Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan Milli İstihbarat Devleti'ne...
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Türkiye'yi bir otomobile benzetirsek, bu otomobili kullananların onu son sürat uçuruma doğru sürdüklerini söyleyebilirim.
Türkiye'de çerçevesi dar da olsa, sorunlu da olsa var olan demokratik düzen karanlık bir noktaya doğru çekiliyor.
Hukuk devleti modeli hızla kanun devletine, kanun devleti de son sürat istihbarat devletine dönüştürülüyor.
Medya zaten büyük çoğunluğuyla kontrol altında.
Yazılı ve görsel medyaya göre kontrol edilebilirliği daha zor olan internet ortamı da son çıkarılan yasayla ağır cezalara bağlandı. İnterneti kontrol edecek olan TİB'in başkanına internette dolaşan bilgi ve belgeleri engelleme noktasında mahkemelerden, hakimlerden daha fazla yetki verildi. Hızlı olmak adına adeta emniyet şeridi işgal edildi!
HSYK Yasası ile yargı da yürütmeye bağlandı.
Şimdi de MİT Yasası ile bankalar dahil, ülkedeki bütün kurum ve kuruluşlar, iş dünyası, ticaret hayatı, ticari sırlar, kurum ve kuruluşların ve kişilerin mahremiyetleri MİT'e bağlanıyor.
MİT Yasası ile MİT dilediği her kurum ve kuruluştan her türlü bilgiyi isteme hakkına sahip oluyor. Kişi ve kuruluşların bu bilgilerin mahremiyetini iddia etme, ticari sır gibi gerekçelerle vermeme hakkı da elinden alınıyor.
Mesela bankalar...
MİT isterse banka yönetiminden isteyebilecek, isterse bankanın sistemine online bağlanıp her türlü bilgi ve belgeyi inceleyebilecek, indirebilecek.
Yani...
- MİT Yasası ile mahremiyetin, ticari sır kavramının canına okunuyor.
- Böylece kayıt dışı kesin artacak.
- Sırlarını paylaşmak istemeyenler yurtdışına, mesela Lüksemburg'a taşınacak.
En önemli sorun ise MİT'e verilen belge ve bilgilerin güvenliğini kim garanti edecek?
Bugün ülkenin en tartışmalı kurumu olan MİT'e bu yetkileri vermek kanun devletinden istihbarat devletine geçiş değilse nedir?
THY'de itibar mı kaldı?
THY, partizan bir tutumla uçaktan milletvekili Muhammed Çetin'in indirilmeye kalkışılmasının gerekçesi olarak bu milletvekilinin, "uçakta şirketin itibarına darbe vuran konuşmalar yaptığına dair" bir açıklama yaptı.
Peki o zaman soralım:
- Uçaktan milletvekili indirmek, kendi koyduğunuz upgrade kurallarını kişilere göre uygulamaya geçmek şirketinizin itibarına nasıl bir fayda sağlıyor?
- Savcı Zekeriya Öz'ün yolcu bilgilerini gerek MİT'e gerekse basına sızdırdığı ortaya çıkarılan fakat bunu inkâr eden, aynı şekilde gazeteci Mahir Zeynalov'un uçuş bilgilerinin de bir şekilde basına sızdırılması THY'nin itibarına darbe vurmadı mı?
- Bütün bunlar denizi geçmiş THY'nin partizanca tutum yüzünden derede boğulduğu anlamına gelmez mi?
Günün tweeti
"Tencere kaynadı mı, kapağı açılır; içindeki görülür. İnsan da kızınca ağzı açılır, içi görülür."