Osmanlı-Rusya Plevne Muharebeleri
01 Ocak 1970
Rusya ile muhtemel bir savaşın çıkması
anlaşıldığından dolayı Abdülhamit, Müşir Osman Paşayı
Tuna Garp Ordusuna kumandan tayin etti. Tuna Cephesi
Başkumandanı Serdar-ı Ekrem Abdülkerim Nadir Paşa'nın
emrinde bulunuyordu.
Bu gelişmeler üzerine Osman Paşa Vidin kalesini
güçlendirme çalışması yaptı ve harbin yakın olması
nedeniyle askerlerini savaşa hazır vaziyete getirdi.
19 Nisan 1877 yılında Rusya Osmanlı devletine harp
ilan etti.
Harbin ilan olmasından sonra Osman Paşa, Ser Askere
harbin Tuna'nın öteki tarafında yapılmasını teklif
etti, ancak buna müsaade çıkmadı ve balkanların
arkasında Ruslarla savaşa hazırlık yapıldı.
Ruslar Tuna’yı Niboğlu ve Sviştov bölgelerinden
geçerek, Osmanlı Tuna savunma
hattını bozdular. Bu durumda Vidin şehri önemini
yitirdiğinden dolayı, bir an önce Niğbolu’nun
tutulması önem kazandı. Osman Paşa bu durumu görerek
Ser askerden Niboğlu’ya hareket izni istedi, gecikmeli
de olsa Ser Askerden izin geldi ve Vidin ordusu Tuna
boyunca ilerleyerek yola çıktı. Niğbolu, çoktan
Rusların eline geçtiğinden, buraya gitmenin bir anlamı
kalmadı.
Başkumandan Abdülkerim Paşa'nın planına göre Rusların
Tuna'yı geçer-geçmez, hepsinin öldürüleceğini vaat
etmesine rağmen, Ruslar, Osmanlı Ordusunu ikiye böldü
ve aralarında irtibatı kesti.
Bu basiretsizlik karşısında Abdülkerim paşa azli
edildi, yerine Süleyman paşa tayin oldu.
Osman Paşa yeni duruma göre, Plevne'nin kilit ve en
önemli savunma hattı olduğunu anlayarak Plevne'ye
ordusunu konaçlandırmak için ,üç gün üç geçe
durmaksızın askerleriyle birlikte Plevne'ye yürüdü.
Birinci Plevne Muharebesi
Plevne küçük bir kasaba, savunulması zor ve açıkta
olan bir şehir olmasından dolayı, Osman Paşa gelir
gelmez, askerleri dinlenmeden, istihkam hazırlıklarına
geceli gündüzlü bir çalışma yaparak, savunma hattı
oluşturdu. O zamanın harp bilgisine göre üstün
mühendislik istihkamları hazırlayarak, yeni savunma
yöntemini tarih sayfalarına yazdırdı. İstihkamlar
derin ve hilal biçiminde bir biri ile bağlantılı bir
şekilde ve çıkarılan toprak da başka yere
taşındığından dolayı, düşmanın siperleri fark etmesi
imkansızdı. Savaş öncesi Osman Paşanın ordusu
Plevne'de 13 000 askerden ibaretti.
7 Temmuz 1877 yılında Ruslar Plevne'ye saldırdı, Osman
Paşa'nın ordusu toplam 13 000 askerden ibaretti.
Rusların bu ilk saldırıda 8500 askeri vardı, diğer
güçleri muhtelif yerlerde konaçlanmıştı. Rusların bu
saldırısı ilk siperle de bulunan Osman Paşa
ordusundaki askerlerin geri çekilmesine neden
oluyordu. Bu ricat üzerine Osman Paşa geri çekilen
askerlerin, gerekirse öldürülmesine ve zapt edilen
siperlerin savunulmasını sonuna kadar tutulmasını
emretti. Bu emir üzerine Osman Paşa ordusu, arka
istihkamlardan takviye alarak Rusları püskürtmeyi
başararak, savunma hattını güçlendirdi.
