« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 Mar

2014

On binler cenazede

Nazlı Ilıcak 01 Ocak 1970

Berkin'i uğurlayanlar, aynı zamanda iktidara karşı öfke dolu insanlardı. Berkin, onların çığlıklarının sessiz bir temsilcisiydi. Tıpkı Gezi olayları gibi, cenaze töreni de, tasarlanmış, planlanmış bir hareket değildi.

2007 yılındaki Cumhuriyet mitinglerini hatırlıyorum. Taşıma kalabalıklar söz konusuydu ve yapay bir görüntü vardı. Üstelik duygulardan ziyade, sloganlar meydanlara hâkimdi. "Türkiye laiktir laik kalacak"tan başlayarak, "Ordu-millet el ele"ye kadar uzanan bir yelpazede söylemler dile getiriliyordu. Hatta "Ordu göreve" bile denilmişti. Bu yüzden, Cumhuriyet mitingleri, sandığa oy olarak yansımadı.

Hem Gezi hem de Berkin'in cenaze töreni, bambaşka bir iklimi yansıtıyor. Otoriterleşen bir iktidara, tek adamlığa karşı bir diklenme söz konusu. Hiçbir siyasi parti yok orada. Sadece tepkili, öfkeli bireyler var. Berkin, haksızlığa karşı direnenlerin sembolü haline geldi.

Gülen dosyası Obama'da

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, önemli bir iddiayı ortaya attı. Hepimiz Mayıs 2013'te, Başbakan Erdoğan'ın ABD'de Obama ile görüştüğünü biliyoruz. O tarihte, Bülent Arınç da Fethullah Gülen'in yanına gitmişti. Hatta "Bir emirleri var mı, sor" diye gönderildiğini açıklamıştı. Karaca'nın iddiası doğruysa, 16 Mayıs'taki Beyaz Saray görüşmesinde Gülen'le ilgili bir dosya Obama'ya verilmiş. Karaca, bu bilgiyi 5 Mart 2014 tarihli Takvim Gazetesi'ne dayandırıyor. Takvim'e göre, dosyayı MİT hazırlamış ve Hakan Fidan ABD Başkanı'na sunmuş. Daha o zaman, dershane savaşı başlamamıştı. Bu tartışma ekim ayında alevlendi.

Anlaşılıyor ki, gizliden gizliye Hizmet aleyhine bir çalışma yürütülüyormuş. Zaten bu faaliyetin fişleme şeklindeki belirtileri gazetelere de yansıdı. Belli ki dershane konusu, Gülen'i hedef alan sürecin son halkasıydı. Demek, görünüşte güler yüzlü bir beraberlik, arka planda derin bir düşmanlık.

Eğer Takvim bu haberi yalanlarsa, "saman altından su yürütüldüğüne" dair kanaatim değişir. Ama yalanlamazsa, hükümetin davranışı her türlü sorgulamaya açık hale gelir. 2011 yılının Aralık ayında böcek, 2012'nin 7 Şubat'ında KCK/MİT soruşturması, Başbakan ile Cemaat'in arasını açtı. O günlerde, Cemaat'i bölmek ya da ele geçirmek gibi düşünceler de doğdu. Gülen'e yakın isimlerden, fişlemeleri ve bürokrasiden tasfiyeleri duymuş, bunun Erdoğan'ın bilgisi dışında yapıldığını düşünmüştüm. Ama gerçekten böyle bir rapor Obama'ya sunulmuşsa, o zaman meseleyi dershaneler krizine bağlamak doğru değil. Yukarıda da belirttiğim gibi, dershanelerin kapatılması konusu, derinden derine Hizmet'e karşı yürütülen bir operasyonun son halkası.

Hizmet ve AK Parti

19 Şubat 2014'te Obama ile Erdoğan telefonla görüştüler. Aslında Obama, hukukun üstünlüğü vurgusunu yapmak için Erdoğan'ı aramıştı. Başbakan bunu gazetecilere başka türlü yansıttı ve dedi ki: "Aramızda Gülen hakkında konuştuk. 'Ülkemdeki huzursuzluğun kaynağı oradadır ve sizden gerekeni bekliyorum' dedim. Amerika'nın iç güvenliğini tehdit edenleri nasıl benden istiyorsanız ben de sizden bu konuda yardım istiyorum. O da olumlu baktı. 'Mesaj alınmıştır' cevabını verdi."

Aradan bir gün geçti geçmedi, Beyaz Saray Sözcüsü Erdoğan'ı yalanladı: "Başkan Obama, hukukun üstünlüğü içerisinde güvenilir politikalar izlenmesinin ve ülkelerimiz arasında karşılıklı saygı çerçevesindeki ilişkilerin önemini not etti. Türkiye ile karşılıklı çıkarlara dayanan birçok bölgesel konuda beraber çalışma taahhüdümüzün devam ettiğini söyledi."

Şöyle bir düşünce silsilesi kurabilir miyiz: Mayıs 2013'te Obama'ya Gülen aleyhine bir dosya teslim edildi. Belli ki hiçbir adım atılmadı. Bunun üzerine Erdoğan, karşılıklı telefon konuşmasında Gülen'in iadesini istedi. Türkçe Olimpiyatları'nda Gülen'i ülkesine davet ederken acaba onu el altında bulundurmayı mı arzu ediyordu? 17 Aralık operasyonundan önce başladığı anlaşılan bu düşmanlığın sebebi neydi? Gücünü tabanda paylaşmama isteği mi? Milli Görüş'le arasında daima mesafe bulunan Hizmet Hareketi'ne hiçbir zaman güvenmemiş olması mı ya da yargı ve polisteki hazırlıkları öğrenip, bunun sorumlusu olarak Cemaat'i görmesi mi?

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 47439

ulkucudunya@ulkucudunya.com