Ertuğrul Özkök'e teşekkür
Yavuz Bülent BAKİLER 01 Ocak 1970
SİVAS'TAKİ Madımak Oteli faciası üzerinden on yıl geçti.( Şimdi 14 yıl M.K.) On yıldan beri, her temmuz ayında, birtakım adamlar, adeta deli danalar gibi ortalığa dökülüp bağırıyor: 'Sivas'ın intikamını alacağız!' diyorlar. 'Sivas olaylarını unutmayacağız; unutturmayacağız!' tehditleriyle köpürüp duruyorlar. Bu topraklar üzerinde insanca yaşamak için, Sivas olaylarını unutmamak, unutturmamak lazım. Mehmet Akif
merhumun beytini hatırlayacaksınız:
'Tarihe, tekerrürden ibarettir diyorlar / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi'Geçmişten daima ders almak için, yaşadığımız hazin hadiseleri hiç unutmamalıyız. Buna itirazım yok. Peki ama 'Sivas'ın intikamını almak' ta ne demek? Sivas bir milyon nüfuslu bir Sultan şehir. 'Sivas'ın intikamı' kimden alınacak, nasıl alınacak ve bu intikamı kim alacak?
Kalabalığın şuuru yok
J.J.ROUSSEAU diyor ki: 'Aşk gibi kin de insanları aptallaştırıyor!' Sivas'ta 2 Temmuz 1993 tarihinde, kinleri yüzünden aptallaşan bir avuç adam, 35 kişinin diri diri yanmasına, 2 kişinin de kurşunlanarak ölmesine sebep oldu.
Ceza Hukuku derslerinde Prof. Faruk Erem'den dinlediğim cümleler çivi gibi hep aklımda. Derdi ki: 'Kalabalıkların şuuru yoktur. Kalabalıklar en cahil adamın emriyle hareket eder. Birisi bir alkış tutar. Binlerce kişi o emre uyarak alkışlamaya başlar. Birisi 'vurun!' diye bağırır. Binlerce kişi vurmak için kendinden geçer. Birisi 'kaçın!' diye yırtınır. Birden binlerce kişi kaçmaya başlar. Kimse, niçin kaçtığını, niçin vurduğunu, niçin alkışladığını o anda kat'iyyen düşünmez, düşünemez! Kalabalıklar çok tehlikelidir. Prof.Faruk Erem'in nasihatını hiç unutmadım. Ve 1960 talebe nümayişlerinin hiçbirisine kıl kadar olsun katılmadım.
Acısı beynimde
BÜTÜN bunları, Sivas'taki o büyük faciayı mazur göstermek için yazmıyorum. Ben de en son hücresine kadar bir Sivaslı olarak,
memleketimi yakan ve bir hiç yüzünden yakılan insanların acısını beynimde duyuyorum. Görüyorum ki, birtakım cahil insanların,
Madımak otelinde 35 kişinin yanmasına yol açmaları, bütün dehşetiyle önce benim 'Sultan Şehir' dediğim Sivas'ı derinden vurdu.
Sonra milletimizi, devletimizi, vatanımızı büyük çapta belalarla sarsıp durdu. Akıl, mantık, insaf sahibi bir kimsenin böyle bir faciayı
tasvip etmesi mümkün değildir. Nitekim ben de, Madımak cehenneminden hemen sonra, Türkiye Gazetesi'ndeki köşemde büyük
üzüntümü ifade etmiştim. Fakat hayret, bin defa, milyon defa, milyar defa hayret: Madımak Cinayetinden kısa bir süre sonra: İnsanlık vasfını kaybeden beş on
militan 'Sivas'ın intikamı alınacaktır!' böğürtüleriyle Erzincan'ın Başbağlar Köyünü bastılar ve orada hiçbir günahı olmayan 37 köylümüzü hayvanlarıyla birlikte kurşunlayıp yaktılar. Köy duvarlarına: 'Sivas'ın intikamı' diye yazdılar.
Başbağlar'ı unuttular
MADIMAK katliamı karşısında kıyamet koparan bazı kalemler, Başbağlar vahşetine tek cümleyle olsun dokunmadılar. Neden acaba?
Madımak otelinde yakılanlar insandı da, Başbağlarda, ahırlardaki hayvanlarıyla birlikte kurşunlanıp kül edilenler meşe kömürümüydü dersiniz?
İddia ediyorum: 'Sivas'ın intikamı alınacaktır!' diye deli danalar gibi ortalığa dökülenler, Madımak otelini yakanlar kadar suçludurlar.
Sivas yangınını çıkaranlara mahkemelerimiz otuz civarında idam cezası vermedi mi? Daha nedir bu bitmez tükenmez 'Sivas'ın intikamı alınacaktır!' tepinmeleri? Hürriyet yazarlarından Ertuğrul Özkök, Sivas olaylarına, medeni bir insana yakışan bir ciddiyetle,akılla, irfanla bakıyor. Özök, 16 Temmuz 2003 tarihli yazısında diyor ki:
'... Terörün solcusu sağcısı, Hıristiyanı, Müslümanı, Sünnisi, Alevisi olmaz inancındayım. Benim bu olaydaki itirazım, Sivas olaylarını anma biçimine. Bundan sonra da hep diyeceğim ki, Sivas olaylarını, insanlar arasındaki ayırımı ve öfkeyi körükleyecek biçimde değil, tam aksine bu ayrımcılığı, bu düşmanlığı, bu hoşgörüsüzlüğü ortadan kaldıracak şekilde analım. Her yıl, bir şehrin tamamını
töhmet altında bırakacak bir zemine kaydırmayalım. Sivas'ı kaybetmek yerine, kazanmak üzerine bir anma biçimi bulalım...'İşte aklın, aydınlığın, insanlığın, asaletin, ilmin, vatanseverliğin gösterdiği yol budur. Ertuğrul Özkök'ü tebrik ediyor, alkışlıyorum.