Bu hezimet karşısında Ruslar kısa zaman içinde asker
sayısını 50 000 çıkardılar, 208 top ile yeniden hücuma
hazırlanmaya başladılar. Gelen takviyelerle birlikte
Osman paşanın toplam asker sayısı 20 000 civarında
idi, top sayısı 58 adetti.
8 Temmuz 1877 de daha fazla güçle Ruslar yine hücuma
geçtiler, ancak muvaffak olamadılar ve savaş alanında
verdikleri 3000 ölü ile geri çekilmek zorunda
kaldılar.
Bu harpte Osman Paşa ordusunun 2000 şehidi vardı.
Ruslar, başarısız bir hücum neticesinde, birkaç
günlüğüne savaşı durdurdular.
Böylece birinci Plevne muharebesi Osman Paşa ordusunun
zaferiyle sonuçlandı.
Birinci Plevne zaferinden sonra Osman Paşa, Rusların
daha fazla güçle geleceklerini hesap ettiğinden
dolayı, askerlerine mola vermeden, yeni savaş
hazırlıklarına başladı.
Plevne'nin çevresine tabyalar ve toprak istihkamlar
yaptırarak, mevcut istihkamları tamir ettirdi. Sofya
ve Vidin'e giden yolların güvenliğini sağlamak için
tedbirler aldı.
Osman Paşa bir yandan bu hazırlıklarla uğraşırken,
diğer yandan Padişah'tan ilave kuvvet gönderilmesi
yönünde talepte bulundu. Bu talep üzerine Osmanlı
Devleti Başkomutanlığı, Plevne'ye 10 000 asker
gönderdi.
8 Temmuz 1877 yenilgisi üzerine Grandük, Krüdnerin
Sakovski tümeni ve Skobelev süvarisi ile Plevne'ye
ikinci bir saldırı hazırlıklarına başladılar.
İkinci saldırı için General Krüdner, General
Schuldner’e katılarak, Plevne önlerinde konuşlandılar.
İkinci Plevne Muharebesi
18 Temmuz 1877 de Ruslar Plevne'ye yeniden saldırıya
geçti ve ikinci Plevne savaşı başladı.
Savaş bütün gün şiddetli bir şekilde devam etti, bazı
istihkamlardan Osman Paşa askerleri ricat etmek
zorunda kaldı.
Osman Paşa gelen ilave 10 000 askeri güçü, harbe
sokarak, Ruslara karşı taarruza geçti. Bu kanlı
savaşta Ruslar önde Osman Paşa askerlerinin
tüfeklerinden çıkan kurşunlarla ölmekte ve ricat
etmeye çalıştıkları zaman da Osman paşanın toplarla
vurduğu Rusların arkasında kapana kısılmış
kalmışlardı.
Ruslar perişan bir durumda bu saldırıda 8000 ölü ve
15000 yaralı verdi.
Osman Paşa ordusu yalnız 100 şehit ve 300 yaralı
verdi, bu hücumdan da büyük bir zaferle çıkarak,
Plevne’nin savaş ile alınamayacağını kanıtladı. Osman
Paşanın ikinci Plevne savaşı ile dünya harp sahnesine,
yeni tabya ve istihkam düzeni ilk defa savaş alanında
uyguladı ve başarılı oldu.
İkinci Plevne zaferi Osmanlıda olduğu gibi, tüm
dünyada büyük yankı buldu ve muhtelif halklardan
taktir ve destek gördü. Plevne savaşı devam ederken
Avrupa’da, Osman Paşanın savaş stratejisi askeri ders
kitaplarına girdi.
Ruslar bu ağır yenilgiden sonra, artık Plevne'nin
savaş ile alınmasının imkansız olduğu şüphesine
düştüler. Bu malubiyetten sonra Rus Çarı ikinci
Aleksander, bizzat ordusunun başına gelerek, bütün
Avrupa’ya ve dünyaya bu savaşı kazanacaklarını ilan
ederek ve Romanya prensliğinden yardım isteyerek,
ordusunun asker sayısını ilave takviyelerle 100 000
askerden daha fazla topladılar ve top sayısı 232
adetten fazla idi.
