« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Nis

2014

‘Komando Ayvaz’

Taha Akyol 01 Ocak 1970

KADİM dostum Ayvaz Gökdemir’i yıllardır görmemiştim. Şimdi karşımda, musalla taşında, ay yıldıza bürünmüş, tabutunda yatıyor. Hâlâ hatırımdaki güler yüzlü ve dik başlı Ayvaz’dır o.
Onu ilk tanımam da “Başbuğ”a karşı “dik başlı” davranışlarıyla olmuştu.
Yıl 1977; Ankara’ya yeni gelmişim, “Komando Ayvaz”ın adını duyuyorum ama tanımıyorum. Öğretmen Okulları Genel Müdürü olduğunda tebrik için gittiğimde tanışmıştık.
O sırada MHP’nin yayın organı Hergün’de yazarlık yapıyorum. Ayvaz Gökdemir’i öven yazılar, haberler yayımlıyoruz.
Türkeş haber gönderiyor:
- Ayvaz propagandası yapmayın!
Ayvaz, Türkeş’in istediği bazı tayinleri yapmamıştı... Ülkü-Bir adlı geniş ve güçlü öğretmen derneğinin Ayvaz’ın etkisi altında olmasından Türkeş’in hoşlanmadığı da açıkça belli oluyordu.
Rahmetli Türkeş siyasi öncelikli, Ayvaz ise fikri öncelikli düşünüyor ve davranıyorlardı. Ayvaz da ülkücüydü ama “partici” ya da “örgüt adamı” değildi; entelektüeldi... Adalet Partili Milli Eğitim Bakanı Ali Naili Erdem’in Genel Müdürü olarak elbette Bakan’a bağlı bir devlet memuru bilinciyle görev yapıyordu.

Yolların ayrılması
Zamanla, Gökdemir’le Türkeş’in siyasi yolları ayrıldı. MHP çizgisinde başkalarının da yolları ayrılmıştı; ama Türkeş hapisten çıkıncaya kadar “yen içinde” saklanılacaktı bu ayrılıklar.
Gökdemir, 12 Eylül’e karşı Süleyman Demirel’i destekleyerek demokrasi mücadelesi verdi. O sırada ben Tercüman’ın genel yayın müdürüydüm, Gökdemir’in “Düşünce Tarihimizden Portreler” adlı yazı dizisini yayımladım. Şu satırlarını hiç unutmam:
“Namık Kemal sürgüne gönderilecek. Umuyor ki, Sirkeci garında kalabalıklar toplanıp ‘hürriyet’ diye bağırırlar, sürgünü protesto ederler...
Ama nafile, kimse yoktur; Namık Kemal zaptiyeler ortasında tek başınadır!”
Ayvaz, sıkıntılı günlerinde Fikret’in “Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin” mısrasını okurdu. Âkif-Fikret mücadelesinde şüphesiz Âkif’ten yana olan Ayvaz, bu mısradan manevi güç alırdı.
Böyle “dik” tabiatlı ve “milli irade”ye inanmış bir insan olarak, 28 Şubat’ın zorlu döneminde de “dik” durdu; askeri müdahaleyi desteklemek amacıyla DYP’yi bölerek kurdurulan partide bakan olmaya tenezzül etmedi.
Dik başlı mizacı onu bazen “sivri dilli” yapmadı da değil; Claudia Roth hakkındaki yakışıksız sözleri gibi...

Edebiyatçı Ayvaz
Adı “komando”ya çıkmıştı ama bu yakıştırma doğru değildir. “Komando” kelimesinin çağrıştırdığı eylemciliği hiçbir zaman benimsememiş, onun hayatına damgasını vuran, eğitim ve edebiyat olmuştur.
Merhum Gökdemir’in, eşi Sevgi Hanım’la birlikte yazdığı üç ciltlik “Yardımcı Edebiyat Kitabı” çok değerli bir kaynaktır.
12 ciltlik “Yeni Türk Ansiklopedisi”nin editörlüğünü Gökdemir yapmış ve Türk Ocağı Ödülü kazanmıştır.
Tercüman‘da tefrika ettiğimiz “Edebiyatımızda Portreler” dizisi kitap olarak yayımlanmıştır.
Değerli tarihçi Yılmaz Öztuna ile Ayvaz Gökdemir’in birlikte yazdıkları “Türkiye’de Askeri Müdahaleler” adlı kitap hem araştırma hem analiz olarak mükemmeldir.
Aziz dostum Ayvaz Gökdemir’i rahmet, saygı ve hüzünle anıyorum. Tabutunun başında hissettim ki, ölüm artık bizim kuşağımızın da kapısını çalıyor...
Bîçare gönüller; ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 49169

ulkucudunya@ulkucudunya.com