“Montaj” diyerek kenara çekilmek olmaz
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Başbakan Tayyip Erdoğan, binlerce telefonun dinlenilmesine şaşırıp, oğlu ile yaptığı öne sürülen telefon konuşmalarına “montaj” deyip bir kenara çekilemez. Başbakan, o konuşmaların gerçekle ilgisi olmadığını iddia ediyorsa, önce bunun için soruşturma başlatmalı, bunun sonucunu da kamuoyuna açıklamalıdır.
Başbakan, “montaj” demekle böyle bir konuşmanın yapıldığını kabul ediyor. Çünkü sözlerinin önemli bir bölümü ses kaydında yer alıyor. Başbakan ve oğlu arasında yapılan telefon konuşmalarını dinleyen kim? Bunu, sıradan kişinin dinlemesi mümkün olmayacağına göre dinleyenin hangi birim olduğu bellidir.
Başbakan önce şunları yapmalı
Başbakan’ın “montaj” demeden önce, iddiasında inandırıcı olabilmesi için yaptırması gereken işler var. Bu konuları çok iyi bilen uzmanın söylediklerini sıralayalım:
- Gerçek bir inceleme ancak üniversitelerden seçilecek uzmanlar ve müfettişlerin sadece ‘önleme dinlemesi’ yapılan kurumlarda ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda (TİB) yapılmamalıdır. Çünkü TİB, dinlemelerin yapıldığı bir yer değil sadece ana dağıtıcı ve kayıtların tutulduğu yerdir. Tek başına buralarda yapılacak inceleme ve araştırma yapmak amaca ulaşmayacaktır.
- Önleme dinlemesi yapan İstihbarat Daire Başkanlığı ve TİB’de de kayıtlar silinebilir, değiştirilebilir. Bu yüzden TİB’le yetinmeyip, mutlaka Telekom ve mobil servis sağlayıcılarını da eşgüdüm içinde denetlemek gerekir. Çünkü istihbarat dairesinde değiştirilen kaydı TİB’de, orada da değiştirilmişse servis sağlayıcılarda bulmak mümkündür.
- Santrallerde de silinme işlemi yapılabilir. Ama mutlaka iz kalır. Her şey yok edilse bile en ciddi ipucu o santrallerin yazılım programlarıdır. Gerekirse bu yazılımları yapan ülke veya ülkelerle yazışarak dinleme yapılıp, yapılmadığına bakılmalıdır.
Gizliliği ihlal eden, bunları gerektiği gibi kontrol etmeyen sorumlular, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen müfettişler, gerçeği araştırmadan mahkemelerin yanıltılmasına bir çeşit aracılık eden görevliler ve sonuç almaya yönelik soruşturma yürütmeyen savcılar da işlerin bugünkü boyutlara ulaşmasının sorumluları arasındadır.
“Seslerin üretilmediği ortada”
Başkaları aylarca, yıllarca dinlenirken seyredeceksiniz, “dinleniyor” feryatlarına sessiz kalacaksınız, dinlemeler Başbakan’a, oğluna uzanınca “paralel yapı” aklınıza gelecek… Başbakan, oğluyla arasında yaptığı öne sürülen konuşmalar için “Onlar montaj” diyor ama “Bu sesler bana ve oğlum Bilal Erdoğan’a ait değil. Aramızda böyle bir konuşma geçmedi” demiyor. Konuştuğum bilişim uzmanı CHP Adana eski Milletvekili Tacidar Seyhan, bu konuda şunları söylüyor:
“Bir konuşmanın içinden, bir kesit alınıp, bunların birleştirilmesine montaj denilir. Yapılan konuşmalarda kullanılan ifadelerin birleştirme, montaj olduğuna dair hiçbir ipucu yok. Bu nedenle, mevcut haliyle o konuşmaların yapılmış olduğu ortadadır. Bu kelimelerin, cümlelerin frekans düzenlemesi yoluyla farklı seslerden üretilme ihtimali yoktur. Bunun tam olarak incelenebilmesi için orijinal kaydın elde olması ve incelenmesi gerekir.”
Korumalar kimleri dinliyor?
“Erdoğan, Başbakanlık Koruma Müdürlüğü kurdu. Bu birim dinleme yapıyor mu yapmıyor mu? Bunu açıklaması gerekir. Korumalar neyin dinlemesini yapıyor? Kimi dinliyor? Üstelik bu dinlemeler yapılırken mahkemeden de izin alınmıyor. Bugün, Emniyet’te kaydı olmayan 13 dinleme, görüntüleme aracının dolaştığından Başbakan’ın haberi yok mu? Yoksa Başbakan yeni araçlar mı aldı, kimin bilgisinde dolaşıyor bu araçlar.”
Başbakan, 7 bin kişinin, kendisinin, bakanlarının dinlenilmesini de “paralel yapı”ya bağlıyor. Paralel yapıdan şikayet etmek, Başbakanın yeni mi aklına geldi? Yüzbinlerce kişi dinlendiğinde buna seyirci kalacaksınız, iş size uzanınca “paralel yapı”yı hatırlayacaksınız. Unutmayın, AB ülkelerinde toplam 450 bin kişi dinlenilmesine rağmen geçen yıl ülkemizde mahkeme kararıyla 375 bin kişi dinlenilmiş. “Çete” diye dinlenilenin ifadesine bile başvurulmuyor, bazen tek kişilik çete oluyor… Siz bunlara seyirci kalırsanız, denetim görevini yerine getirmezseniz bunların yaşanması da olağan…
Bilişim Uzmanı Tacidar Seyhan”ın Başbakan’ın ses kayıtları için son sözü ise şöyle oluyor:
“Konuşmanın önemli kısımları birleştirilmiş olabilir. Bu, böyle bir konuşmanın mevcut olmadığı anlamına gelmez. Mevcut birleşik kelimeler, frekans düzenlemesi yoluyla ses üretimi yapıldığını göstermiyor.”
“Montaj” diyerek kenara çekilmek olmaz. Bu kadar büyük bir iddianın soruşturulması için Başbakan’ın herkesten çok çaba göstermesi gerekir. “Paralel yapı”yı üreten, ona yıllarca destek olanların şikayet etmesi de hayli şaşırtıcı ve gülünç oluyor.