Kabirde...
Emre Uslu 01 Ocak 1970
Çoğumuz öbür dünyaya inanıyoruz. Herkesin kişisel günahları olabilir. Ama Allah ‘bana kul hakkıyla gelmeyin’ buyurmuş.
Şükür ki hepimiz öleceğiz. Şükür ki bir hesap gün var. Şükür ki o gün geldiğinde, rütbeler sökülüyor, maskeler dökülüyor, hesap defteri açılıyor, sorular başlıyor.
Madem ‘Müslüman’ız, Allah’a tabiyiz’ diyorsunuz o zaman Allah’ın ‘bana bununla gelmeyin’ dediği yerden hatırlatayım...
Kabirde, ‘Arkadaşların Kur’an ile dalga geçerken neden sustun’ diye sorulunca ‘Montajdı’ dersiniz...
Kabirde, ‘Hakara-bakara ne demek’ diye sorulunca ‘Arkadaşımızı sizden iyi tanıyoruz ona olan güvencimiz tamdır’ dersiniz...
Kabirde, ‘rüşvet umresi’ sorulunca, ‘uçak bileti’ beyan edersiniz...
Kabirde, ‘saat’ sorulunca, safa yatar, ‘saat 12:00’ diye cevap verirsiniz...
Kabirde ‘Kabataş gelini hakkında neden yalan söyledin’ diye sorulunca ‘Kadının beyanını esas aldık’ dersiniz...
Kabirde, ‘Camide içki içilmediğini bildiğin hâlde neden içki içildi dedin’ diye sorunca, ‘Algı yönetiyorduk’ dersiniz...
Kabirde, ‘Camide içki içilmediğini söyleyen imamı neden sürdünüz’ diye sorulunca, ‘Oyunumuzu bozuyordu’ dersiniz...
Kabirde, ‘Hırsızlığa karşı neden sustun eyyy Diyanet’ diye sorulunca, ‘Önceliklerimiz farklıydı’ dersiniz...
Kabirde, ‘Kutular ne iş’ diye sorulunca, ‘İmam- Hatip yaptıracaktık’ dersiniz...
Kabirde, evinizde çıkan paralar sorulunca, ‘Dur bir bakanınızı arayayım’ dersiniz...
Kabirde, çocuklarınızın paraları sorulunca, ‘Villa satmıştı onun borcuydu’ dersiniz....
Kabirde ‘Millet malını çocuklarınızın vakıflarına neden verdiniz’ diye sorulunca, ‘Dindar nesil yetiştirmek için’ dersiniz...
Kabirde ‘Neden havuz yaptınız’ diye sorulunca, ‘Müslümanların sesini duyurmaya ihtiyaç vardı. Bunun için gazeteler satın aldık, her gün sayfalar dolusu çıplak kadın fotoları bastık’ dersiniz...
Kabirde, ‘Alo Süleyman 2 milyon gönder ne demek? Neden millet malına sündünüz’ deyince ‘Maaşları ödeyemiyordum’ dersiniz...
Kabirde ‘Neden yolsuzluk yaptın’ diye sorulunca, ‘Bu kadar yol yapan yolsuzluk yapar mı’ dersiniz...
Kabirde, ‘Neden çocukları ve insanları öldürttün’ diye sorulunca, ‘Hastane yaptık’ dersiniz...
Kabirde, ‘Neden yalan söyledin’ diye sorulunca, ‘Siyaset, ütme sanatıdır’ dersiniz...
Kabirde, ‘Sıfırladınız mı’ diye sorulunca ‘Fetvası alınmıştı, humustu’ dersiniz...
Kabirde, ‘Onca polise, savcıya, hâkime neden zulmettiniz, çocukların rızkıyla neden oynadınız’ diye sorulunca ‘Paraleldi’ dersiniz...
Kabirde, ‘dolarlar’ sorulunca, ‘Önünüze yatayım, bu soruyu sormayın’ dersiniz...
Kabirde, ‘gemiler’ sorulunca, ‘Gemi var gemicik var, ne yani çocuklarımız ticaret yapmasın mı’ dersiniz...
Kabirde, ‘Uludere’de katledilen köyüler’ sorulunca ‘Örgüt onları istismar ediyordu. Tazminatlarını verdik, hem de fazlasıyla yatırdık hesaplarına, daha ne istiyorlar’ dersiniz...
Kabirde, ‘Meydan meydan, manşet manşet attığınız iftiralarla neden insanları linç ettiniz’ diye sorulunca, ‘Paralelle mücadele ediyorduk’ dersiniz...
Kabirde, ‘Masum insanlara neden kumpas kurdunuz’ diye sorulunca ‘Milli güvenlik meselesiydi’ dersiniz...
Kabirde, sorulan sorulara hiçbir cevap veremezseniz, ‘Size bunları paralel mi sorduruyor, onların inlerine gireceğiz inlerine’ diye kükrersiniz...
Üzgünüm ama kabirde, burada yaptığınız gibi, manipülasyon yapamazsınız. Ek sorular sorup demagoji yapmak da yok orada. Cevap vermek zorundasınız...
Kendi adıma, kişisel günahım çoktur Allah’ın rahmetinin sonsuz olduğuna inancım da tamdır. ‘Bana kul hakkıyla gelmeyin’ dediği noktada ise, bilerek hiçbir kulun hakkını yemedim, yememeye özen gösterdim. Çocuklarıma haram yedirmemek için özellikle gayret ettim.