Erzurum Kongresi
01 Ocak 1970
Erzurum Kongresi Mart 1919 tarihinde merkezi
İstanbul’da bulunan Vilayât-ı Şarkîye Müdafaa-i
Hukuk-u Milliye/Doğu İllerinin Haklarını Koruma adı
ile kurulmuş Cemiyetin Erzurum Şubesi, Amerikan
mandasi'nin kabul edilmesi ön fikri ile bir Erzurum il
toplantısı planlamıştı.
Bu cemiyet, kendi adına olan etkinlikleri düzenlemek
için Heyet-i Faale/Faal-Aktif Heyet adında Halide
Edip'inde savundugu Manda fikrinin heveslisi bir üst
kurul oluşturmuştu. Bu kurulun, Trabzon’daki kendi
cemiyetleri ile aynı amaçlar için çalışan bir başka
teşkilatla temasa geçmesi sonucu Doğu illerini
kapsayan bir toplantı kararlaştırılmıştı. Aynı dönemde
Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Amasya tamimi sonrasi il
toplantisindan bolge kongresine cevirilen toplanti
oncesinde, delegeler ile on temaslar sonrasi, Manda
fikrine karsi cikilmasi gorus hakimiyetiyle Osmanli
ordusundan istifa etmisti. Kendisine fahri hemsehrilik
veren ve daha sonrada nufus kaydi alarak Millet
Meclisinde ilk milletvekili olarak temsil edecegi
Erzurum'da, Mustafa Kemal'e Kazim Karabekir Pasa bir
suvari alayi ile gelerek bir milli kurtulus harbi icin
katilma istegini belirtmis, sehri ve kendisini koruma
altina almistir. Bu çalışmaların paralelinde Erzurum
Kongresi bir okul salonunda Bitlis, Erzurum, Sivas,
Trabzon ve Van vilayetlerinden gelen 56 delege ile
toplanmıştır. Gelmesi gereken diğer il temsilcileri
çeşitli engellemeler yüzünden kongreye
katılamamışlardır. Mustafa Kemal kongreye 48 oyla
başkan seçilmiş ve kongre, çalışmalarını 7 Ağustos
tarihine kadar sürdürmüştür . Bu süre zarfında,
Erzurum’da, özellikle Trabzon’dan gelen temsilcilerin,
biraz İngiliz sempatizanlığından, biraz Prens
Sabahattin liberalizminden ve biraz da liman
ticaretinin ortaya çıkardığı burjuvazi anlayışından
kaynaklanan alternatif program taslağı ile, Amasya’da
ortaya çıkmış olan askeri bürokratik merkezileştirici
formüller çatışmıştır. Bu çatışmayı Amasya grubu
kazanmakla birlikte, Trabzon ve diğer illerin baskısı
ile, Mustafa Kemal ve Rauf Bey’in, yerel mülkî
amirlerin, yetki bölgelerinde faaliyette bulunan
örgütlerin/Kuva-yı Milliye örgütlerinin doğal
başkanları sayılmaları önerisi kabul görmemiştir. Bu
olay aslında biraz ileride de değineceğimiz üzere
Milli Mücadele’de tabanın etkisini göstermesi
bakımından önemlidir . Üstelik askeri ve bürokratik
ağırlıklı Amasya önderlik grubu ve önder/Mustafa
Kemal, Erzurum’da ilk defa olarak sivil tabanla
buluşmuştur. Bunun sonucunda hem Amasya grubu sivil
meşruluk kazanmıştır, sivilleşmeye başlamıştır hem de
kongreye tek ve merkezi yönetim fikrini aşılamıştır .
Erzurum Kongresi'nde Alınan Kararlar
Erzurum Kongresi'nde alınan başlıca
kararlar.Erzurum’da, ileri ki yılların uygulamalarında
da daima göz önünde tutulacak olan bu kararları alan
kongre, başkanlığını Mustafa Kemal’in yapacağı ve
kongre adına hareket edecek, kongrenin icracı kurulu
olarak görebileceğimiz dokuz kişilik Temsil Heyeti’ni
seçtikten sonra dağılmıştır.
Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu’nun kaderini görüşmek
üzere toplanmış olsa da memleketin bütününü
ilgilendiren meseleler hakkında karar almıştır . Bu
kongre, ulusallık eğilimlerini açıkça taşımış olmasına
karşın özellikle temsili niteliği açısından
bölgeseldir, sadece Doğu ve Kuzeydoğu illerini
kapsamaktadır. Ayrıca bu kongre Mustafa Kemal’in ve
onun önderliğinin etkisi altında cereyan edecek ve
bunun izlerini taşıyacak olmakla beraber, yerel
girişimlerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır . Fakat her
şeye rağmen bu kongre ile Milli Mücadelenin kayıtsız
şartsız istiklale ve kayıtsız şartsız milli hakimiyete
dayalı programı netlik kazanmıştır. Kongrede vatan
sınırları belirtilerek, vatanın bir bütün olduğu ve
parçalanamayacağı ilan edilmekle, emperyalistlere de
Anadolu’nun, öz yurdun işgal edilemeyeceği anlatılmak
istenmiştir. Anadolu’ya da, yöresel direniş
örgütlerinin bir çatı altında birleştirilebileceğini,
vatanseverlerin tek amaç çevresinde toplanabileceğini
göstermiştir. Bu yönüyle ilerleyen süreç içinde Sivas
Kongresi’nin toplanmasını da kolaylaştırmıştır. Son
olarak, Temsil Heyeti’nin, gerektiğinde bir hükümet
olarak vazife göreceği açıklanmakla Milli Devletin
yürütme organı olma çabası, Amasya’dan sonra daha
belirgin bir şekilde ortaya çıkmakta idi.
Erzurum Kongresi’ne, doğal olarak İstanbul Hükümeti ve
İşgal Kuvvetleri tepki göstermişler ve, Mustafa Kemal
ile Rauf Bey’in tutuklanarak İstanbul’a
gönderilmelerini istemişlerdi. Oysa bu iş artık o
kadar kolay değildi. Artık Anadolu’da devletleşme
eğilimleri başlamış ve doğu illeri adına bir Temsil
Heyeti oluşturulmuştu .
Erzurum Kongresi Kararları
Erzurum Kongresi yetkilerini Temsil Heyeti’ne
devrettikten sonra dağılmış ve Mustafa Kemal de
Heyet-i Temsiliye Reisi sıfatıyla Doğu İlleri’nde
Cemiyetin teşkilatını yaymak, kökleştirmek için
çalışmalara başlamıştı. Bununla birlikte Amasya
Genelgesi’ne uygun olarak Milli Kongre’nin
hazırlıklarını yapmak üzere 2 Eylül 1919’da Sivas’a
gelmiştir .
Sivas Kongresi’nin hazırlık çalışmaları yapılırken
gerek kamuoyu gerekse temsilciler bazı fikirler
çerçevesinde çatışmalar ya da çelişkiler yaşamakta
idi. Sivas Kongresi’nin hemen öncesinde ya da kongre
sıralarında etrafında toplanılan ya da savunulan
görüşleri şu şekilde toparlayabiliriz:
Bazıları tümden, Damat Ferit’in görüşlerini
paylaşıyorlar; bu Kongre’nin İngilizler başta olmak
üzere İtilaf/Anlaşma Devletlerini Osmanlılar’a karşı
iyice olumsuz bir tavır içine sokacağını ileri
sürüyorlardı. Bazı vatanseverler ise böyle bir
girişimin hiçbir yararı olmayacağını düşünüyorlardı;
veya bu kongreye katılmaktan çekiniyorlardı. Bazı
kesimlerde, 1919 yılı içinde Anadolu’nun diğer
bölgelerinde toplanmış olan yerel ya da bölgesel
kongreler tipinde bir değerlendirme ile Sivas
Kongresi’ni de yerel bir girişim olarak görüyorlardı.
Bunların dışında, Kongre’ye taraftar olanlar, hatta
katılmak isteyenlerin seçimi veya seçildikten sonra
Sivas’a gönderilmeleri İstanbul tarafından her çeşit
taktik kullanılarak engellenmeye çalışılıyordu ki
doğal olarak bu da Kongre’ye yönelik düşünceleri
etkiliyordu.Bütün bu güçlüklere rağmen Sivas Kongresi
ancak 4 Eylülde açılabildi. Bununla beraber az önce
üzerinde durduğumuz görüşler çerçevesinde katılım
beklenen kadar olmadı ve üstüne üstlük bu fikirlerden
bazıları Manda Sistemi ile beraber Kongre’de ön plana
çıkmış ve şiddetli tartışmalara yol açmıştır.