SORUMLUYU KİM BULACAK?
Mehmet Tezkan 01 Ocak 1970
Maalesef Tür- kiye’nin en büyük maden kazasıdır bu..
300’ün üzerinde madenci hayatını kaybetti..
O da şimdilik!.. Sayının 400’lere ulaşmasından korkuluyor..
*
İş kazası deniliyor.. İş kazası!..
Kazaysa kaza durduk yere olmaz..
İhmalden söz ediliyor.. İhmal olmasa böyle büyük bir facia yaşanmaz deniliyor.. İhmal varsa, sorumlusu da var demektir..
Kim?
Sorumluyu kim bulacak?
Enerji Bakanı, 10 ay önce o madeni, o işletmeyi öve öve bitirememişti.. Kullanılan teknolojiyi övmüştü, güvenlik önlemlerini övmüştü.. Örnek göstermişti..
Başbakan, ‘Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok’ dedi..
Doğal karşıladı..
Çalışma Bakanı, madenin 8 defa denetlendiğini söyledi.. Mart ayındaki denetimde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığını açıkladı.. O da toz konduramadı..
İyi de bu büyük facianın hiç mi sorumlusu yok? Hiç mi hata yapanı yok?
Durduk yere mi oldu?
Hata taşeronda mı?
Yoksa, taşeronun taşeronun da mı?
*
1992 yılında 263 kişinin can verdiği Kozlu faciasından sonra bu bize ders olsun dedik.. 22 yıl sonra bu kez Soma bize ders olsun deyip defteri kapatacak mıyız?
Denetimlerin gerçek mi olduğu, göstermelik mi yapıldığı ortaya çıkmayacak mı?
Çıkarılmayacak mı?
Yoksa.. Bilirkişi inceliyor diye zamana yayıp unutturulacak mı?
*
İddialar o kadar çok ki.. Trafodan değil biriken gazdan deniliyor.. İlk andan itibaren bir dizi kurtarma hatası yapıldığı söyleniyor.. Söyleniyor, söyleniyor..
Kısaca, bu facianın birden fazla sorumlusu var..
Var da o sorumluları kim bulacak?
Galiba asıl meselemiz bu..
Tekme sallayan müşavir aynı ruh ikizi
Fotoğrafı görmüşünüzdür.. Bir genç Başbakan’ı protesto ediyor.. Bağırıp çağırıyor anlaşılan..
İki özel harekat polisi üstüne çullanmış.. Genç yerde..
Geriden takım elbiseli bir adam geliyor, yerdeki gence sallıyor tekmeyi..
Başbakan’ın müşaviriymiş.. Özel Kalem Müdür Yardımcısı’ymış..
*
O tekme, insanlığın bittiği yerdir..
O tekme, biz devletiz, biz muktediriz, siz kimsiniz demektir..
O tekme, bu ülkenin sahibi biziz demektir..
O tekme, madenci kardeşlerimiz söyleminin sahte olduğunun belgesidir..
O tekme, utançtır..
*
O müşavirin Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ı döverek öldüren polislerden bir farkı yoktur.. O müşavirin yere düşen Ali’yi tekmeleyen fırıncıdan da farkı yoktur..
Aynı ruh ikizidirler..
Biri fırıncı olmuş, öteki Başbakan’a danışman!..
En acı not
Yerin yüzlerce metre altında.. Nefesi daralmış, soluk alıp verememeye başlamış, öleceğini anlamış ki..
Kâğıda ‘oğlum hakkını helal et’ diye yazıp avucuna sıkıştırmış..
Helallik istemiş..
Cansız bedeni yukarıya çıkarıldığında o not avucunun içindeydi..
Sevginin abidesidir..
Boynu bükük toplum istiyorlar
Böyle büyük iş kazalarından sonra protestoların olması doğal..
İnsanların tepki göstermesi, haykırması.. Yeter artık diye feryat etmesi..
Böyle durumlarda iktidar yanlıları hemen karşı pozisyon alıyor..
Başlıyorlar yaygaraya..
Yine onlar.. Yine fırsat bildiler, iktidarımıza karşı eylem yapıyorlar.. Yine o malum çevreler sahneye çıktı, hükümetimizi devirmeye çalışıyor..
*
İstiyorlar ki toplum sussun.. İstiyorlar ki insanlar boynunu büküp otursun.. Çıtını çıkarmasın..
Batı‘da benzer bir facia yaşansaydı ne olurdu?
??????
Pardon.. O ülkelerde artık bu tür iş kazaları olmuyor.. Artık madenler patlamıyor..