Topyekûn savaş*
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Son zamanlarda olup bitenleri düşünerek gazete bayiine doğru ilerlerken karşıma yine o manşet çık-tı:
“Topyekûn savaş.”
“Yok canım, bu kadar da olamaz, birisi kamera şakası yapıyor olmalı” diye düşünmedim değil.
Dile kolay. Aradan geçmiş 17 yıl.
Biz bu filmi 17 yıl önce görmüştük.
Allah Allah... Her şey ne kadar da 28 Şubat sürecinde yaşadığımız sahnelere benziyor.
Gazete manşetleri bile aynı.
Toplumun ötekileştirilmeye çalışılan, dışlanmaya, düşmanlaştırılmaya çalışılan kesimlerine yönelik muktedirlerin saldırılarındaki üslup bile aynı.
Edilen küfürler, hakaretler 28 Şubatçılar’dan ödünç alınmış adeta.
Gidişat öyle işaret ediyor ki yakında bu dönemin General Osman Özbek‘inin sivil versiyonu da sah-ne alacaktır.
28 Şubat sürecinde hükümete hakaret ediliyor, hükümetin başına küfrediliyordu. Şimdi benzer haka-retler hükümet yetkililerinin dilinde.
Bugünün muktedirleri o sürecin mağdurlarıydı. Fakat bugün onlar benzer süreci kurgulayan oluyor-lar, oldular.
Hayat böyle bir şey. Aradan zaman geçip, köprülerin altından sular akınca roller böyle değişebili-yor.
Ama, fakat ve lakin...
Her şey ne kadar da 28 Şubat sürecinde yaşadığımız günleri hatırlatıyor.
28 Şubat’ın başrolünde oynayan Sabah Gazetesi bugün de aynı rolde.
Her gün bir yalanı...
Bir iftirayı...
Bir kumpası...
Bir yargısız infazı...
Bir kurguyu manşet yapıp bugünün muktedirlerine buldozerlik yapıyor, yol açıyor.
Eskiler “tek kişilik örgüt” diyorlardı, şimdikiler “paralel” diyorlar.
Her türlü “şerri” bu paraleller yapıyor.
Bugünkü saldırılara bakınca “Beterin beteri varmış gerçekten, 28 Şubatçılar bugünkülerden daha in-saflıymış” diye düşünmekten alamıyorum kendimi.
Çünkü bunu da yaptılar:
MGK’yı toplumun bir kesiminin üzerine saldılar.
“Topyekûn savaş” manşetini attırdılar.
Halkını yeniden ülkesinin bir numaralı tehdidi haline getirdiler.
Her şey ne kadar da benziyor 28 Şubat’a diyorum ya...
O günleri yaşayan birisi olarak söylüyorum, inanın her şey çok benziyor.
28 Şubat’ta bütün bu işler büyük bir soygun için yapılıyordu.
Şimdi de aynı her şey.
Fakat insaflı olmakta fayda var. Aradaki küçük farkı da belirtelim.
17 yıl önce bir soygun için kurgulanmıştı 28 Şubat. 17 yıl önce bir soygun için atılıyordu “Topyekûn sa-vaş” manşetleri. Bugün ise bir soygunu örtmek için kurgulanıyor her şey, soyguncuları gizlemek için atılıyor “Topyekûn savaş” manşetleri...
Aradaki farkın hepsi bu.
*Topyekûn savaş: Clausewitz’in “topyekûn savaş” teorisinde anlattığı aksiyon. “Büyük Savaş”ın uç noktalara taşınması fikri. Topyekûn savaş, cephe gerisinde ekonomik güçlerin seferberliği, cephedeyse tüm güçlerin tamamıyla kullanılmasına tekabül eder. Belirli bir hedefi yoktur, nihai amaca hizmet eder. Topyekûn savaş dinamiğini kontrol etmek politikayla mümkündür. Nükleer silah kullanmaksızın, her yol mubahtır.