O kayıtlar neden montaj olamaz
Emre Uslu 01 Ocak 1970
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal ile yaptığı konuşmalar internete düştü. Kayıtlarda Erdoğanların evlerinde saklı paraların polisten kaçırılması konuşuluyor.
Erdoğan bu kasetin montaj bir kaset olduğunu açıkladı.
Erdoğan’ın “montaj” argümanı inandırıcı mı?
Öncelikle ahlaki açıdan hiç bir inandırıcılığı yok. Zira Başbakan’ın son dönemde söylediği hiçbir şey doğru çıkmıyor. “Kabataş’ta başörtülü kadını dövdüler”, “Savcı 22 kez yurtdışına çıktı”, “Böcekçi polisler kaçtı”, “Camide içki içtiler” gibi birçok açıklama yaptı hiçbiri doğru çıkmadı. Bu kadar gerçeğe aykırı beyanda bulunan bir başbakan kimseyi inandıramaz.
Olgulara bakacak olursak: Bilal Erdoğan zaten yolsuzluk soruşturması kapsamında dinlenmiş. Bu kapsamda savcıya ifade de verdi. Eğer Bilal Erdoğan savcıya ifade verdiyse mutlaka Erdoğan ile ilgili ses kayıtları olmalı. Bu nedenle Bilal Erdoğan’ın böylesi bir dinlemesinin olması “hayatın olağan akışına” uygun görünüyor.
Kayıt internete düştükten hemen sonra AKP çevreleri sosyal medyada hemen karşı kampanyalar başlattı. Önce Erdoğan’ın konuşmanın yapıldığı saatlerde TV’lerde canlı yayında olduğunu iddia ettiler. TV’lerin yayın akışına bakıldığında bu açıklamanın gerçek olmadığı hemen anlaşıldı.
Bu yalan tutmayınca, AKP milletvekili Cuma İçten dâhil olmak üzere birçok AKP trolü (Sümeyye Erdoğan AKP’li twitter takipçilerine trol diyor) Sümeyye Erdoğan’ın o gün Şeb-i Aruz törenleri için Konya’da olduğunu, dolayısıyla kasetlerde konuşulduğu gibi İstanbul’da olamayacağını iddia ettiler. Hatta törenden fotoğraflar bile paylaştılar. Paylaştıkları fotoğrafların 2012 yılına ait törenden fotoğraflar olduğu anlaşılınca ikinci yalanları da patladı.
Eğer o kasetler montajsa, AKP çevrelerini bu kadar panikleten ve bu kadar üst üste tutarsız yalanlar üretmeye zorlayan saik neydi? Neden 2012 yılına ait fotoğrafları bile 2013 yılına aitmiş gibi yaymaya çalıştılar?
Erdoğan “montaj” iddiasını ispatlamak için, kendilerinin de benzer montaj yapacağını söylüyor.
Buna gerek yok; eğer o kasetin montaj olduğundan eminse herhangi bir bağımsız uzmana müsaade etsin kasetin montaj olduğunu iki saat içinde ortaya çıkarır. İspatlamak çok kolay. Konuşmanın içeriğinde Tayyip Erdoğan oğluna “Sümeyye’yi gönderiyorum, abinle, amcanla, eniştenle konuş biraraya gelin evdekileri sıfırlayın” diyor.
Bilal Erdoğan’da “Hasan abi, Berat amcam beraber biraraya geldik”, “Bir kısmını Faruk’a verelim”, “Mehmet Gür ile ortak işe başladık ona vereceğiz” gibi cümleler kullanıyor.
Daha önemlisi saat 11:00 civarındaki konuşmadan “Sümeyye’nin İstanbul’a geldiğini”, saat 23:00 civarındaki konuşmadan da “Sümeyye’nin Bilal’in yanında olduğunu” öğreniyoruz.
Bu durumda yapılması gereken iş çok basit: Sümeyye Erdoğan’ın o saatlerde nerede olduğu baz istasyonlarından çıkarılabilir. Telefonda ismi geçen kişilerin cep telefonları sinyalleri ile konum bilgileri konuşmanın içeriği ile karşılaştırılır ve konuşmanın içeriği ile bulundukları konumun uyumlu olup olmadığına bakılır.
Örneğin Bilal Erdoğan’ın “Sümeyye geldi” dediği saatte Sümeyye’nin telefon sinyalindeki konum bilgisi ile konuşmanın içeriği örtüşüyorsa Bilal’in konuşma içeriği doğrudur. Örtüşmüyorsa yanlıştır.
Kasetler Erdoğan’ın iddia ettiği gibi “montajsa”, Bilal Erdoğan’ın “Sümeyye geldi” dediği saatte Sümeyye Erdoğan’ın orada olmadığı baz kayıtlardan kolayca ispatlanır.
Böylece Erdoğan’ın montaj kaset üretmesine gerek kalmaz. Erdoğan iddiasını ispatlamak için baz istasyonu kayıtlarını yayınlasın herkes görsün.
Sümeyye Erdoğan’ın Ankara’dan çıkış ve İstanbul’a gelişine ilişkin havaalanı ve mobese kameralarının kayıtlarına bakılarak da montaj iddiasının doğruluğu veya yanlışlığı ispatlanabilir.
Erdoğan çok iddialıysa buyursun kamera kayıtlarını koysun ortaya...
Eğer Erdoğan’ın iddia ettiği gibi kasetler montaj olsaydı, Erdoğan şimdiye kadar, bırakın Türkiye’yi, NASA’dan bile uzman getirtir, bu basit baz istasyonu karşılaştırmasını yapar, çoktan zaferini ilan ederdi. Bunu yapmıyorsa, kayıtlar “montaj” diye yolsuzluğun üstünü örtmeye çalışıyordur.