« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Haz

2014

Ömer'siz Sünnilik

Gökhan Bacık 01 Ocak 1970

Bir süredir Türkiye’de Ali’siz Alevilik konuşuluyor.

Bazıları bıkmadan Aleviler’e Ali’siz Aleviliğin ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Alevilik erkanını bilmeyen, hayatında bir kere ceme gitmemiş bu kişilerin Aleviler’e Alevilik öğretmek için harcadığı enerjiye insan şaşırıyor.

Ancak Sünniler, Aleviler’e Aleviliği öğretmekten biraz vazgeçip kendilerine şu soruyu sormalılar: Peki Ömer’siz Sünnilik olur mu?

Unutulan Ömer

İktidarın ve dünyanın nimetlerini tatmamış Türkiye Sünnileri’nin bir zamanlar bütün sohbetlerinin kahramanı Hz. Ömer’di.

Devlet işlerini yaparken kullandığı kandili kendi misafirlerini ağırlarken söndüren ve başka kandil yakan Ömer.

Ganimetleri dağıtırken oğluna bir iltimas olacağı endişesi ile halkına hesap veren Ömer.

“Bir yanlış yaparsam beni kılıçlarınızla düzeltin” diyen Ömer.

Hepsi 1980’li yılların menkıbelerinde kaldı.

Şimdi hutbelerde bile Ömer’den nadiren bahsediliyor.

Dahası Ömer’in adaletinden, devlet idaresindeki meziyetlerinden bahsetmek kimilerini kızdırıyor.

“Adam çalışıyor elbette yiyecek” yahut “hocam siyasetin doğasında kirlenmek var bunu kabullenmeliyiz” diyen anlayışa devlet işlerini yaparken ayrı kendi işlerini yaparken ayrı kandil kullanan Hz. Ömer bir çocuk masalındaki peri kadar uzak.

Bir karşılaştırma yapalım

Hz. Ömer bir “masal kahramanı” değildi.

“Yönettiği devletin sınırları” bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nden daha genişti.

Ömer devrindeki devlet Kuzey Afrika’dan Afganistan’a kadar bir alana hükmediyordu.

Bir vali atamak için evinden çıkan Ömer belki bugün Afganistan’da bulunan Belh civarına veya bugünkü Libya’da bulunan Trablus’a veya bugünkü Hindistan’da bulunan Gujarat’a yahut Kafkasya’ya vali atayacaktı!

Bugünkü Mısır’ı Hz. Ömer iki vilayet olarak yönetmekteydi. Hz. Ömer’in böyle değişik yerlere atadığı mülki amir sayısı bazen yüzü buluyordu.

Hz. Ömer’in yönettiği devletin uluslararası siyasette ağırlığı bugünkü Türkiye ile karşılaştırılmayacak kadar büyüktü!

1846 yılında yayımlanan Journal of the Royal Asiatic Society of Great Britain and Ireland’daki bir makaleye göre Vali Amr bin As, Halife Ömer’in emri ile Nil çevresinde yetişen buğdayı Mekke’ye getirmek için Süveyş’te gemi nakliyatına imkan verecek kanallar açmaktaydı. (Bkz. http://journals.cambridge.org/action/displayAbstract?fromPage=online&aid=5678224 )

Kısacası Halife Ömer menkıbeler için icat edilmiş bir masal kahramanı değil bir dünya devletinin lideriydi.

Aynı Ömer

Ama aynı Ömer idare ettiği devletin haşmetine rağmen mütevazı bir hayat yaşıyordu.

Kendisini görmeye gelen bazı başka ülkelerin elçileri onun bu büyük İslam devletinin lideri olduğuna bazen inanmıyorlardı. Çünkü Halife Ömer bazen yamalı elbise giymekteydi.

Şimdi bazılarımız “aman canım o zaman başka bu zaman başka” diyebilir. 2014 yılında yamalı giyinmesini tavsiye edecek değilim. Ancak bir şeyin altını çizmek lazım.

Hz. Ömer devrinde de çok lüks giyinilebilirdi. Hz. Ömer devrinde Avrupa’da sıradan bir prens bugün bizim ağzımızı bir karış açık bırakacak kadar etkileyici ve lüks içinde giyiniyordu. İkincisi karşılaştırmalı iktisat yöntemleri ile olaya bakarsak Hz. Ömer’in bütçe gelirleri çok büyüktü.

Yani “o zaman başka bu zaman başka” değildi. Güzel ve lüks giyinmeyi insanlar 20. yüzyılda icat etmemiştir.

Mesele elbise değildi Halife Ömer’in vermek istediği mesajdı.

Ancak köprünün altından çok sular aktı. Ömer’in mirası bir kenara menkıbeleri bile unutuldu.

Kısacası Ali’siz Alevilik tartışması ne olur bilinmez ancak bizler Ömer’siz bir Sünniliği çoktan icat ettik bile.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 29523

ulkucudunya@ulkucudunya.com