ÇOCUKLARA UZANAN ŞEFKAT ELİ
Turgay ÇAVUŞOĞLU-Aziz SÖĞÜTLÜ 01 Ocak 1970
Çocuk ve Tarihsel Gelişim
Türk toplumu tarihin her döneminde yardıma muhtaç insanlarına yardım elini uzatmış ve bu amaçla kurduğu dernek ve vakıflar kanalıyla her zaman, duluna, yetimine, özürlüsüne ulaşmıştır.
Tarihsel süreç içerisinde vakıf, ıslahhane, darüşşafaka, darülaceze ve darüleytamlar kanalıyla yürütülen kurumsal çalışmalarla yardıma muhtaç insanlara hizmet verilerek köklü bir dayanışma sistemi kurulmuştur.
Çocuklar, tarihin her döneminde ve her toplumda, ekonomik, sosyal, psikolojik sorunlar nedeniyle özel ilgi, şefkat, destek ve korunmaya ihtiyaç duymuştur.
Yakın tarihimize baktığımızda çocuklarımızın ne kadar acı çektikleri, şiddete uğradıkları, sosyal ve psikolojik yönden örselendiklerini görürüz.
Atatürk’ün hatıra defterinde 9 Kasım 1916 tarihli günlüğünde; “ Yollarda bir çok muhacirîn gördük. Bitlis’e avdet ediyorlar. Cümlesi aç, sefil, ölüme mahkum bir hâlde. 4-5 yaşlarında bir çocuğu ebeveyni yol üzerinde terk etmişler, bu da bir karı kocanın peşine takılmış, onları ağlayarak yüz metreden takip ediyor. Kendilerini niçin çocuğu almadıkları için tekdir ettim, bizim evladımız değildir” şeklinde yer alan anısı, aile ve çocukların içinde bulundukları çaresizliği ifade etmektedir.
İşgal altındaki bir imparatorluktan, bağımsız bir ulus-devlet olarak tarihteki yerini alan Türkiye Cumhuriyeti; çağdaşlaşma amacıyla ekonomiden başlayarak, eğitim, hukuk, politika, sanat, sosyal hizmetler, vb. bir çok alanda yenilikler yaparak yeni bir yapılanma içerisine girmiştir.
Bu yeni yapılanma içerisinde korunmaya muhtaç çocuk sorununu çözmek üzere Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) kurulmuştur. Atatürk’ün destekleriyle 30 Haziran 1921 yılında kurulan Himaye-i Etfal Cemiyeti, cephede savaşan veya şehit düşen askerlerin çocuklarına bakmakla hizmete başlamış, her geçen gün büyüyerek örgütlenmiş, anne ve çocuklara yönelik olarak; dispanserler, muayenehaneler, doğumevleri, aşevleri, çocuk kütüphaneleri, süt damlaları, talebe sofraları vb. sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarını hizmete açmıştır.
Himaye-i Etfal Cemiyetinin ülkemize kazandırdığı güzel uygulamalardan birisi, Çocuk Haftası kutlamalarıdır. 1929 yılından sonra kutlanmaya başlanan Çocuk Haftası programlarıyla, çocuğun önemi vurgulanarak konu toplumun gündeminde tutulmaya başlanmıştır.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
1983 yılında yürürlüğe giren 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile korunmaya muhtaç çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve topluma kazandırılması görevi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Korunmaya muhtaç çocuklara ve ailelere; ayni-nakdi yardım, çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, koruyucu aile, evlat edindirme hizmeti ve sokak çocuklarına yönelik çocuk ve gençlik merkezleri aracılığı ile hizmet götürülmektedir.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün amacı korunmaya muhtaç çocuklarımızın Türk örf, adet, inanç ve ahlâkına sahip, kendine güvenen, insan sevgisiyle donanmış, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olarak yetiştirilmeleridir.
Bir çocuğun en iyi bakılıp korunacağı yer kuşkusuz sağlıklı bir aile ortamıdır. Ancak bu her zaman mümkün olamamaktadır. Terk, ailenin ihmal ve istismarı, sosyo-ekonomik yetersizlikler, aile parçalanması gibi sorunlar nedeniyle her toplumda korunmaya muhtaç çocuk ve gençlerle karşı karşıya kalınmaktadır.
