Yol durumu...
Tarık Toros 01 Ocak 1970
Gezi olaylarının yıldönümünün kutlanması veya anılması çok gerekli midir, bu bir soru.
Fakat birileri “şehitlerimizi anacağız”, “Gezi’de toplanıp şanlı direnişimizi kutlayacağız” diyorsa...
Buna imkân vermek icap eder.
Hükümete yakın medyanın, “Paralel polis orantısız şiddet kullandı” başlıkları ile hedef saptırmasına bakmayın...
Gezi’de olan bitenin bir numaralı sorumlusu siyasal iktidardır.
O polisi “sert ve tavizsiz olması, şiddet kullanması” yönünde motive eden de aynı adrestir.
Mayısın ikinci yarısında başlayan, haziran ayına damgasını vuran olaylarda...
Yani, bir aya yayılan sıcak süreçte...
“İktidar yanlış yönlendirildi” gibi analizler havada kalmaya mahkûmdur.
Cumhurbaşkanı, olayların en kritik günlerinde doğru analizi yapmış, hükümet yapamamıştır:
-10 yıldır Türkiye’yi yöneten bir iktidar var.
-Muhalif insanların birikimi ve alınganlıkları olabilir.
-İcraatları onaylamayanlar olabilir.
-Siyasetin kırıcı olduğu zamanlar olabiliyor, bu nedenle incimeler olabilir.
-Çevre meseleleri olabilir, bana niye sormuyorsunuz diyenler olabilir.
-Yaşam tarzına ve fikirlerine saygı duyuluyor mu diye kaygılananlar olabilir.
Tüm bu cümleler, Gezi’yi en iyi özetleyen satırlardır...
Ve ülkenin cumhurbaşkanına aittir.
Başbakan ise hâlâ aynı noktadır. Önceki gece konuştu:
-Odun için başörtülü kızlarımıza alçakça saldırdılar.
-Mabetlerimize saygısızlık ettiler.
-Sokakları savaş alanına çevirmek istediler.
-Türk bayraklarını yaktılar, bira şişeleriyle T.C. yazdılar.
-Biz kula kul olmadık, olmayacağız. Kullar karşısında eğilmedik, eğilmeyeceğiz.
Fetih gecesi mesajı...
Gezi, Türkiye’nin yakın tarihinde mühim bir kırılmadır.
20 sene sonra da bunu konuşacağız.
Ankara, gidişatı okuyamamış sonra da önünü alamamıştır.
Bilakis, aynı inatçı tavrını korumaktadır.
O kadar titizlendiğimiz bayrağımız ve cumhuriyetimiz...
Bugün, Diyarbakır-Bingöl karayolunda daha az mı tehdit altındadır?
Ve neden o konuda tek kelime edilmemektedir.
T.C.’ye...
Yani cumhuriyetimize ve bayrağımıza apaçık bir saldırı, saygısızlık vardır.
Alenen bir meydan okuma yaşanmaktadır.
O yol, bir haftadır kapalı.
Eylemciler yol kesiyor, araçları durdurup anahtarlarını alıyor, hendek kazıp yolu tahrip ediyor, o çukura araçlar düşüyor, gönderilen çekicilere el konuyor, araçlarına el konulanlar yaya olarak dönüyor...
Gezi Parkı’na 25 bin polis, 50 TOMA yollayan Devlet, bir haftadır o yolda güvenliği sağlayamıyor!
Başbakan önceki gece “Fetih Gecesi”nde konuşuyordu:
“Fetih, açmaktır. Fetih, engelleri ortadan kaldırmaktır. Fetih hem kapılardaki hem gönüllerdeki mühürleri ve kilitleri kırıp atmaktır.”
Buna göre; Diyarbakır-Bingöl yolunu açıp, Gezi Parkı’ndaki kilidi kırmanız icap ediyor.
Ama... Tam tersini yapıyorsunuz.