« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Tem

2007

Endülüs İslâm Devletleri:

01 Ocak 1970

M.S. 711 yılında Afrika'dan kendi adını verdiği Cebel-i Tarık Boğazı'ndan 7000 askeri ile Avrupaya geçen ve geri dönmemek için geçtikten sonra kendi gemilerini yakan, Arap komutan Tarık Bin Ziyad, İber Yarımadası'na ayak bastığında; ortaçağ karanlığına gömülmüş Avrupa'ya medeniyet ışığını da beraberinde getirdiğini, hiçbir Avrupalı tahmin edemezdi. Tıpkı, ticaret gemisi sandıkları gemilerle gelen bu tüccar kılıklı insanların, aslında birer asker olduklarını, kendi gemilerini niçin yaktıklarını anlayamadıkları gibi...

O dönemde İspanya kuzeyden gelen aslında barbar bir kavim olan Vizigotlar'ın yönetimi altındaydı. Kral Rodriguez, gökten inmeyen, yerden çıkmayan, nereden geldiklerini anlayamadığı bu askerleri İspanya'dan çıkarmak için, sayıları doksan bin kişiyi aşan bir ordu hazırladı. Üstelik kuvvetlerinin büyük bir kısmı da zırhlıydı. Tarık Bin Ziyad sayısı altı bine inen birliğine Fas'tan takviye kuvvet istedi ise de, Musa Bin Nusayr ancak beş bin kişilik bir kuvvet gönderebildi.

19 Temmuz 711 yılında başlayan, tam bir hafta gece gündüz süren ve her iki ordunun da ağır kayıplar verdiği savaştan sonra; altın taht üzerinde geldiği savaş meydanında hayatını kaybeden kral Rodriguez'in kuvvetleri kesin bir yenilgiye uğratıldı.

Kendi kuvvetlerinden dokuz kat daha büyük bir orduyu yenilgiye uğratan muzaffer kumandanın, savaşı kazanmasındaki en büyük pay ise; savaş başlamadan hemen önce askerlerine söylediği şu sözlerine aittir..

''Hepinizin önünde ben olacağım! Hepimiz aynı kaderi paylaşacağız. Önünüzde düşman, arkanızda deniz... Zaferden başka selamet yolu yoktur! ''

Kısa sürede İspanya'yı baştan başa fetheden muzaffer komutanı ancak Prene Dağları durdurabildi. O dönemde Prene Dağları'nı aşabilmeleri mümkün olabilseydi; Fransa'dan başlayarak bütün Avrupa'nın Müslümanların eline geçmesi işten bile değildi. İspanya'da Endülüs Emevileri'nin hakimiyeti çeşitli dönemlerle birlikte sekiz yüzyıl kadar sürdü.

Valiler Dönemi (715-756) olarak adlandırılan dönemden sonra, (756 - 1031) yılları arası Endülüs Emevileri'nin altın çağı oldu, Avrupanın en güçlü devleti olarak tarihe geçtiler.

1031 yılındaki iç karışıklıklar sebebiyle Emevi Devleti yıkılınca, Endülüs siyasi olarak bir bölünme sürecine girdi. Bu süreçte hemen her şehir, bağımsız devletçiklere dönüştüler. Tavaif-i Mülük 'Küçük Sultanlıklar' Dönemi olarak adlandırılan bu dönem 1090 yılına kadar devam etti.

Bu tarihten sonra Endülüs'ün idaresi 1228 yılına kadar, yine Kuzey Afrika'dan gelen Muvahhidler tarafından üstlenildi.

Beni Ahmer Devleti (Gırnata Emirliği 1232 -1492) Muvahhidler idaresinin 1228 de yıkılması üzerine Hıristiyan İspanya Endülüs toprakları üzerinde hızlı bir işgal hareketi başlattı. Kendilerini savunacak gücü kaybeden Endülüslüler güneydeki Gırnata, Malaga, ve Meriyye dışındaki toprakları kaybettiler. 1231 yılında Nasriler sülalesi elde kalan bu topraklarda bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu küçük Gırnata sultanlığı, yürüttüğü siyaset sayesinde iki buçuk asır ayakta kalabilmeyi başardı. Gerek İslam gerekse dünya mimarisinin en gözde eserlerinden biri olan Elhamra Sarayı bu döneme aittir.