SHÇEK Genel Müdürlüğü merkez teşkilatında korunmaya muhtaç çocuklara yönelik hizmetlerin plânlanması, yürütülmesi ve koordinasyonun sağlanmasından Aile ve Çocuk Hizmetleri Dairesi ve Yetiştirme Yurtları Dairesi sorumlu bulunmaktadır.
Çocuk Yuvaları; 0-12 yaş arası korunmaya muhtaç çocukların, bedensel, eğitsel, psiko sosyal gelişimlerini, sağlıklı bir kişilik ve iyi alışkanlık kazanmalarını sağlamakla görevli ve yükümlü yatılı sosyal hizmet kurumlarıdır.
Korunmaya muhtaç olup, çocuk yuvalarında bakılmakta olan görme, işitme, konuşma, ortopedik , bedensel ve zihinsel özürlü olan çocuklarımız Milli Eğitim Bakanlığının okullarında eğitim görmektedirler.
Çocuk yuvalarında eğitim, öğretim ve sağlık hizmetlerinden yararlanan çocuklarımızın bakımlarını, yedirilmelerini, giydirilmelerini sağlayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, çocuklara yönelik sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler düzenleyerek çocuklarımızın toplum içinde kabul görmeleri için çalışmalar yürütmektedir.
Çocuklarımızın okul başarılarını yükseltmek, sağlıklı gelişimlerini sürdürmek, özgüvenlerini arttırmak, sosyal ilişki becerilerini geliştirmek ve onları hayata hazırlamak amacıyla; bilgi yarışmaları, çevre gezileri, bilgisayar kursları, tiyatro çalışmaları, koro çalışmaları, yaz okulu ve sportif faaliyetler yürütülmektedir.
Daha önce de vurgulandığı gibi çocuklarımızın mümkün olduğunca yuva ortamından uzak tutularak, öz ailesi yayında desteklenmesi esas alınmaktadır. Çocukların sağlıklı gelişmelerini sağlamak, kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddî ihtiyaçlarını karşılayacak sıcak bir aile ortamında karşılanmasını sağlamak amacıyla “Koruyucu Aile” uygulaması geliştirilmiştir.
Korunmaya muhtaç çocuklara yönelik olarak yapılan bir diğer çalışma da evlat edindirme hizmetidir. Evlat edinme ile, çocukla, evlat edinmeye uygun bir kişi arasında hukuki bağlar sağlanarak çocuk ebeveyn ilişkisi kurulmaya çalışılmaktadır. Medenî Kanunun ilgili maddeleri gereğince en az beş yıldan beri evli olan ve otuz yaşını doldurmuş, çocuktan en az 18 yaş büyük çiftlerin evlat edinmeleri sağlanmaktadır.
Korunmaya muhtaç çocukların yuva ortamından uzaklaştırılarak, farklı ortamlarda sosyal, kültürel ve psikolojik yönden değerlendirilmelerine sağlamak amacıyla 1997 yılından bu yana “Sevgi Zinciri” projesi uygulanmıştır. Bu proje ile yuvalarımızda kalan çocuklarımız Genel Müdürlüğümüze bağlı resmi ve özel kreşlerde gündüzleri bakılarak çocukların diğer çocuklarla kaynaşmaları sağlanmaktadır.
Adalet Bakanlığına bağlı ceza ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklu bulunan kadınların 0-12 yaş arasındaki çocuklarının cezaevi yaşamından uzak tutulması amacıyla “Uçurtmayı Vurmasınlar” projesi uygulanmış olup, bu proje ile çocuklar resmî ve özel kreşlerden yararlandırılarak psiko sosyal yönden desteklenmişlerdir. 1998 yılından bu yana bu projeden 271 çocuk yararlanmıştır.
Yetiştirme Yurtları; 13-18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukları korumak, bakmak, bir iş veya meslek sahibi ve topluma yararlı kişiler olarak yetişmelerini sağlamakla görevli ve yükümlü olan yatılı sosyal hizmet kuruluşlarıdır.
Yetiştirme Yurtlarında kalan korunmaya muhtaç çocuklarımızın öğrenim görerek bir iş ve meslek sahibi olmaları ve kendi kendilerine yeterli olmaları amaçlanmaktadır.
