« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

10 Şub

2014

Erdoğan’ın anlaması gereken husus

Semih İdiz 01 Ocak 1970

Başbakan Erdoğan’ın zorlama yorumlarla ortaya attığı tartışmalı “komplo teorileri”nin uluslararası itibarını ciddi şekilde sarstığı ortada. The Economist, New York Times, Wall Street Journal ve Financial Times gibi tüm dünyanın ciddiye aldığı etkin gazete ve dergilerdeki zehir zemberek yorumlar ve analizler de bunu kanıtlıyor.
Erdoğan bu yazıları da kendisine karşı kurulan komplonun bir parçası olarak görüyor. Bu nedenle sözü AKP’ye yakın duran ve yazdıkları her zaman önemsenen meslektaşımız Fehmi Koru’ya bırakıyorum.
Dünyanın hâllerine fazlasıyla vâkıf olan Koru, Star gazetesindeki “Komplolar ne zaman başarılı olur” başlıklı 1 Şubat tarihli yazısında, Türkiye’de yaşananların bir bölümünün global gelişmelerle ilintili olduğuna işaret ederek şunları belirtmiş:
“Değişen hassasiyetler ve derhal büyüyüp yaygınlaşan tepkilere bakarak, olana ‘Bu bir komplo’ yaftasını yapıştırmak o kadar kolay değil... Olan-bitenin bir bölümü, hiçbir iç veya dış yönlendirme gerekmeden, kendiliğinden de olabilecek şeyler...”
Koru, Erdoğan’ın “hain” ilan ettiği TÜSİAD Başkanı’nın sözleri paralelinde, “Ekonomisi batmış, siyaseti çözüm üretemez hale gelmiş bir Türkiye’yi isteyebilecek pek az önemli kişi ve ülkenin bulunduğunu” da eklemiş.
Yabancıların, Türkiye’nin yönetiminde AKP’nin bulunmasına verdikleri önemi bildiğini de belirterek, “Ak Parti hükümetinin bu gerçeği görmesi ve buna göre davranması şart” diye vurgulamış. Ancak, AKP iktidarına verilen önem, elbette ki AKP’nin Türkiye’deki istikrarı sürdürebilmesi ile orantılıdır.
Erdoğan ve kurmaylarının yolsuzluk iddialarını örtbas etme gayretinde olduklarını çağrıştıran adımları ve ortaya attıkları komplo teorileri ise bugün içeride ve dışarıda siyasi ve ekonomik istikrarı sarsan temel faktörler olarak görülüyor.
Türkiye gibi ekonomik açıdan hızla gelişen bir ülkeyseniz, yerli ve yabancı yatırımcıların gözü hep üzerinizde oluyor. Bu durumda ekonominin evrensel kurallarını kavrayıp ona göre davranmak zorundasınız.
Başka bir deyişle dünyanın Erdoğan’ın öznel arzularına göre şekillenmesi mümkün değil.
Bu yüzden hükümetin, nefret ettiği “uluslararası faiz lobisi”nin “kazanmış” olmasının nedenlerini doğru analiz etmesi gerekiyor. Aksi takdirde durumu daha da kötüye götürecektir.
Fakat Erdoğan akıntıya karşı kürek çekmekte ısrarlı. Bir yandan “komplo” söylemini sürdürürken, diğer yandan faizlerdeki zorunlu artışları sabırla izleyeceklerini, bunun başarılı olmaması hâlinde B ve C planlarını devreye sokacaklarını söyledi.
Bu sözleri doğal olarak, “bu planlar vardı da niçin ekonomik dengeler bozulmadan devreye sokulmadı” sorusunu ânında akla getirdi. Daha önemlisi, Türkiye’de yatırımları olan veya yatırım yapmayı tasarlayan yabancıları yeniden endişelendirdi.
Maliye Bakanı da bu yüzden çıkıp serbest kur politikasından vazgeçilmeyeceğini açıklamak zorunda kaldı. Kısacası, Erdoğan’ın attığı her adım, söylediği her söz şu anda Türkiye’ye dönük uluslararası kaygıları körüklüyor.
O “komplo” dedikçe de, sadece kendi imajı değil, ülkemizin imajı da sarsılıyor. Oysa dünyadan kopuk yaşamak mümkün değil artık. Arkasında istediği kadar seçmen desteği olsun, hiç bir iktidar bu durumda başarılı olamaz. Kaldı ki hükümet sadece ekonomimizi sarsmadı, demokrasimizi de geriletmeye başladı. Onun için son sözü Fehmi Koru’ya bırakıyoruz:
“Demokrasiden, hukuk devleti ve inançlara saygılı lâiklik anlayışından fedakârlık etmek, ekonomide maceracı bir yola girmek, kurulmak istenen ‘komplolar’dan çok daha etkili olacaktır.”
Erdoğan’ın asıl anlaması gereken husus budur.

Ziyaret -> Toplam : 123,22 M - Bugn : 130379

ulkucudunya@ulkucudunya.com