Soma soruşturmasının kodları
Gültekin Avcı 01 Ocak 1970
Soma'da kurtarma işlemlerinin bittiği söyleniyor.
Bundan sonra hukuki süreç ön plana çıkacak.
Dindirilmesi mümkün olmayan bunca acıdan sonra, facianın sebep, dinamik ve sorumlularının layıkıyla ortaya çıkarılması tüm kamuoyunun beklentisidir.
Soma'da kaza filan değil, açık bir suç vardır.
Zira tüm haber ve olgular kazayı değil suçu gösteriyor.
Bu suçun adı taksirle öldürme suçudur. (TCK 85/2)
Eski kanunda bu suçun adı tedbirsizlik ve dikkatsizlik sebebiyle ölüme sebebiyet vermek suçu idi. (Eski TCK 455)
Ve kabul etmek gerekir ki; Soma faciasındaki sisleri dağıtmaya aday tek olgu, adli soruşturmadır.
Meclis komisyonları, bakanlık ve DDK incelemeleri dahil diğer idari soruşturmaların, adli soruşturmalar karşısında kıymetiharbiyesi yoktur.
Çünkü adli soruşturma gibi zorlayıcılıkları ve etkinlikleri yoktur.
Ayrıca siyasal kaygıların göbeğinde siyasal aktörlerce yürütülen soruşturmalardır bunlar.
Müfettişler bakanlık hassasiyetleri dışına çoğu zaman çıkamaz.
Taraf olan savcı soruşturmada olmasın
Adli soruşturmalar ise, siyaset ve diğer güç odaklarıyla iş ve hiyerarşik bağlantı içinde olmayan adli makamlarca yürütüldüğü için, diğer tüm idari soruşturmalardan daha adil ve bağımsız sonuçlar üretir.
En azından böyle olması beklenir.
Soma'da öncelikle yeterli bir adli soruşturmanın yürütülmesi gerekir.
Gelişmelere baktığımızda ise şu noktalar öne çıkıyor:
1- Soma'da görevlendirilen savcılar içinde, geçmişinde siyasi kimliğiyle ön plana çıkan (AKP il başkan adayı olan) savcılar yer almamalıdır.
Ama adam kazanmış savcı olmuş.
Geçmişinde AKP teşkilatında görev yaptı diye hiç mi savcılık yapmasın?
Yapsın tabii ki.
Ama tüm ülkenin ve dünyanın dikkat nazarlarında, siyasal iktidarın sorumluluğunu gerektiren, yani siyasal iktidarın dolaylı taraf konumunda olduğu böyle bir soruşturmada bulunmasın.
HSYK ve başsavcılık en azından bu soruşturmada, yer alan savcıların geçmişteki siyasal kimlikleri sebebiyle soruşturmanın şaibe altında kalmasına izin vermemelidir.
2- Maden ocağında yapılan denetimler gerçek miydi?
Yoksa göstermelik miydi?
Göstermelik denetim, denetim yapmamak ve faciaya (ölümlere) sebebiyet vermek demektir.
Özellikle mart ayında yapıldığı söylenen son denetim, usulüne göre icra edilmediyse, taksirle öldürme suçunun zanlıları arasına denetim elemanları da girecektir.
3- Adli soruşturmayı gölgeleyen ve pek çok delilin kaybolmasına yol açan en büyük kayıp şudur:
Normalde; ilk ölümün gerçekleştiği andan itibaren kurtarma çalışmaları ve ölümlerin gerçekleştiği yer altındaki maden sahaları, savcılar tarafından görülmeli ve tespit edilmeliydi.
Yani kurtarma ekipleri ile birlikte (kurtarma faaliyetleri devam ederken bile) savcı ve teknik bilirkişi heyeti de madene inip, cesetlerin mevki ve pozisyonlarını görmeliydi.
Önemli bir nokta şu ki; kurtarma faaliyetleri, madene giriş ve çıkışlar savcılık gözetim ve denetiminde değildi.
Delilleri karartmak isteyen tüm kişiler rahatlıkla madene ve ilgili sahalara girebilecek durumdaydı.
Kurtarma çalışmaları savcılık gözetim ve denetiminde devam ederken, diğer yandan savcı ve refakatindeki teknik bilirkişi heyeti girilebilecek sahalara kadar ilerleyip ölümlerin gerçekleştiği tüm maden sahalarını, trafoyu ve galerileri görmeliydi.
Zira kurtarma kargaşası içerisinde madene giren çıkan belirsiz bir hale dönüşmüş olup, bu hengâmede yer altındaki pek çok delil, materyal ve eşyaların durumu sorumlu faillerce değiştirilmiş olabilir.
Lakin bu yapılamadı.
Gaz maskesiyle çıkarılan işçi cesetleri var.
Acaba o işçilerin kurtarma ekiplerince ölü olarak ilk bulunduğu yerde, yüzünde gaz maskesi var mıydı, bunu göremediler, bilemediler.
Savcılar kurtarma ekiplerince kendisine ulaştırılan durumu tespit edebildiler.
Yani adli soruşturma, kurtarma faaliyetlerinden ve kargaşasından geri kalan görüntüler/bulgular üzerine inşa ediliyor.
Normalde olayın ve ölülerin ilk ve orijinal halini savcı görür ve tespit eder.
Savcıların hiçbiri işçi cesetlerinin ilk halini göremedi.
Savcıların hiçbiri facianın gerçekleştiği maden sahalarını da "görmenin gerektiği zamanda" göremedi, durum tespiti yapamadı.
Burada savcılık, kendisine başkalarınca gösterilen ölüler ve olaylar üzerine soruşturmayı inşa etti.
Ölümlerin, cesetlerin ve firma tedbirlerinin madendeki gerçek hali üzerine değil.
Böylelikle Soma adli soruşturması baştan sakat ve eksik başladı.
Ve soruşturmadaki bu sakatlık ve eksikliğin tamiri artık mümkün değil.