« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

09 Haz

2014

PKK'nın B ve C planları

Gültekin Avcı 01 Ocak 1970

PKK doğuda “özerklik dönemi hegemonyası”nı inşa etmeye başladı.

Kaçırılan çocuklar, askerler ve işçiler, PKK’nın dilediğinde bölgede neler yapabileceğini aralıksız göstermek gayesini güdüyor.

Hem bölge halkına hem de devlete.

Kaçırılan her kişinin bir müddet sonra iade edilmesi Öcalan ve PKK’ya hatta HDP’ye “barışçıl ek imajlar” kazandırıyor.

Son kaçırılan işçi, asker ve çocukları da gönderecekler.

Lakin göndermeye kadar geçen süre içinde devreye giren aktörlere imaj ve etkinlik kazandırarak.

Tıpkı cezaevlerinde başlayan ölüm oruçlarının, Öcalan’ın talimatıyla bitirilmesi projesi gibi.

Oysa PKK’nın hâlâ şiddet üzerinden mesaj verdiğine ve süreci şiddet kullanarak yönettiğine kimse dikkat etmiyor.

Kaldı ki iyi niyet göstermek için kötülük üretilmez.

Barışçılık ve çözüm taraftarlığı adına araç yakılmaz, çocuklar ve işçiler kaçırılmaz, korucular öldürülmez.

Murat Karayılan, mart ayında yaptığı açıklamada; çözüm sürecinin örgüte ciddi kazanımlar sağladığını açıkça ifade etmişti.

Şimdi ise KCK, özerkliği (tek taraflı) inşa etmekten başka çare kalmadığı açıklamasını yaptı.

Hükümetin ise en azından cumhurbaşkanlığı seçimine kadar B ve C planı yok.

Başbakan’ın bahsettiği B ve C planları, HDP, Öcalan ve Kandil dışı bir temas, hamle veya operasyon içermiyor.

Eylemlerin zararları yükseltilecek

Selahattin Demirtaş’ın meydan okuyarak, “Başbakan’ın B planının Öcalan’a yalvarmak, C planının ise Öcalan’a daha çok yalvarmak” şeklindeki ifadesi abartılı değildir.

Nitekim güvenlik kuvvetlerimiz, YDG-H ve Milis Timleri’ne karşı nasıl mukabele edecekleri hususunda kafa karışıklığı, bıkkınlık ve güvensizlik içinde.

Oysa YDG-H içinde silahlı unsurlar olduğu gibi, Milis Timleri’nin tamamı silahlıdır.

Örgüt lehindeki tüm bu gelişmelere rağmen;

PKK’nın B ve C planlarının hazırda beklediği görülüyor.

Örgütün B planına bakıldığında;

Süreç PKK’nın istediği süratte ve şekilde gelişmezse, serhildanı normalden farklı olarak YDG-H ve Milis Timleri aracılığıyla yükselterek, güvenlik kuvvetlerini bir kez bile olsa Lice benzeri bir “çadır tezgahı”na maruz bırakmayı planlıyorlar.

Lice’de güvenlik kuvvetleri çadıra ateş etselerdi, PKK’lıların zorla çadıra kapattığı işçilerin askerlerce vurulması söz konusu olacaktı.

Böyle bir operasyonel yanılgının ikinci bir Uludere olacağı ve halkı PKK ile örgütsel manada kenetleyeceği tahmin ediliyor.

Güvenlik kuvvetleri operasyonel yanılgıya düşürülemese bile, halkın içindeki YDG-H ve Milis Timleri’nce yol kesmeler/kapatmalar, adam kaçırmalar, araç yakmalar, silahlı ve bombalı saldırılarda yoğunluk artırılacak. Ve eylemlerin sonuç zararları yükseltilecek.

Devrimci halk savaşı

Açıkçası şehir gerilla modelinin aktivasyon düğmesine tam olarak basılacak.

Bölgedeki “aktif PKK egemenlik ve otoritesi” hem halka hem dünyaya hem de devlete gösterilmiş olacak.

HPG açıkça devrede olmayacağından, YDG-H ve Milis Timleri’nce gerçekleştirilecek eylem ve saldırılar, durum ve sonuçlara göre ya kabul edilecek veya gençlik yapılanmasına sızan kişilerden bahsedilerek sorumluluk üstlenilmeyecek.

Artık çözüm süreci, PKK için kazan-kazan sistemine dönüşmüş durumda.

Saldırı yapsa da kazanıyor, yapmasa da.

Eylem yaparsa güç ve otorite kazanıyor, zira AKP bölgede hukuku askıya almış ve PKK’ya kayda değer bir serbestlik tanımış durumda.

Eylem yapmazsa, özerklik inşasına ve bağımsızlık hedefine kurumsal adımlarla, askeri/ekonomik/siyasal ve sosyal gücünü tahkim ederek yürüyor.

PKK’nın C planı ise; HPG’nin silahlı olarak tüm hatlarıyla sahaya inmesi ve halk kitlelerinin içinde şehir ve kırsalda saldırıya geçmesi.

Bu Öcalan’ın kendisini ziyarete gelen ilk heyete bahsettiği 50 bin kişiyle devrimci halk savaşı modeli demek.

PKK ise arzuladığı sonucu fazla kan dökmeden, devleti fiili otorite ve durumla karşı karşıya bırakarak elde etme gayesinde.

Zira örgütün artık çözüm sürecine Apo’yu kurtarmak dışında hiçbir ihtiyacı yok.

Ama AKP’nin çok.

HPG yetkililerince halka söylenen de çözüm sürecinin kendilerinin değil AKP’nin söylemi olduğudur.

Ama KCK Yürütme Konseyi seviyesindeki açıklamalara bu gerçeklik dikkatle yansıtılmıyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 13059

ulkucudunya@ulkucudunya.com