« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Haz

2014

Çözüm sürecinde Kandil'e kaçırılan çocuklar

Erhan Başyurt 01 Ocak 1970

PKK’nın dağa kaçırdığı çocukların sayısı son bir yılda 500’e yaklaşıyor.

Silah bırakması beklenen PKK neden bu kadar çok insanı dağa çıkarıyor?

Çözüm süreci şeffaf yürümediği için net cevaplar verebilmek neredeyse imkânsız.

Görünen o ki, PKK silah bırakmak bir yana silahlı varlığını daha da güçlendirmek istiyor.

Barışa rağmen bu yönde adımlar atılmasında iki neden öne çıkıyor.

Birincisi, PKK Suriye’de PYD saflarında savaşıyor.

Hatırlarsanız, BDP’li Sur Belediye Başkanı ile Çermik BDP ilçe başkanının çocukları da son aylarda arka arkaya burada hayatlarını kaybetti.

PKK, güçlerini Suriye’de toplayabilmek için çözüm süreci olmasaydı bile tek yanlı ateşkes ilan ederdi.

Dilini ısırıp sabretmek...

İkincisi, bugüne kadarki kazanımlarının “silahın zoru” ile gerçekleştiğine inanan PKK, “şantaj” unsuru olarak silahlı kanadını güçlendirmek istiyor.

Gençleri dağa çıkarıyor, eğitim alan tecrübeli kadrolarını da şehirlere indiriyor.

YDGH adı altında “öz savunma” güçlerini şehirlerde örgütlüyor.

PKK’nın bu kadar rahat hareket edebilmesi, şüphesiz siyasi iradenin her türlü askeri operasyonun durdurulması talimatına dayanıyor.

Genelkurmay’ın web sitesinde yaptığı basın açıklamaları olaylara nasıl “zoraki seyirci kalındığını” açıkça gösteriyor.

PKK, uzman çavuşları, kalekol ve baraj inşaatlarında çalışanları kaçırıyor. Köylere inip iaşe topluyor. Yol kesip kimlik kontrolü yapıyor...

Terör örgütü, iktidarın seçimler sürecinde istikrarsızlık yaşamama hassasiyetini istismar ediyor.

İktidar başlattığı “sosyal barış” projesinin başarısız olmaması için irade gösteriyor.

Tıpkı Genelkurmay gibi onlar da “dilini ısırıp” yaşananları seyretmek ve sabretmek zorunda kalıyor...
Tuncel’in “genel af” şartı

PKK ve uzantıları ise bu “siyasi sıkışmışlık” halini tavize dönüştürmek ve siyasi aktörler yer değiştirmeden yeni kazanımlar elde etmek için büyük bir “şımarıklık” içinde hareket ediyor.

Diyarbakır Valisi’nin, Bingöl yolunu kapatan örgüt mensuplarına yaptığı “Devletin yolu kapatılır mı hiç” sitemi bir çaresizliğin yansıması.

O yol dört gündür kapalı...

Başbakan’ın dağa kaçırılan çocukların serbest bırakılması çağrısına HDP ve PKK’nın verdiği cevaplar da üst perdeden.

HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel “Hepsinin dağdan inip siyaset yapabilmesi için zindanları boşaltın” cevabı veriyor.

Genel af şartı koşuyor.

PKK halen “sömürgeci” diyor

PKK ise “sömürgeci Türk devletinin, Apo’nun geliştirdiği demokratik çözüm sürecine olumlu cevap vermemesi” gerekçesiyle bu yola başvurduklarını ileri sürüyor.

Ardından da “Türk sömürgeci devleti küçük yaştaki birçok çocuğumuzu zindanlarda çürütmekte ve tecavüze varan uygulamalara tabi tutmaktadır” diyerek ağır ithamlar yöneltiyor.

Evet, çocukları dağa kaçırılan annelerin isyanı ve cesareti çok önemlidir.

Ancak yaşı küçük bu kadar çocuğun Kandil’e kaçırılabilmesi daha önemlidir.

“Kaş yapayım derken göz çıkarmamak” için PKK ve uzantılarının bu derece rahat hareket edebilmelerinin nedenleri doğru değerlendirilmeli.

Çözüm süreci kararlılıkla sürmeli ancak birilerinin onu “çözülme sürecine” dönüştürmesine de izin verilmemeli.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 30590

ulkucudunya@ulkucudunya.com