Küresel Haçlı Seferi karşısında İslamiyet ve Türk milliyetçileri
İsrafil KUMBASAR 12 Aralık 2007
DEVLETİN derinliklerine sızmış olan ‘büyük biraderlerin’ güdümünde hareket eden, gençliklerinde ‘rahle-i tedrisinden’ geçtikleri ‘materyalizmin’ tesirinden bir türlü kurtulamayan, sözde ‘Atatürkçü’ geçinip toplumu ‘emperyalizmin öngördüğü hedefler’ doğrultusunda programlamaya çalışanlar, zaman zaman ellerini kulaklarına götürüp kara kara düşünüyorlar:
Neymiş efendim.
- “Misyonerler, her yerde cirit atıyormuş.”
Ataaar.
- “Ülkenin dört bir yanında son beş yıl içinde açılan kilise sayısı 20 bini geçmiş.”
Geçeeer.
- “Özellikle gençler arasında Hıristiyan olanların sayısı büyük bir hızla artıyormuş.”
Artaaar.
- “Kökenleri Uzakdoğuya dayanan tarikatların müridleri günbegün çoğalıyormuş.”
Çoğalııır.
- “Kitleler Fethullah Gülen’in ve diğer cemaat şeyhlerinin peşinden koşuyorlarmış.”
Koşaaar.
- “Üfürükçülerin kapıları dolup taşıyormuş.”
Taşaaar.
Peki siz ne yapıyorsunuz?..
Bütün bu olup bitenler karşısında çare nedir, söyler misiniz?..
Aziz Türk milletine ‘dinini’, ‘diyanetini’ doğru dürüst öğretmek midir?..
Yoksa ‘laiklik’ kisvesi altında ‘din düşmanlığı’ yapmak mıdır?..
***
Emperyalizm, hedeflerini ‘yapay’ bir ‘medeniyetler çatışması’ üzerinden gerçekleştirmek için ‘tam teçhizatlı’ taarruza geçti.
Dünyayı ele geçirmeye çalışan ‘gizli teşekkülün’ tetikçiliğini yapan Amerika Başkanı George W. Bush, İslam dünyasına karşı resmen yeni bir‘haçlı seferi’ başlattı.
Önce Afganistan, sonra Irak’ı işgal etti. Sırada İran, Suriye, S. Arabistan ve Türkiye var.
Küresel güç, Allah’ın dinini önce ‘ılımlı’ sosu ile sulandırıp, sonra topyekun yeryüzünden silmeye çalışıyor.
Hedefteki ülkelerin ‘işbirlikçi’ yönetimlerini ise nihai hedefi ‘Büyük İsrail’i yaratmak olan ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ safsatası ile uyutuyor.
Dünyanın bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de ‘vatanın bağımsızlığını’, ‘ülkenin bölünmez bütünlüğünü’ korumak, ‘emperyalizme karşı’ mücadele bayrağını açmak için vatanseverler arasında bir takım ‘ittifaklar’ gündeme geliyor.
‘İyiniyetle’ ortaya çıkan bu oluşumlar, ne yazık ki bir süre sonra ‘karanlık’ bir takım kişiler tarafından ‘içeriden’ ele geçirilerek, ‘emperyalizmin emellerine’ hizmet eder bir konuma sokuluyorlar.
‘Ruhban Okullarının’ açılmasına gıklarını çıkarmayanlar, bir bakıyorsununuz ‘İmam Hatip Okulları’ için yapılan düzenlemeye karşı sokaklarda sel olup “Türkiye laiktir laik kalacak” diye coşuyorlar.
Yani emperyalizmin ilan ettiği ‘küresel düşman’ ile, sözde ‘emperyalizme karşı mücadele’ için ortaya çıkanların ‘ulusal düşmanı’ bir bakıyorsunuz ki aynı noktada kesişiyor:
“İslamiyet.”
Ne acı bir tesadüf, değil mi?..
***
Kendisi de bir Türk Milliyetçisi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini ‘Türk milliyetçiliği’ üzerine inşa etti.
Atatürk’ün fikir önderlerinden biri olarak bilinen Ziya Gökalp, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Türk milletinin yeniden ‘o eski ihtişamlı günlerine’ geri dönmesi için ortaya atılan ‘iyi niyetli’ düşünceleri ‘bir potada’ yoğurarak, şu üç temel sacayağı üzerine oturtmuştu:
1-) Türkleşmek
2-) İslamlaşmak
3-) Muasırlaşmak
Atatürk, sağlığında bu üç hedefe ulaşmak için büyük gayretler sarf etti.
Türkleşmek için, ‘Türk Dil Kurumu’nu, ‘Türk Tarih Kurumu’nu kurdu.
İslamlaşmak için, Elmalılı Mehmet Hamdi Yazır’a Kur’an-ı Kerim’i yeniden tefsir ettirdi. ‘İmam Hatip Okulları’ açtı. ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nı teşekkül ettirdi.
Muasırlaşmak için, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” tezinden hareket ederek, ‘Batı’yı ileriye götüren’ bütün bilim dallarının öğretilmesi için mektepler açtı. ‘Ülkenin gelişip kalkınması için’ büyük bir sanayi hamlesi başlattı.
Türk milliyetçilerinin kitabında ‘Türkleşmek’, ‘İslamlaşmak’ ve ‘Muasırlaşmak’ kavramları vardır, ancak kişilik ve toplum temelinde ‘laikleşmek’ gibi bir kavram ve hedef asla ve katiyen yoktur.
‘Asli kimliklerinden’ uzaklaştırılarak, ‘kısır kavramlar’ içerisine hapsedilmek istenen Türk milliyetçilerinin, artık yeniden titreyip ‘kendilerine’ dönmelerinin zamanı gelmiştir.
Kurtuluş ‘Türk İslam Ülküsü’ndedir.
