« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Kas

2007

Barzani nerede? İsrail'de olmasın!

İbrahim KARAGÜL 27 Kasım 2007

Türkiye birkaç gündür Mesut Barzani'nin neden kayıp olduğunu, nerede olabileceğini çözmeye çalışıyor. Sadece Türkiye değil, yakın çevresi dışında herkes aynı bilmeceyi çözmekle meşgul. Özellikle son iki aydır, uluslararası pazarlıkların merkezinde ve her sözü/hareketi olay olan bir kişinin bu kadar kolay gözlerden kaybolabilmesi elbette son derece dikkat çekici.

PKK üst yöneticilerine yönelik operasyon hazırlıklarının sürdüğü, bazılarının paketlenip Türkiye'ye teslim edilmesi ya da bir başka yerde gözaltında tutulması ihtimalinin belirdiği, PKK-PJAK'ın ABD ve Türkiye ile işbirliği yaptıkları iddiasıyla Barzani ve Celal Talabani'ye karşı sert açıklamalar yayınladığı bir dönemde bir anda Barzani'nin kendisi kayıplara karıştı. Nerede olabileceğine ilişkin tartışmalardan önce konuya ışık tutabilecek bir olayı anlatmak istiyorum.

Geçtiğimiz yıl Ağustos-Eylül aylarında yine Kuzey Irak'tan benzer bir “kayıp” haberi günlerce tartışılmıştı. Ardında iz bile bırakmadan ortadan kaybolan kişi Neçirvan Barzani'ydi. K. Irak yönetiminin hükümet başkanı ve bölgesel yönetimin Başbakanı günlerce ortadan kayboldu. O zaman da bugünkü gibi çok sayıda iddia atıldı ortaya. Kaçırıldığı söylendi, gözaltına alındığı söylendi, vurulduğu/suikaste uğradığı söylendi. Bir başka ülkede tedavi altına alındığı öne sürüldü. Hangi ülkeye gitmiş olabileceğine dair spekülasyonlar üretildi. KDP Merkez Yürütme Komitesi Üyesi ve Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizai, Neçirvcan Barzani'nin Avrupa ülkeleri ile Amerika'yı kapsayan 20 günlük bir gezide olduğunu açıkladı.

Neçirvan Barzani 6 Eylül 2007'de Selahaddin kentinde ortaya çıktı. Yirmi gün boyunca yerel televizyonlarda görünmeyen, Erbil'deki yerel parlamentonun açılış toplantısına bile katılmayan Barzani, ilk kez İngiliz temsilci ile görüntülendi. Sonradan ortaya çıktı ki, Barzani ne yaralanmış ne de başına bir iş gelmişti. Yirmi gün boyunca İsrail'deydi. Öyle Avrupa ülkelerinde de dolaşmamıştı. Ancak giderken de, gelirken de, İsrail'deyken de hakkında hiçbir bilgi dışarı sızmadı. Yine sonradan ortaya çıktı ki, N. Barzani her yıl birkaç haftasını İsrail'de geçiriyormuş. Orada bir takım eğitim çalışmalarına katılıyormuş. Barzani ile ilgili tartışma bu şekilde sonuçlandı ama kimse İsrail'le yakınlığın içeriği ve orada nelerle meşgul olduğuyla ilgilenmedi.

Gelelim Mesud Barzani ile ilgili tartışmalara: İlk iddia 23 Kasım'da, günlük yayınlanan Irak Direniş Raporu'nda ortaya atıldı. Samarra'da ABD üssüne yönelik ağır saldırılara, “yağmur gibi Katyuşa saldırıları”ndan ve aynı gün Basra'daki İngiliz üssüne yapılan operasyona ilişkin bilgiler içeren raporun Erbil ile ilgili bölümünde Mesud Barzani'nin yaralandığı öne sürüldü.

Yaqen adlı haber kaynağı üzerinden Bağdat saatiyle 06:30 itibariyle aktarılan iddiada, “Kukla Kürdisdan Lideri” olarak söz edilen Barzani'ye yardımcılarından biri tarafından suikast düzenlendiği, saldırının Erbil'deki Barzani karargahında yapıldığı öne sürüldü. Raporda Barzani'nin tedavi için Cuma günü Irak dışına çıkarıldığı ifade edildi. Türkiye'deki iddiaların kaynağı bu haber. Kürt yönetimi, suikast iddiasını da, tedavi amaçlı yurtdışı iddiasını da yalanladı.

Ancak ortada bir gerçek vardı; Barzani ortalarda görünmüyordu. Bu kadar göz önünde bir ismin günlerce ortada görünmemesi elbette merak edilecekti. Üstelik olay, Türkiye'nin K. Irak'a askeri operasyonu, PKK'nın tasfiyesi, PKK liderlerinin teslimi, Ankara-Washignton-Barzani arasında pazarlık tartışmaları, iki ay boyunca dünyanın konuştuğu en önemli konunun odak noktasını oluşturan bir bölgede oluyordu.

İddialar çeşitlendi. Amerika'ya gittiği söylendi. Fransa'da olduğu söylendi. Avusturya'da olduğu söylendi. Murat Karayılan ve Cemil Bayık'la aynı yerde olduğu söylendi, üçlü pazarlıktan söz edildi, İncirlik üzerinden İtalya'daki NATO üssüne gittikleri öne sürüldü.

En son Londra üzerinden Zurih'e geçtiği İkinci Körfez Savaşı'nda konvoyu ABD kuvvetleri tarafından bombalanan ve felçli olduğu için tedavi gören kardeşini ziyaret ettiği ifade edildi. Nihayet iddialar yeniden suikast iddiasına döndü. Barzani ağır yaralanmış ve İsrail'de tedavi altına alınmıştı.

Tam bu sırada, dışilişkileriden sorumlu Sefin Dizayi, Karayılan ve Bayık'ın ele geçirildiği iddialarını yalanladı. Barzani ile birlikte olduğu haberleri de bir başka temsilci tarafından yalanlandı. Neçirvan Barzani ise, “PKK konusunda ABD veya Türkiye ile her hangi bir anlaşma yapmadıklarını” açıkladı.

Mesud Barzani'ye suikast yapılıp yapılmadığını, tedavi amaçlı yurtdışına götürülüp götürülmediğini bilmiyoruz. İddialar ortada. Ancak bu olağanüstü dönemde ortalarda görünmemesi fazlasıyla dikkat çekmesi gereken bir olay.

Zürih'te ya da bir NATO ülkesinde değil de, İsrail'de çıkma ihtimali oldukça yüksek. Artık tedavi amaçlı mı gitmiştir yoksa bölgenin geleceğini etkileyecek kararların alındığı pazarlıklar için mi gitmiştir orası zaman içinde belli olacak.

Ziyaret -> Toplam : 125,18 M - Bugn : 68007

ulkucudunya@ulkucudunya.com