Üçüncü Plevne Muharebesi
Gazi Osman Paşa ordusu 30 000 civarında idi, yeni
saldırı hazırlıkları olması nedeniyle Osman Paşa ilave
takviye birlikler gönderilmesini talep etti. Zira
Plevne çok stratejik bir önem arz ettiğinden dolayı,
nihaiyi savaşın kaderi burada belli olacağı kesindi.
25 Ağustos 1877 tarihinde Ruslar ve Romenler Plevne
şehrini beş gün durmaksızın şiddetli top ateşine
tutarak, 29 Ağustos 1877 de hücuma başladılar.
Üçüncü Plevne savaşı Ruslar ve Romenler için tam bir
hezimet oldu, Romanya prensi Tuna’nın diğer tarafına
orduları çekmeyi Çar II Aleksandar'a önerdi, Rus Çarı
çekilmeyi kabul etmedi ve ilave güçler getirdi.
29 Ağustos 1877 -11 Eylül 1877 arasında aralıksız
olarak, üçüncü Plevne muharebesi yapıldı, ordular
birbirine girdiler, Ruslar Plevne'ye üç koldan
saldırarak ve tüm gücünü kullanarak Plevne’yi almayı
amaçlıyorlardı.
Üçüncü Plevne savaşında Osman Paşa askerleri inanılmaz
kahramanlıklar gösterdiler ve hücum eden Rus ve Romen
askerlerini püskürtmeyi başardılar.
Bu savaşta Ruslar ağır kayıplar verdi, Rusların toplam
zatı 15500 asker, 3 general ve 350 subaydı.
Osman Paşa'nın 4000 asker şehit ve yaralıdan ibaretti.
Üçüncü Plevne zaferi, harp tarihinde önemli bir yer
teşkil etmektedir, bu zafer tüm yurtta büyük coşku ile
kutlandı.
Padişah II Abdülhamid Osman Paşa'ya gazilik unvanı
verdi, daha önce talep edilen erzak ve asker yardımını
da Sofya üzerinden Plevne'ye ulaştırdı.
Rusların ölü ve yaralı sayısı 50 000 ulaşmıştı, bu
nedenden dolayı artık Ruslar Plevne'nin savaşarak
kazanılması imkansız olduğunu anladılar, bu nedenle
Plevne'yi bütün güçleriyle muhasaraya altına almaya
karar verdiler.
Ruslar, Plevne’yi muhasaraya almak için General
Totleben Rus-Romen muhasara ordusunun başına
geçirdiler.
Osman Paşaya gelen erzak ve toplar istihkamlara
yerleştirilerek yeni duruma göre hazırlıklar
tamamlandı.
Rusların kesin olarak Plevne'yi muhasara altına
alacakları ve bu nedenle Seraskerden, acilen
Plevne'den ordusunun Sofya’ya çekmesini ve orada
Rusları karşılamayı önerdi.
Seraskerlik bu planı kabul etmeyerek, zira Plevne'nin
eskisinden daha önemli hale gelmesinden dolayı,
Plevne'nin savunulmasını uygun bularak, Osman Paşa’ya
mevzite sebat etmesi için emir etmiştir.
Seraskerliğe Sofya yolunun açık tutulacağını vaat eden
Şevket Paşa, verdiği sözü tutamayarak, Sofya yolu da
Ruslar tarafından tutularak, Plevne tam bir muhasara
altında kaldı.
Artık Osman Paşa'nın Plevne'den çekilme imkanı da
kalmamıştı.
Muhasarayı kaldırmak ancak kuvvetli bir takviye
orduyla mümkündü, gelen yardımlar da Plevne'ye
ulaşmadığından dolayı , Osman Paşa Plevne'de ordusuyla
tek başına, yardımsız vaziyette kaldı.
