Irak üçe bölünürken...
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
ABD Irak'a girdiğinde Irak'ın neticede üçe bölüneceği yazılıp çiziliyordu. Hatta bir gazete bu üçe bölünüşü Irak'taki petrol rezervleri üzerinden tasnif etmiş ve "Normal, Süper, Kurşunsuz" diye belirtmişti.
ABD Irak'a girdi, talan etti, milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. Sonra oradan ayrıldı. Bu ayrılıştan sonra Irak'taki şekillenme tasarlandığı gibi üç parçaya bölünme olarak kendini gösterdi.
Kuzey Irak'ta peşmergeler, Bağdat ve civarında Maliki sayesinde Şii devleti ve IŞİD'in Musul ve civarını almasıyla da ortaya çıkan Sünni devlet umudu...
Türkiye hâlâ Irak'ın toprak bütünlüğünü savunuyor mu?
İlginçtir, bölgede Türkiye'nin politika olarak takip ettiği, savunduğu her şey zaman içinde fiilen tükendi.
Şimdi...
Irak'ta üç devletçik kuruluyor ve bu üç devlet de birbirinin tescilli düşmanı.
-Sünni Araplar (Bugün IŞİD bayrağı altındalar) Kürtler'den Saddam'ın intikamını alma peşindeler.
-Şiiler’le Sünniler zaten iflah olmaz düşmanlık içindeler.
Demek ki Irak'ta öyle bir üçlü bataklık tasarlanmış ki, bu bataklıkta yaşayacak bütün devletçikler birbirlerinin iflah olmaz düşmanı.
Böyle bir Irak, İran'ı da Türkiye'yi de çok ciddi rahatsız eder, ediyor, daha da edecektir.
Yani... Aslında Türkiye Irak'ın toprak bütünlüğü derken doğru bir politika izliyordu. Ancak bu politikayı yürütme gücü olmadığı için orada başka mecralara savruldu.
İnsansız müdahale, insanlık dışı müdahale...
IŞİD Musul'u ele geçirdiğinde ABD'nin olaya nasıl baktığına dair bir fotoğraf yayınlandı.
Obama bir kanepe üzerinde uyuyordu!
Bir kere bu önemli bir gösterge. Bu fotoğrafın ardından ABD'nin Irak'a müdahale etmeyeceği, yeniden asker göndermeyeceği ifade edildi.
Ama bu demek değil ki, ABD Irak'a hiçbir şekilde müdahale etmeyecek.
ABD'nin Irak'a müdahalesi insansız savaş uçakları ile olacak deniliyor.
Obama koltuğunda uyurken, ABD'nin predatörleri Irak'ta ABD'nin istemediği oluşumları vuracak...
Yani... Irak'ta önümüzdeki dönemde çok daha fazla kan akacak!
Irak ABD'nin yeni silah teknolojilerini denediği, savaşın gelecekte alacağı şeklin test edileceği bir yer olacak.
Peki sistem nasıl işleyecek?
Etik regülatörlü savaş aygıtları!
Silah taşıyabilen insansız hava araçları iki türlü. Birisi insanlar tarafından uzaktan kontrol edilebilen araçlar, diğeri de insandan bağımsız hareket edebilen silahlı insansız hava araçları...
İnsanların birbirleri ile savaştığı bir dönemden, insanlarla makinelerin savaşacağı bir döneme doğru gidiyoruz.
İşte bu yüzden insansız savaş araçları çok önemli hale gelmeye başladı.
Teknolojik gelişme bu aşamayı kaçınılmaz biçimde dayatıyor. Teknoloji savaş ahlakı, kuralı, kaidesi dinlemiyor.
Bu savaşlarda insanlar düşmanla değil, düşmanın makinesiyle karşılaşacaklar.
Hatta o makinelerden bir kısmı onları yöneten insanlardan bağımsız karar verebilecekler! Her türlü savaş suçu serbest hale gelecek. Çünkü ortada yargılayacak insan olmayacak!
Ve bu süreçte, her türlü hava aracı rahatlıkla silah olarak kullanılabilecek bir yapıya dönüştürülebilecek.
Önceki gün, DW radyosunda yer alan bir haberde ABD'nin yeni geliştirdiği bir silahtan bahsedildi:
"Reaper adlı insansız hava aracı, merkezden binlerce kilometre uzaklıkta, iki dağ arasına girip de bağlantıyı kaybettiğinde, yönetimi kendisi devralabiliyor."
Bu türlü savaş araçlarının nasıl kontrol edileceğine dair tezler de ileri sürülmüyor değil. Bu türlü araçlara bir "Etik Regülatör" takılarak kontrol dışılığın önüne geçilecekmiş!
Başbakan'a salon vermiyorlar!
Başbakan Erdoğan'ın kin ve garazla aldığı bir kararla, yıllardır sorunsuz yapılan Türkçe Olimpiyatları’nı Türkiye'de yaptırmayacağını ifade etmesinden sonra bu yıl Türkçe Olimpiyatları Türkiye dışında yapılıyor.
Aslında bu konuda ısrarcı olunsa olimpiyatların Türkiye topraklarında gerçekleştirilmesini kimse engelleyemezdi.
Ama hükümetin Türkçe Olimpiyatları’na katılacak çocuklara vize vermeme gibi bir eylem içine girmiş olması, "Bunlara su bile yok", "Bunlara salon vermeyin" yaklaşımları bu konuda ısrarcı olmayı gereksiz kıldı.
Aynı başbakan şimdi Avusturya'da konuşmak için salon bulamıyor iyi mi?
Başbakan'ın Almanya'daki salon toplantısından sonra benzeri bir toplantıyı Avusturya'da da yapacak olması Avusturya hükümetini kızdırdı ve töreni yapacak organizasyonun salon bulamamasına yol açtı. Daha önce kiralanan bir salon tadilat gerekçesi ile iptal edildi. Hatta 30 bin kişilik bir salon için 300 bin euro teklif edildi, kabul edilmedi!
Ne ilginç değil mi?