İhanet mi, cehalet mi?
Rahmi Turan 01 Ocak 1970
Vefasızlığın ve cahilliğin kol gezdiği çirkin, vicdansız bir dönemde yaşıyoruz!
Ağrı’da pazar günü yapılan seçimi kazanarak Belediye Başkanı olan BDP’li Sırrı Sakık’ın ilk sözleri “Halka zulüm eden abideleri kaldıracağız. Bu kentte caddeler, sokaklar var. Kâzım Karabekir gibi onlarcası var. Bu tür utanç abidelerinin kaldırılmaları gerekir!” dedi.
Hadi biz buna “haince” demeyelim ama tam “cahilce” bir ifade!
Sırrı Sakık efendinin biraz tarih okuması gerekir. Sözünü ettiği Kâzım Karabekir, asla ırkçılıkla suçlanamayacak bir isimdir.
Eğer Kâzım Karabekir Paşa olmasaydı, o Sırrı Sakık bugün Ağrı Belediye Başkanlığı koltuğuna oturamazdı!
Ağrı’yı Ermenilerden ve Ermenileri destekleyen Ruslardan kurtararak Türkiye sınırlarına katan kahraman komutan Orgeneral Kâzım Karabekir’dir.
* * * *
Kâzım Karabekir (1882-1948) bir Osmanlı paşası idi ve daha çok muhafazakar, dindar bir yapıya sahipti. Asla ırkçı değildi. Doğu Anadolu’da kolordu komutanlığı yaptığı dönemde, diğer gruplara olduğu gibi bütün Kürt halkına da sevgiyle yaklaşmıştır.
Karabekir Paşa, Ermenistan Generali Antranik Paşa ile mücadele edip onu yenerek çoğunluğu Kürt olan bölge halkını zulümden ve esaretten kurtarmıştır.
Kâzım Karabekir, Kurtuluş Savaşı’mızın büyük kahramanlarından biridir.
Eğer o olmasaydı, Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nı başlatamayacak ve tarihin yönü değişecekti!
* * * *
Karabekir Paşa, Erzurum’da Kolordu Komutanlığı yaptığı sırada, Mustafa Kemal Atatürk onu ziyaret eder ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatma planlarını anlatır.
Mustafa Kemal Paşa ordudan istifa etmiş, üniformasını çıkartarak artık rütbesiz, sivil bir kişi olmuştur.
O sırada İstanbul’dan Kâzım Karabekir Paşa’ya hükümetin yolladığı bir telgraf gelir.
Telgrafta “Padişah’ın emriyle, Mustafa Kemal’in derhal tutuklanarak İstanbul’a gönderilmesi” istenmektedir.
Durumu öğrenen Atatürk’ün rengi sararır. Tutuklanırsa, kendisi için de, Türk milleti için de her şey bitecektir.
Fakat Kâzım Karabekir Paşa, olağanüstü bir cesaret gösterir, padişahın emrini dinlemez. Ayağa kalkıp Mustafa Kemal Atatürk’e selam durarak “Ben ve kolordum emrinizdedir paşam!” der.
İşte, bir ulusun yıldızının parladığı andır bu!
* * * *
Kâzım Karabekir Paşa’nın bu muhteşem davranışı, tarihin akışını ve tüm milletin kaderini değiştiren çok önemli bir olaydır.
Şimdi Ağrı Belediye Başkanı seçilen Sırrı Sakık, özellikle Doğu Anadolu halkının baştacı etmesi gereken bir kahramanı “Irkçılıkla, halka zulüm etmekle” suçluyor ve adının Ağrı’dan silinmesini istiyor!
Sırrı Sakık’ın bu garip davranışına ihanet mi diyelim, vefasızlık mı, yoksa cahillik mi?
Bilemiyorum!
Namuslular enayi mi?
AKP bu işte…
Yandaşları sıkışınca af çıkartıyor!
Şimdi “sıfırlanmayan kasalara yeni bir af” gelmek üzere…
Son dönem para babalarının şirketlerindeki kasalardan çıkan ve nereye harcandığı açıklanamayan paralar küçük bir vergiyle affedilecek.
Bunlar, sadece yüzde 3 vergi ödeyerek tüm sıkıntılarından kurtulacaklar!
3 yıl önce, Cumhuriyet tarihinin en büyük af yasasını çıkaran AKP iktidarı “Bir daha kesinlikle af yok!” diyordu ama hikâye!
AKP, vergi ve prim alacaklarını da kapsayan yeni bir düzenlemeyi Meclis Başkanlığı’na sundu.
Kayıt dışı bütün varlıklar yüzde 3 vergi ile affedilip kayıtlı hale getirilecek!
Peki, bugüne kadar vergi ve primlerini hiç aksatmadan yatıran namuslu mükelleflerin durumu ne olacak?
Onlara dürüst davrandıkları için prim ya da ödül verilecek mi? Yoksa alınlarına “Enayi” damgası mı vurulacak?
Tebessüm
Ağlayan öküzler!
Bakıyoruz da hali vakti yerinde, işadamı tipinde paralı insanlar:
“Yandık, öldük, bittik” diye ağlaşıyorlar!
Oysa, bu ülkede ağlaması gereken en son kişiler onlar!
İki öküz kağnıyı çekiyormuş…
Onların gık dediği yokmuş ama kağnının tekerlekleri gıcırdıyor, inim inim inliyormuş!
Öküzler tekerleklere dönmüşler:
“Allah Allah” demişler “Size ne oluyor lan? Yükü çeken biz, inleyen siz!”
Günün Sözü
Hak, hukuk ve adalet dudaklarda, yokluk ve sefalet sokaklarda!
