Komplo senaryoları asıl şimdi gündemde
Ünal TANIK 12 Aralık 2007
Isparta’ya inişi sırasında dağa çarparak 57 kişiye mezar olan Atlasjet uçağı hakkında çok şey konuşuldu.
Bugüne kadar hiç bir uçak kazası sonrasında gündeme gelmeyen iddialar, bu kazadan sonra tartışıldı. Kaza ile ilgili ortaya çıkan garip durumu, ilk olarak helikopterle bölgeye giden Isparta Valisi Şemsettin Uzun yaptı.
Uçuşun mükemmel bir şekilde yapılabilmesi gerekli her türlü ortamın bulunduğuna dikkat çeken Vali Uzun, “Ben böyle bir şey görmedim” demişti. Ardından, benzeri doğrultudaki açıklamalar öteki yetkililerden de geldi.
Kazanın yaşandığı bölgeye ilişkin ayrıntılar netleştikçe, olayın üzerine sis perdesi çökmeye başladı. Komplo senaryoları peş peşe gelmeye başladı. Uçakta bulunan Türkiye için yürüttüğü ciddi araştırmalarla tanınan 6 bilim insanının içinde bulunduğu için düşürüldüğü öne sürüldü.
En açık ve net ifade, komplo teorilerine mesafeli duruşuyla bilinen Akşam Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut’tan geldi. Turgut, “Hangi uçuş olsa o uçak düşürülecekti” deyip çıktı. Turgut, uçağın kontrolünün bir şekilde ele geçirildiğini ve rota dışına çıkarılarak dağa çakıldığını öne sürmüştü. Dahası, karakutudan da bir sonuç çıkmayacağı öngörüsünde bulunmuştu.
Bu iddialar bir çoğumuzun zihninde soru işaretleri oluştursa da “deli saçması”, “komplo teorisi üretmede üstümüze yok” deyip geçtik.
***
Nasrettin Hoca eşeğini kaybetmiş dağ bayır arıyormuş. Ama üzüntü ve endişeli bir durumu yokmuş. Ararken onu görenler sanki eğlendiğini sanmış. Meraklının biri yaklaşıp Hoca’ya sormuş:
- Ya Hocam, eşeğini kaybetmişin. Ama bakıyorum keyfine diyecek yok.
Hoca içini çekip cevap vermiş:
- Bir umudum daha var. Şu karşı tepenin ardına bakacağım. Orada da yoksa sen o zaman gel benim halimi gör.
Hoca’nın dediği gibi bir çoğumuzun tek umudu, uçağın karakutusundan çıkacak sonuçlar idi. "Karakutu, kazanın üzerine inen sis perdesini kaldıracak" diye bekliyorduk. Sıradan bir pilotaj hatası mı, yoksa başka bir etken mi?
Pilotların kokpitteki konuşmalarını kaydeden CRV (Cocpit voice recorder) ve uçağın teknik durumuyla ilgili kayıt yapan FDR (flight data recorder) cihazlarının Almanya’da Lufthansa merkezinde incelemeleri yapıldı.
Yeni Şafak gazetesinden Hamdi ATEŞ’in haberine göre, karakutu adı verilen her iki cihaz da arızalı çıktı. Tıpkı önemli olaylarda güvenlik kameralarının o günlük "arızalı" olması ve kayıt yapamaması gibi.
Karakutunun arızalı çıkması, şimdi her şeyi en başa döndürdü. Bir kenarda tutmaya çalıştığımız, aklımıza bile getirmek istemediğimiz ihtimallerin hepsi şimdi gündeme gelecek.
Kazanın olduğu günlerde ortaya atılan iddialar, şimdi ciddi bir şekilde ele alınmalı, soruşturulmalı.