« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Kas

2007

Hukukta satranç oyunu

METİN ÖZKAN 27 Kasım 2007

DTP’NİN kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame günlerdir birçok köşe yazarı tarafından köşeli anlamlar taşıyan bir ifadeyle yorumlanıp duruyor.

Bu yazarların birçoğu, “Parti kapatmak çözüm olamaz” diyerek birilerinin hukuk sistemi üzerinde oynamaya çalıştığı satranç oyununa çanak tutuyor.

“Kapatmayla sorun çözülmez” yorumu, hırsızlık yapan birine hâkimin hırsızlıktan dolayı dava açmasını, “Bu hırsıza davaya ne gerek var, nasıl olsa bunu cezalandırmak başka hırsızlıkların yapılmasını önlemez” tarzı mantık dışı bir yorumdur.

Hukuka inanıyorsak, bir kişi veya kurum kanuna karşı bin kere suç işlenmiş dahi olsa bin kere aynı cevabın verilmesi gerekliliği vardır.

Çünkü hukukta fayda maliyet hesabı olmaz, onu ancak siyasetin çirkinlikleri içinde yok olmuş ve kendi kişiliklerini teröristbaşı Apo gibi birine peşkeş çekmiş insanlar yapar.

Kanunun uygulanması karşısında yan yollarla, hileyle ve başka isimlerle yeni parti kurulması, kanunu uygulamanın yanlışlığını değil, bu kişilerin kanuna karşı hilekâr olduğunu ispat eder.

Bir şehidin ülke için değeri ölçülemediği gibi, bölücü partilerin ülkeye maliyeti de asla umurumuzda olmamalıdır.

Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz

GEÇTİĞİMİZ günlerde yapılan DTP kongresinde terör suçundan 10 yılını cezaevinde geçirmiş PKK’cı Nurettin Demirtaş başkanlığa getirilirken, bebek katili teröristbaşının kardeşi Mehmet Öcalan da Parti Meclisi’ne seçildi.

Parti sonuç bildirgesinde, adının önüne ‘Kürt halk önderi’ sıfatı yerleştirilen teröristbaşının salıverilmesini de kapsayan ‘genel af’ isteği dile getirildi. (Bu istek daha sonra Meclis Genel Kurulu’na taşındı)

Hazırlanan bildirgede, “Kürt halk önderi Öcalan’ın, Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımının belirleyici olduğu” ifadesine yer verildi. Yani, yaptığı kongre ile parti başkanını seçen ve meclisini oluşturan DTP, ortaya çıkardığı sonuç bildirgesinin teröristbaşı Öcalan’ın görüşleriyle şekillendiğini açıkça dile getirdi.

Bu arada Kürt sorununun çözümü için önerdikleri yöntem ise, bölgedeki illerin birleşimi sonucu kurulacak bölgesel meclisin federasyon sistemiyle yönetimi...

Şimdi biz parti bildirgesini teröristbaşının fikir ve anlayışıyla oluşturduklarını açıkça söyleyen bu insanların PKK’ya “terör örgütü” dememesine neden bu kadar şaşırıyoruz ki!...

Ağzı olan konuşuyor

DTP’LİLERİN verdiği beyanları dinlerken, sanırsınız karşınızda dünyanın tüm insan hakları ve demokrasi ödüllerini almış birileri var.

“Biz barış ve kardeşlik içinde, herkesin yaşam hakkına, kimliğine saygılı; ifade özgürlüklerinin ve kültürel farklılıkların korunduğu, demokratik bir sivil anayasanın oluşturulmasını istiyoruz. Meclis’i de bunun için en uygun platform olarak gördüğümüz için buradayız.”

Barış, kardeşlik, hoşgörü ve saygı...

Peki, ama 22 Temmuz seçimlerinden bugüne kadar aradan geçen dört ayda DTP milletvekilleri Meclis’e bölge halkının hangi sosyal ve ekonomik sorununun çözümü için bir öneri getirdi.

İstedikleri üç şey var!

1. Apo’nun salıverilmesi ve teröristlerin affedilmesi.

2. Federasyonlar halinde ülkenin bölgesel yönetimlere bölünmesi.

3. Kürt sorununa Öcalan’ın anlayışına göre bir çözüm getirilmesi.

İşin içinden nasıl çıkılacak?

YÜKSEK yargıdan sorumlu muhabir arkadaşım Yeşim Eraslan bugün ilginç bir haber araştırması yaptı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın DTP’nin kapatılması hakkındaki iddianamede önemli bir detay yakalamış.

Daha önce PKK’nın bölücü eylemlerine çanak tutan HEP, DEP, HADEP ve DEHAP’a dava açan başsavcılık, bu kez farklı bir önlem almanın yoluna gitmiş.

Bu partileri kapatmak çözüm getirmeyince başsavcılıkta iddianamesinde bu partinin üyesi, yöneticisi, belediye başkanı ve milletvekillerine siyasi tedbir talebinde bulunmuş.

Bu ne demek yani; partinin kapatılma davası sonlanana kadar etkili ve yetkili hiçbir parti mensubu siyaset yapamaz ve seçime giremez demek.

Eğer Anayasa Mahkemesi bu talebi kabul ederse DTP Genel Başkanı muhtarlık seçimine bile giremez. Bu da bir anlamda mevcut olan iktidar partisinin ekmeğine yağ sürer.

Gelin de işin içinden siz çıkın.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 5360

ulkucudunya@ulkucudunya.com