CHP’nin de başına geldi.. MHP’nin de başına geldi..
HES’lere karşı çıkan çevrecilerin, köylülerin de başına geldi.. Onlara da örgüt muamelesi çekildi..
Solcuların da başına geldi..
Sosyal demokratların da başına geldi, milliyetçilerin de, liberallerin de..
Alevi gençlerin de başına geldi.. Kürt gençlerin de..
*
Başbakan ‘sizin de başınıza gelebilir’ diyor ama cemaatle kol kola, omuz omuza olduğu yıllarda neredeyse başına gelmeyen kalmamış gibi..
Bu ülkede bir sabah terörist olarak uyanabilirsiniz sözü boşuna çıkmadı..
Başbakan Auster’la aynı çizgiye geldi
İki yıl oluyor, Amerikalı yazar Paul Auster’ın ‘Kış Günlüğü’ adlı kitabı çıkmıştı..
Kitap ABD’den bile önce Türkçe basılmıştı..
Auster’ın yeni kitabını önce Türkler okuyacaktı.. Sonra Danimarkalılar, sonra İspanyollar..
Yepyeni bir durumdu.. Ünlü yazarla röportaj yapıldı.. Türkiye’ye gidip gitmeyeceği soruldu..
‘Çok sayıda yazar ve gazeteci hapiste Türkiye’ye gitmem’ dedi.. Bu sözleri duyan Başbakan esti gürledi..
‘Gelsen ne olur gelmesen ne olur’ diye seslendi.. Hatta girdiği polemikte ‘Yahu sen ne cahil adamsın’ diye suçladı..
*
Aradan iki yıl geçti.. Paul Auster’ın ‘İç Dünyamdan Notlar’ adlı yeni kitabı çıktı.. Kendisiyle yine röportaj yapıldı..
Hürriyet Pazar’da yayımlandı.. Auster, söyleşide hem Gezi olaylarını hem de Başbakan’ın o günkü tepkisini değerlendirmiş..
Şöyle demiş; ‘Devletin başındaki kişinin buna müdahil olması bana garip geldi’ demiş.. Tepki verse verse bir köşe yazarı tepki verir diye düşünüyormuş..
Bu satırları okurken televizyondan Başbakan’ın sesini duydum.. Aday tanıtım toplantısında konuşuyordu..
Topluluğa şöyle seslendi:
‘Gazetecileri hapse attılar.’
*
Bu sözlerle Başbakan iki yıl sonra Paul Auster’la aynı çizgiye gelmiş oldu..
Gazeteciler hapiste..
Üç yıl sonra yine aynı sözler
Üç yıl önce dillere pelesenk olan bir tanım vardı:
‘Yargının bağımsız olması yetmez tarafsız da olmalı..’
O günlerde ‘yargı bağımsız olmalı’ diyenlere karşı; ‘yetmez tarafsız da olmalı. Bizde yargı bağımsız ama tarafsız değil’ diyorlardı..
Referandum öncesini hatırlayın.. 2010 yılının yaz ayları boyunca bu sözü her gün duyduk..
İktidar, yargıyı hem bağımsız hem tarafsız yapacağını söylüyordu..
Referandumdan sonra duymaz olduk.. İktidara göre; yargı bağımsız ve tarafsız olmuştu!..
*
Aradan üç yıl geçti.. 17 Aralık’tan sonra bu sözü yine duymaya başladık.. Başbakan aynı sözleri dilinden eksik etmiyor:
‘Yargının bağımsız olması yetmez tarafsız da olmalı.’
*
Döndük dolaştık aynı yere geldik.. Keşke o günlerde ‘yanlış yapıyorsunuz’ diyenleri dinleselerdi..