Panik demokrasi paketi
Aslı Aydıntaşbaş 01 Ocak 1970
Dün duyduk: Başbakan Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde yeni bir demokratikleşme paketi üzerine çalışmaya başlamış. Bu atölye çalışmasında kendisine eşlik edenler de Beşir Atalay, Ali Babacan, Bekir Bozdağ, Ömer Çelik, Efkan Ala ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’mış.
Sorun tam da bu değil mi? Hep aynı ekiple, sadece kendi aksini dinleyen, ayakta kalmaya odaklanmış ve iç kabine dışında kalan herkesi neredeyse düşman/tehdit olarak gören bir iktidar anlayışı oluştu. Buradan hükümeti rahatlatacak bir çözüm çıkması zor.
İktidar, içeride ve dışarıda meşruiyetini sorgulatan mevcut krizden sıyrılmak için sahiden radikal adımlar atmak durumunda. Bu “Aaa buldum, buldum! Demokrasi paketi yapalım!” değil. O laf eskidi. 2011’de İleri Demokrasi’ye geçeli beri 4 yargı, 2 demokrasi paketi, bir de kapı gibi ‘Açılım’ yaptık. Ne oldu? Kimse Türkiye’nin daha demokratik olduğunu düşünüyor mu? Tam tersine mevcut HSYK teklifi masadayken, internette sansür artarken, medyada iktidarın parmağı bu kadar afişe olmuşken, demokrasi üzerinden yeni bir dil kurmak mümkün değil.
İki sözcük çok eskidi: ”Darbe” ve ”Demokrasi.” Kendi yaptığı her hamleyi ”milli irade” ve ”demokrasi”, karşısında duran her itiraz sahibini ise ”darbeci” ya da ”dış mihrak” diye yaftalamak artık anlamlı değil. Etkisi de sıfır!
Daha temel bir zihniyet değişimi lazım. Örneğin hükümetin, karşısın-dakileri bertaraf etmek yerine TÜSİAD’dan cemaate, Gezi’den liberallere kadar karşısındakileri ‘dinlemeye’ başlaması lazım.
Hadi oraya kadar da gitmeyelim; belki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Roma’dan yaptığı açıklamalara bir göz atmak iyi bir başlangıç olabilir...
Masada, bir değil bir dizi ciddi uyarı var.
Yeni bir şeyler söylemek lazım. Ama vites değiştirmek değil, araç değiştirmekten söz ediyorum.
”Beni eleştirmeyen insanlardan yandaş medya kuracağım; bunu da ihalelerle finanse edip kalan medyayı vergi cezasıyla susturacağım” modeli, yani otokrasi, Türkiye’de uzun vadede kalıcı olmaz. Sürdürülebilir değil. Putin ve Chavez’in bunu finanse edebilecek petrolü vardı. Türkiye ise, hem kendi iç dengeleri ve demokrasi geleneği uzun soluklu olduğu için hem de Batı’nın siyasal ve ekonomik sistemine entegre olduğu için, uzun vadede demokrasiye yönelmek durumunda.
İşte bu yüzden, alelacele paket hazırlamanın anlamı yok. Demokrasi, reform iyi şeyler tabii ancak inandırıcılık da önemli. Bando mızıka eşliğinde ve özgül ağırlığı olmayan bir papağanlar ordusunun ağzına sakız olacak yeni bir demokrasi paketi neye yarayacak? O papağanlar sizi son zamanda çok yanılttı, şimdi de yanıltır. Önemli olan, sahici değişimi göze almak...
Utandım
Freedom House sıradan bir kuruluş değil; dünya çapında saygınlığı olan ve ülkelerin demokrasi karnesini dağıtan kurum. Verdiği not size yapışıyor.
Hafta sonu Freedom House’un “Demokrasi Krizi: Türkiye’de Yolsuzluk, Medya, İktidar” başlıklı Türkiye raporunu okudum. Rapor bugün Ankara’da bir basın toplantısıyla açıklanacak. Ama ben kendi adıma, hepimizin kanıksadığı durumları alt alta İngilizce okuyunca, tek kelimeyle “utandım.”