HSYK'da iktidar muhalefet el ele
Adem Yavuz Arslan 01 Ocak 1970
"Allah şirk, devlet şerik kabul etmez."
Bu ifade Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a ait. Yolsuzluk operasyonu sonrasında başlayan 'yargıya müdahale' tartışmalarını hatırlattığımızda bu cevabı vermişti.
Mealen: "Biz hükümetiz, her türlü kararı kimseye danışmadan alırız. Herkes kayıtsız şartsız tabi olmak zorunda" demek.
Yazıya bu hatırlatmayla girdim çünkü bugünlerde TBMM'de görüşülen bütün yasaların ruhu tam da bu cümlelerde gizli.
İnternete sansür getirmekle eleştirilen yeni internet yasası, yargıda reform olarak sunulan 5. yargı paketi ve nihayetinde HSYK yasası aynı düşünceyle hazırlandı.
İlk anda herkese cazip gelen 'özel hayatın gizliliği ve kişilik haklarının korunması' makyajı altında internetin denetimi hükümete geçiyor.
Yani bir bürokrat görece subjektif sayılan iki gerekçeyle yargı kararı olmadan internet sitelerini kapatabilecek.
Bir diğer eleştiri de verilerin 2 yıl boyunca depolanacak olması. Bu da bir nevi sanal fişleme sayılıyor.
Adrese teslim yasalar
Aynı durum yargı reformunda da var.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, tutukluluk sürelerinin kısaltılması ve telefon dinlemenin zorlaştırılması gibi herkese cazip gelecek maddelerin arasına adrese teslim maddeler serpiştirilmiş.
Teklif, hakim ve savcıları tazminat baskısına alırken hükümetin emrindeki bürokratlara yargı kararlarını uygulamama imkanı sağlıyor.
Kolluk amirlerini soruşturma yetkisi HSYK'dan Adalet Bakanı'na geçiyor.
Oy çokluğu ile müebbet kararı verebilen hakimler artık telefon dinleme için oy birliğini sağlamak zorunda.
El koyma kararında mahkeme hükümetin kontrolündeki kurullardan rapor almak zorunda olacak ki bunun sonucunu tahmin etmek zor değil.
Hükümet yeni yasayla daha rahat bürokrat kıyımı yapabilecek. Artık yargı idarenin savunmasını almadan yürütmeyi durdurma kararı veremeyecek.
Özetle düzenlemeler adrese teslim.
HSYK yasası da benzer mahiyette.
Alelacele yapılan düzenlemenin özeti şu: HSYK, Adalet Bakanı üzerinden yürütmenin emrine veriliyor. Bakan adeta 'özel yetkili bakan' konumuna geçiyor ve her türlü kararı tek başına alıyor.
HSYK yasa teklifi bugün TBMM Genel Kurulu'na geliyor.
CHP yasanın Resmi Gazete'de yayımlanmasını beklemeden 'yokluk' iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne gidecek.
Cumhurbaşkanı Gül'ün hem internet yasası hem de HSYK düzenlemesine karşı olduğu biliniyor. Fakat siyasi dengeler ve gelecek planları nedeniyle Gül'ün bu yasaları veto etmesi beklenmiyor.
Hal böyle olunca hükümetin eli de rahat.
Fakat AB başta olmak üzere yurtdışından gelen/gelecek tepkileri nasıl bertaraf edecek orası meçhul.
Polis ve yargıdaki tasfiyeler ise hız kesmiyor. Dün de 27 ilin emniyet müdürü görevden alındı.
Sicili itibariyle asla il müdürü olamayacak bazı isimler göreve getirildi. Özellikle terör ve istihbaratta zaafa yol açacak tercihler de yapıldı.
Açıkçası emniyet tasfiyelerinde paranoya hali yaşanıyor. Dün atadıkları müdürleri bugün görevden alıyorlar.
'Bir sizden bir bizden olsun'
HSYK cephesinde de enteresan gelişmeler yaşanıyor. Bakan Bozdağ'ın 1. Daire'de yaptığı değişikliklerden sonra yargı yeniden düzenlendi.
Ergenekon ve Balyoz gibi kritik davaların savcıları tenzili rütbe ile sürüldü. Yolsuzluk dosyalarına bakan savcılar değiştirildi.
En ilginci ise kararnamelerde oldu.
Düne kadar hükümete muhalefeti ile bilinen HSYK ve yüksek yargı üyeleri şimdilerde hükümet ile kol kola.
Hatta tayin listeleri 'bir sizden bir bizden' diye hazırlanıyor.
Yüksek yargı koridorlarında inanılmaz kulisler var.
Konuşulanların özü şu: Hükümet yolsuzluk dosyalarında sorun yaşamamak için düne kadar şiddetle karşı olduğu kesimlerle şimdi strateji toplantıları yapıyor.
Atama listelerini beraber hazırlıyorlar. Yani yüksek yargıda hükümet muhalefet el ele.
Ergenekon başta olmak üzere kritik davaların bundan sonraki seyrini tahmin etmek zor değil.
Bugünler, hükümetin yolsuzlukları unutturmak için her şeyi yakıp yıktığı günler olarak tarihe geçecek.