Üzerine güneşin son ışıkları düşerken aldığı 'nar' renginden ismini alan El-Hamra Sarayı; Günümüzde eğitim düzeyi ne olursa olsun görenleri büyüleyen Endülüs şaheseridir.

1490 senesinde Hıristiyan orduları tarafından kuşatılan Gırnata (Granada) 1492 de yapılan bir anlaşma ile Müslümanların dini ve medeni hakları garanti altına alınması şartı ile teslim oldu. Böylece, İspanya'da sekiz asırdır devam eden İslam hakimiyeti son bulmuş oldu.

Gırnata sultanlığının yıkılmasıyla beraber İspanya'da Hıristiyan hakimiyetinde çok sayıda Müslüman kalmıştı. 1497 senesinde Katolik kral Ferdinand ve kraliçe İzabella, yaptıkları anlaşmayı hiçe sayarak kalan Müslümanların zorla Hıristiyanlaştırılmasına karar verdiler. Müslümanlar kapalı mekanlara doldurularak üzerlerine vaftiz suyu serpilip artık Hıristiyan oldukları ilan edildi. Kur'an' ı Kerim ve diğer arapça eserler toplatıldı, kütüphaneler boşaltıldı. Avrupa'yı ortaçağ karanlığından, rönesans ve reform hareketlerine taşıyan Endülüs ışığının geride bıraktığı sayısı bir milyon aşan kitaptan kurtulabilen otuz kitabın haricinde bütün kitaplar bu yağmada yakıldı. Öyle ki, asırlar sonrası, Fransız Fizikçi P. Curie: ''Endülüs'ten bize otuz kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Eğer yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olurduk', diyerek hıristiyanlar adına hayıflanacaktır.

Geleneksel kıyafetleri yasaklanan Endülüslülerin, çocuklarına Arapça öğretilmesi yasaklandı. Camiler kiliseye çevrildi. Aksi davrananlar Engizisyon'a sevkedildi. Kimi İspanyol kaynaklarına göre Engizisyon, müslümanlar için üç binin üzerinde ağır ölüm kararı verdi.

Meydanlarda gururla koşturdukları Endülüs'ün şahin duruşlu arap atları ve gülleri haricindeki herşey bu kıyımdan nasibini aldı.Oysa Avrupa kıtası ve özellikle İspanya, Tarık Bin Ziyad'a çok şey borçludur: Avrupa, ortaçağ karanlığına son veren Rönesans ve reform hareketlerini başlatan medeniyet ışığını; İspanya da, barbar kral Vizigot Rodriguez'in zülmünden kurtuluşunu ve en önemlisi günümüzde Dünya'da turizmden en büyük payı alan ülkelerden birisi konumunda olmasını borçludur. Çünkü: İsbiliye'deki (Sevilla) Alkazar Sarayı, Kurtuba'daki (Cordoba) Ulu Cami ve Gırnata'daki(Granada) El-Hamra sarayı, İspanya'da en çok turist çeken yerlerdir ve burada adı geçmeyen yüzlerce eser ile birlikte kendilerine Endülüs'ten kalan mirastır.

Soykırımdan geçirilen müslüman babalardan sonra özellikle erkek çocuklar hedef alınmıştı. Canı pahasına oğullarını kurtarmaya çalışan pek çok anne de bu uğurda oğulları ile birlikte aynı kaderi paylaşarak, hayatını kaybetti.

Nurullah KAPLAN

04 Nis 2025

Bugün 4 Nisan… Sosyal medyada bir günlüğüne yine “Başbuğum” rüzgârı esecek; Balgat eşrafı Beştepe’de arz-ı endam edecek, ibri

M. Metin KAPLAN

04 Nis 2025

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

04 Nis 2025

Yusuf Yılmaz ARAÇ

04 Nis 2025

Halim Kaya

11 Şub 2025

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 144,63 M - Bugn : 56192

ulkucudunya@ulkucudunya.com