Günah işlemek özgürlüğü
Hasan Pulur 01 Ocak 1970
Öğrendiklerimizi ya da öğrendik sandıklarımızı, okuduklarımızı, duyduklarımızı kaç gündür zorlayıp duruyoruz:
“Böyle bir laf işittik mi?” diye...
Olur ya duymuşuzdur, okumuşuzdur, sonra da unutmuşuzdur!
Hayır ne buna, ne de buna benzer hiç böyle bir laf hatırlamıyoruz.
***
Şimdiye kadar bize ne öğretildi:
“Aman günahtan kaçın, Allah günah işleyenlerin cezasını verir. Her günah, bir suçun cezasıdır. Ama sen günah işleme, günah işleyeni uyar, önle!”
***
Meğer bunlar yanlışmış.
Günahları önleyerek, günah işleme özgürlüklerine engel oluyorlarmış!
Şaşırıp kaldınız değil mi?
“İnsanların günah işleme özgürlüğüne kimse karışmamalıdır!”
Yok hemen bizim için bu adam kafayı sıyırmış!” diyemezsiniz.
AK Parti İstanbul Milletvekili “Metin Külünk” bu görüşleri bir televizyon konuşmasında söylüyor.
“İnsanların üzerinden siyaseti çıkmaza düşürmek istiyorlar!”
“17 Aralık darbesi budur!”
“İnsanların günah işleme özgürlüğünü günah işleyecek şekilde, hayatlarına müdahale etmek, baskıcı devlet anlayışıdır.”
***
Yani?
Sayın milletvekili görüşlerini sürdürüyor:
“Allah günah işleyip, tövbe edecek kullarım, demiştir!”
Oysa yapılan ne?
“Siz insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale ediyorsunuz! Siz insanların zaafları üzerinden bunu bir siyasi darbe girişimi olarak kullanmaya kalktığınızda aslında Allah’ın çizdiği sınırlara müdahale etmiş olursunuz.”
Bu ne demek?
***
Baktınız adam açık kapıdan içeri girecek, evi soyacak?
Sakın karışmayın “hırsız var!” diye bağırmayın, adamın günah işleme özgürlüğüne karışmış olursunuz.
Hele hele binlerce kişinin gözü önünde “hırsız var!” pankartı açma!
Sakın karışmayın!
Soygundan, rüşvetten, adamın günah işleme özgürlüğüne ne karışıyorsunuz?
Sayın milletvekili bu görüşlerinin Diyanet İşleri’nce incelenmesini istiyor.
***
Ya telefon görüşmelerini dinlemek? “Tape”ler!
Sayın milletvekilinin bu konuda görüşü var:
“İki insan arasında bire bir olan telefon görüşmelerini dinleyerek, bunu bir darbe girişimi aracı haline getirmek, İslam’ın hiçbir yerinde yoktur.”
***
Sayın milletvekili hem böyle diyor, hem de bazılarını göreve davet ediyor.
Hilmi Yavuz hoca ne der acaba?
Filozoflara iş düşüyor.