Huruç Harekatı
Gazi Osman Paşa'nın daha fazla 40 000 askeri
besleyecek erzakı kalmadığından dolayı , Plevne'de
kalması imkansızdı, bu nedenle orduyu ikiye böldü ve
iki saat ara ile yola çıkmalarını emretti.
Plevne'de kalacak olan halka, bir zarar gelmemesi için
Bulgarların ileri gelenlerini ve din adamlarını
topladı ve onlardan, kalan yaralı askerlere kötülük
yapmayacaklarına dair söz aldı. Zira Osman Paşa Plevne
şehrinde hiçbir çapulculuğa müsamaha göstermedi,
yapanları ağır şekilde cezalandırdı.
Gazi Osman Paşa ilk 20 000 askerin başına bizzat
geçerek huruç harekatına başladı ve Sofya yolu ile Vid
suyunu geçerek Rus bataryalarına yaklaştı.
Rusların birinci müdafaa hattını Osman Paşa başarı ile
yardı , ancak 1 km arkada ikinci bir hatta şiddetli
savaş devam etti.
Bir top şarapneli Gazi Osman Paşa'nın bacağına
saplandı ve Osman Paşa yaralı bir şekilde yere düştü.
Gazi Osman Paşa'nın yaralanması askerlerin moralini
bozdu, arkadan gelen diğer 20 000 asker de zamanında
yetişemediğinden, askerlerde ümitsizlik hakim oldu.
Osman Paşa bu durumda orduyu idare edemeyeceğini,
komutanlarını topladı ve komutayı devretmek istedi.
Durumun vahim olmasından dolayı Osman Paşa'nın
komutanları, orduyu yönetmeyi kabul etmediler.
Osman Paşa komutanları ile birlikte artık savaşmanın
bir anlamının kalmadığını, ordunun da ikiye bölünmüş
olmasından dolayı ve etrafları Rus askerleri sarılmış
vaziyette, başka çare olmaması nedeni ile teslim
şartlarını görüşmek için haberci gönderdi.
Rus General Ganetski Osman Paşa'nın artık çaresiz
olduğunu bildiğinden dolayı şartsız teslim olunmasını
Osman Paşa'ya iletti.
Osman Paşa elçiye, bizzat General Skobelev’e
kendisinin geleceğini iletti.
General Ganetski Osmanlı ordusunu teslim almak için
bizzat kendisi Gazi Osman paşanın yaralı bir şekilde
yattığı kulübeye gelerek, Osmanlı ordusunu teslim
aldı.
General Ganteski düşman olduğu halde, Gazi Osman
Paşa'nın gösterdiği üstün başarılarından dolayı tebrik
etmiş ve hayranlık duymuş.
General Ganerstki Osman Paşadan askerlerinin teslim
olması için ricada bulundu ve yatağına oturarak, Osman
Paşa, şerefle taşıdığı kılıcını General Ganetskiye
uzatarak teslim etti, daha sonra kılıcı kendisine iade
edildi.
Gazi Osman Paşa yaralı bir vaziyette daha sonra Rus
Çarı Alksandar ile görüştürüldü ve diğer Osmanlı
askerleri ile birlikte Rusya’ya esir olarak
götürüldüler.
Ruslar Osman Paşa’ya iyi davrandı, ancak Osmanlı
askerlerine kötü muamele yapıldı ve bir çoğu yollarda
öldü.
Osmanlı devleti ile Rusya arasında anlaşmaya
varıldıktan sonra Gazi Osman Paşa İstanbul’a döndü.
Gazi Osman Paşa bizzat Abdülhamid tarafından Yıldız
Sarayında karşılandı, gösterdiği kahramanlıklardan
dolayı daha önce verilen hediyeler ve madalyalar en
üstün mecidiye nişanı ile ödüllendirildi.
Gazi Osman Paşa 1878 yılından, vefatına kadar 23 yıl
Osmanlı devletine ve Padişaha şerefi ile hizmet etti.
1900 yılında vefat etti, türbesi Fatih Camiinde
bulunuyor.
Türk tarihinde ebediyete kadar saygı ve hürmetle
anılacak bir büyük Türk ve Komutan!