Kirli çamaşırlar
BEHİÇ KILIÇ 12 Aralık 2007
ŞU sıralar Apo Barzani’yi, Barzani’ye yakın kaynaklar Apo’yu anlatıyorlar, birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya döküyorlar.
Sebep post kavgası...
ABD-AB’nin vadettiği topraklar için kapışmış durumdalar, alçak yoğunluklu bu kapışma ile arşivlerini öğrenmiş oluyoruz.
Apo öfkeli... Barzani ve Talabani’yi ‘mirasına konmakla (!)’ suçluyor... Yani, Türkiye’yi ele geçirmek için hazırladığı tezgâha, Barzani ve Talabani’nin çöreklenmesinden şikâyetçi...
Ve tabii ‘kazık yediği’ görüşünde!..
Peki kendisini ‘kim kazıklamış’ derseniz, gösterdiği adresler muhteşem...
‘MOSSAD, CIA, İngiliz gizli servisi...’
Bizzat bu isimleri telaffuz ediyor ve kirli çamaşırların dosyasını hafiften aralıyor!...
Mesela şöyle diyor:
‘İsrail kurulurken bölgede Arapları dağıtacak, İran ve Türkiye’yi oyalayacak, kendine bağlayacak bir Kürt devleti oluşturmak istedi, o dönem Barzani ailesi ile ilişkiler vardı. Yani aslında Güney’de bir Kürt devleti kurarak bütün Kürtleri oraya bağlamak istiyorlardı. Benim bunu fark ettiğimi anladıklarında bana yöneldiler. Beni de Barzani’nin yanına gitmem için çağırdılar Şam’da iken büyükelçilik düzeyinde bize geldiler ‘gelin birlikte olun’ diyorlardı...’
Şurup gibi ilişkiler!..
Apo’dan öğreniyoruz ‘Başta MOSSAD, CIA, İngiliz gizli servisinin rolü de çok önemli bana yöneldiler...’
Gelinen nokta için kanaati de şöyle:
‘Beni çıkarları için büyük bir tehlike olarak gördüler tasfiye ettiler...’
Buraya kadar yazdıklarımız, Apo’nun Barzani’yle dans ettiği malum ‘servisler’ üzerine hafifçe deşifre ettikleri...
Peki onun için ortaya dökülenler?..
Barzani’ye yakınlığı ile tanınan, İsveç’te yerleşik Kemal Burkay, geçtiğimiz günlerde Sabah gazetesine açıklamalar yaptı... Apo için söyledikleri zehir zemberek cinsinden...
Kemal Burkay, Apo’nun yetmişli yıllarda ‘kontra’nın hizmetinde olduğunu belirterek örnek verdi;
‘Öcalan birkaç kez bunu Med-TV’deki programlarda, yandaş basında, kendisiyle yapılan röportajlarda dile getirdi. Aynen şunları söyledi: ‘PKK’yı kurduk, üç yıl süreyle ekmeğimizi, silahımızı devlet verdi ve korumamızı o sağladı. Bizden istedikleri diğer Kürt örgütlerine karşı savaşmaktı ve üç yıl süreyle ne istedilerse yaptık!’ Evet, hakkını vermek lazım, Apo bu kadar açık konuşan bir adam... PKK’yı Türk Devleti’nin sırtından kurduğunu, ama sonra ona kazık attığını söyleyerek övünüyor...’
Apo’nun, 70’li yıllardaki ‘derin ilişkileri’ şu sıralar sıkça konuşuluyor... Kemal Burkay’a dönelim, sözlerinin devamında Apo’yu yerden yere vurarak şunları söylüyor:
‘Benim tanıdığım Öcalan, kendisine güveni olmayan, hatta kendi çapını, durumunu herkesten iyi bilen biri. Ne sağlam bir kültür birikimi var, ne topluma geniş ufuklar çizebilecek bir yeteneği. Bu işe başlarken, yani daha PKK’yı kurarken içinde olduğu ilişkiler Kürt halkı bakımından da Türk halkı bakımından da tam bir skandaldır, trajikomiktir. Öcalan PKK’yı MİT’in güdümünde kurdu. Kürt hareketini yanlışa itmek, hatta doğrudan onunla savaşmak için... 12 Eylül öncesinde PKK’nın bu türden estirdiği kör terör 12 Eylül darbesinin başlıca gerekçelerinden biri oldu. Öcalan sonradan Suriye’ye geçti ve Suriye istihbaratının güdümüne girdi. Bu durumu Türkiye’de bilmeyen ‘aydın’, ‘gazeteci’ ‘politikacı’ yoktur; ama herkes söyleyemez, yazamaz. Nitekim Uğur Mumcu bu işin peşindeyken söz konusu cesaretini hayatıyla ödedi...’
Sonuç?..
Malum post kavgasından ortaya dökülenlerden süzerek alacağımız bilgiler,ders niteliğindedir... Türk Milleti, kendi bahçesinde oynanan oyunun neresinde olduğunu görmesi açısından..
Oyun devam ediyor...
Seyrede ede ‘Bahçeden’ dışarı doğru bir istikamet gösterilmektedir Türk Milletine...