ABD elçiliğindeki PKK zirvesinin perde arkası?
Sebahattin ÖNKİBAR 05 Aralık 2007
25 Kasım günü ABD elçiliğinden 7 isme kahvaltı daveti gidiyor.
Davetlilerden Şerafettin Elçi, Mesut Değer, Sertaç Budak, Haşim Haşimi ve Abdurrahman Kurt çağrıyı hemen kabul ediyor.
AKP Diyarbakır milletvekili olan İhsan Arslan ile yine AKP’nin Siirt milletvekili olan Afif Demirkıran ise daveti hemen kabul etmiyor.
Afif Demirkıran konu ile ilgili olarak AKP Meclis grubunu bilgilendiriyor.
Buna mukabil, oğlu Tayyip Erdoğan’ın danışmanı olan İhsan Arslan, katılım için direkt olarak Başbakan’ın iznine müracaat ediyor.
Arslan’ın gösterdiği bu titizlikte bir ay önce NTV’deki programda ettiği sözler ve bizzat MHP liderinden gördüğü tepkinin de payı var kuşkusuz.
Önceki sabah gerçekleşen kahvaltılı davette, ABD tarafında Ankara Büyükelçiliği kurmaylarının yanı sıra PKK ve Kürt konusunda görevli olarak Ankara’ya gelen Chirstopher Shays ve Nicholas R. Palorino isimli iki kongre üyesi de hazır bulunuyor.
Dün katılımcılardan mebusluk kariyeri olan bir isimden dinlediğime göre, konuşulan konuların başlıkları özetle şöyle:
1) DTP konusu... ABD tarafı uzun uzadıya DTP’nin bölgedeki etkisi ve gücünü sorgulamış. DTP’nin K.Irak yönetimi ve Barzani’ye bakışını ve ilişkilerini öğrenmek istemiş. Kapatılmasının ne getirip, götüreceğini gündeme getirmiş.
2) PKK konusu... ABD tarafı PKK’nın gücünü ve bölge halkındaki ağırlığını sormuş. DTP üzerindeki etkisini sorgulamış. Genel bir affın PKK üzerindeki etkisinin ne olabileceğini dillendirmiş.
3) ABD tarafı, Güneydoğudaki bölge halkının TSK’ya bakışını sormuş.
4) ABD tarafı, Güneydoğu halkının AKP’ye ilgi boyutunu ve gerekçesini öğrenmeye çalışmış.
5) ABD tarafı, Barzani’nin Türkiye’nin Güneydoğusunda sevilip sevilmediğini ve etkisini sormuş.
6) ABD tarafı, Güneydoğudaki Türk halkının İran’a bakışını öğrenmek istemiş.
7) ABD tarafı, bölge halkının sınır ötesi operasyona bakışını gündeme getirmiş.
8) Kürt Mes’elesinin tarihsel seyri gündeme getirilmiş. (Katılımcılar tarafından.)
9) Kürt kimliği, eğitim hakkı gibi demokratik haklar seslendirilmiş.(Katılımcılar tarafından.)
10) Bir katılımcı tarafından, ısrarla Güney ve Kuzey Kürdistan tanımlamaları yapılmış. ABD tarafı bu tanımlamaları tebessümle dinlemiş.
11) Bir davetli, çözümün federasyon olacağını söylemiş.
12) Bir katılımcı, İslamın ve tarikatların bölgede kaynaştırıcı görev icra ettiğini söylemiş.
Özetle sunduğumuz görüşmenin ne anlama geldiği sorusuna gelince:
Görüldüğü gibi ABD Kongre Üyeleri, Sevr memuru mantığıyla Ankara’da sorgulamalar yapıyor.
Sorarım size, Türkiye manda ya da müstemleke midir ki böyle bir tabloyu yaşasın?
İşte sadece bu fotoğraf bile, ABD’nin PKK ve Kürt mes’elesinin içinde ve hatta merkezinde olduğunu gösteren ve ispatlayan bir fotoğraftır...