DÜŞÜNMEKTEN KORKAN MI VAR? (Düz Yazı)
M.Levent ÖZGEÇ 15 Ekim 2007
Düşünmekten korkan mı var? (Düz Yazı)
Bu sefer kaleme almak istediğim konu;
Güzel sözlerin insanların hayatıyla bire bir nasıl bağlantılı
olduğununu örnekler vererek açıklamaya çalışmak olacaktır.
Kullanılan bu güzel sözlerin ne kadar önemli bir yere sahip
olduğuna,ne kadar gerçekleri anlattığına gelin birlikte karar
verelim.
İlk olarak sevgi ve saygı kavramını ele almaya çalıştım.
Eflatun der ki; Saygının olduğu her yerde korku olur ama,
korkunun olduğu her yerde saygı olmaz.Bu konuda birde
Pastör'ün güzel bir sözü vardır.Oda demiş ki; Ben bir çocuğa
baktığım zaman ona iki türlü duygu beslerim.Bunlardan birincisi;
O bir çocuk olduğu için onu çok severim.İkincisi ise; O yarının
bir büyüğü olduğu için ona çok fazla saygı duyarım.
Ne kadar gerçek payı olan güzel sözler değil mi?
Bu güzel sözden de anlaşıldığı gibi sevgi de,saygı da her zaman
karşılıklı olmuş,birbirinden ayrılmayarak bir bütünlük arz etmiştir.
Zorla duyulan ne saygı ne de sevgi olur.Zorlama ile sevgi ve saygı
duydurmak isteyenler de,her zaman kişiliğinden ve karakterinden
kaybettikleri de açık olarak çevresi tarafından gözlenmiştir.
Yaradılanların en şereflisi olan bizler bazen saygı kavramını da
karıştırıveririz ve sonra; Özellikle bazı insanları tanıdıkça,
hayvanlara daha fazla saygı duyduk ya...Diyerek bu acı gerçeğin
maalesef ne kadar doğru söylenmiş bir söz olduğunu kabul ederiz.
Menfaatler uğruna,büyük bir haz duyarak bir başka canlıya zarar
Veren yine bizler değil miyiz? Bu konuda ise Thomos MORE şöyle der.
'''Birilerinin acıları ve üzüntüleri karşısında keyif sürüp saltanat yapmak
krallık değil,zindan bekçiliği yapmaktır.Bu sözü ise kesinlikle kabul
etmeyen maalesef yine bizleriz.Hele bazıları vardır ki; Mikrofonla nikah
kıymışca, Ledric DUMAND'ın bu güzel sözünü de onaylar gibi
“Öyle horozlar vardır ki, Hep öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.”
Diyerek çevresinde bulunan insanları da yaktıklarının farkına bile
varmazlar.
Hepimiz bu kelimeleri çok sık kullanırız.''' Bana akıl verme para ver
Veya aklını kendine sakla gibi...”Elbette akıl danışılacak insan,kişiden
Kişiye değişir.Hele akıl vermeye kalkan bir sözümde de söylediğim
gibi 'toplum içinde kendisini çok zeki sanan insanlar,zekalarını da her
zaman kendi zekalarıyla yarıştıranlardır.' Veya Bourliagut'un sözüyle de
'Akıllı olmak isteyen bir eşeğin ilk katlandığı şey,kendisinin gerçekten
bir eşek olduğu gerçeğidir.' gibi…
Büyüklerimizin saygıyla ellerinden öperek şimdi bu güzel sözlere
korkuyla yaklaşanlara,Peyami SAFA’nın söylediği gibi “Yaşlanarak değil,
yaşayarak tecrübe kazanılır,zaman insanları değil armutları olgunlaştırır”
sözü veya karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla hoş görebilirsiniz
ama; Hayatta ki asıl trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır sözünü
sanırım iyice düşünmemiz gerekmiyor mu..?
M. Levent ÖZGEÇ