Toplumda yanlış bir kanı olarak Yetiştirme Yurtlarından ayrılan gençlerimizin sokağa bırakıldığı anlayışı yaygındır. Yetiştirme Yurtlarından ayrılan gençlerimiz; 25.02.1988 tarih ve 3413 sayılı Kanunda “Kamu kurum ve kuruluşları, reşit olana kadar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından bakılan ve korunan çocuklar için her yılbaşını, hangi statüde olursa olsun serbest kadro mevcutlarının binde biri nispetindeki kısmını ayırarak bu çocuklar arasında yapılacak sınavda başarılı olanlar arasında atama yaparlar” ibaresinden yola çıkılarak gençlerimiz işe yerleştirilmektedir.
Her yıl Kurumdan ayrılma aşamasına gelen ortalama 1400 civarında çocuğumuz gelecek endişesi duymadan, kamu kurum ve kuruluşlarınca istihdam edilmiştir.
SHÇEK Genel Müdürlüğü, çocuk hakları konusunda koordinatör kurum olarak görev almıştır. 1990 yılında Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ülkemiz tarafından imzalanmış ve 1994 yılında çıkarılan 4058 sayılı Kanunla iç hukuk kuralına dönüştürülmüştür.
Genel Müdürlüğümüz koordinatörlüğünde, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla hazırlanan “İlk Ulusal Rapor” 1997 yılında Dışişleri Bakanlığına gönderilmiştir.
Çocuk Hakları Sözleşmesinin imzalanmasının onuncu yılı nedeniyle 20 Kasım 1999 tarihinde “Çocuk Hakları Tanıtım Kampanyası” düzenlenerek çocuk hakları konusu ülke düzeyinde ele alınmıştır.
Çocuk haklarına yönelik olarak; 1. Ulusal Çocuk Formu, II. Ulusal Çocuk Formu, Çocuk Parlamentosu, Çocuklar İçin Evet Deyin kampanyası yapılarak, çocuğa yönelik çalışmalara ağırlık verilmiştir.
2000 yılında 183 Alo Kadın ve Çocuk Danışma Hattı hizmetinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır.
Sonuç
Yazımızın başında da vurgulandığı gibi, Türk toplumu tarihi gelişimi boyunca, aile, çocuk, dul, yetim ve özürlüsüne geleneksel değerleri doğrultusunda sahip çıkmış ve özel ihtiyaç grupları olarak nitelediğimiz aile, çocuk, yaşlı ve özürlülere devlet ve sivil toplum kuruluşlarıyla hizmet götürmüştür.
1983 yılında yürürlüğe giren Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetlerin, Devletin denetimi ve gözetiminde, halkın gönüllü katkısı ve katılımı sağlanarak, bir bütünlük içinde yürütülmesi esas alınmıştır. Kanunla sosyal hizmet programlarının uygulanmasında korunmaya muhtaç çocuk, muhtaç özürlü ve yaşlıya öncelik tanınacağı belirtilmiş; korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç kişilere hizmet sunumu insan haysiyetine ve onuruna yakışır bir şekilde yerine getirilmesi esas alınmıştır.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41. Maddesinde yer alan ; “ Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” ilkesinden yola çıkarak aile, çocuk, özürlü, yaşlılara yönelik sosyal hizmet çalışmalarını yürütmektedir.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Genel Müdürlüğü, korunmaya muhtaç çocukların Türk örf, adet , inanç ve milli ahlakına sahip, kendine güvenen, insan sevgi ve saygısıyla dolu, Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun olarak yetiştirilmeleri, bir iş veya meslek sahibi yapılmaları, koruma kararı kalktıktan sonra toplum içinde izlenmeleri ve imkanlar ölçüsünde desteklenmelerini hedeflemektedir.
Türk toplumu, özünde taşıdığı yardımseverlik, cömertlik duygusunun bir tezahürü olarak tarihsel süreç içerisinde oluşturduğu, geliştirdiği bir çok kurum ve kuruluş aracılığıyla kimsesiz çocuklarına şefkat ilini uzatmış, onları korumuş ve gözetmiştir. Darüleytam’dan Çocuk Esirgeme Kurumu’na uzanan süreçte olduğu gibi bundan sonra da çocuklarımıza uzanan bu şefkat eli varlığını sürdürecektir.