Hatay'ın Anavatana Katılması (30 Haziran 1939)
01 Ocak 1970
Barış yolu ile kazanılan siyasi zaferlerimizden biri de Hatay'ın Anavatana katılmasıdır: Ankara İtilafnamesiyle Fransızlara bırakılan bu bölge için bazı koşullar konmuştu. Fakat Fransızlar İtilafnamedeki bu koşullara uymadılar. Özellikle Hatay'da Türk kültürünü yok etmek için çalışıyorlardı. Halbuki Hatay'ın çoğunluğu Türk'tü ve halkın milli hisleri uyanıktı. Hatay'ın anavatana katılmasına çok önem veren Atatürk, Kırk asırlık Türk yurdu yabancı elinde esir kalamaz sözünü muhakkak yerine getirmek istiyordu.
Fransızlar San Remo Konferansı'nda Suriye'nin bağımsız bir devlet olmasına karar vermişlerdi. Bu sırada Hatay meselesiyle ilgilenen Türkiye de Milletler Cemiyetine başvurarak, Hatay'a bağımsızlık verilmesini istedi. Milletler Cemiyeti, Hatay'da Türk çoğunluğunun bulunup bulunmadığını anlamak için plebisit yapılmasına karar verdi.
Türk Hükümeti bu koşulu kabul etmedi ve Milletler Cemiyeti ile ilgisini keserek, doğrudan doğruya Fransızlarla görüşmelere başladı. O sırada Atatürk, Mersin'e gelerek askeri kıtaları teftiş etti. Hatay'daki halk da Fransızlara karşı direnmeğe başladı. Nihayet Fransa ile Türkiye, Hatay'da iki ordunun işbirliği yapması için bir anlaşma imza ettiler (3 Temmuz 1938). İki gün sonra Türk askerleri halkın sevinç ve göz yaşları arasında Hatay'a girdiler. Bu olay hasta olan Atatürk'ü pek sevindirdi. Yurdun her köşesinden aldığı tebrik telgraflarına: Hatay milli meselemizin dostça tedbirlerle müspet neticeye ulaştırılmasından duyulan sevinç yerindedir cevabını verdi.
Hatay'da Türk çoğunluğuna dayanan bir cumhuriyet kuruldu. Bu devletin bayrağı tıpkı Türk bayrağı gibi, yalnız ay ve yıldızının içi kırmızıydı. Bu durum uzun zaman devam etmedi. 23 Haziran 1939'da Fransızlarla Ankara'da yapılan anlaşma ile Hatay anavatana katıldı.
Hatay Türk Devleti Meclisi 29 Haziran 1939'da Hatay'ın anavatana katılmasını oy birliği ile kabul etti 30 Haziran 1939'da Hatay Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine alındı.
Barış ve dostluk yolu ile kazanılan bu zafer yalnız ve ancak büyük Atatürk'ün eseridir.